ELA GÖZLÜM 19

386 14 1
                                    


Sabah gözlerimi açtığımda Savaş masum masum uyuyordu. Dışarda aslan olan kişi şu an kedi gibiydi. Bu çok güzel bir şey.

Yer değiştirmiştir, bu sefer ben Savaşın göğsüne yatıyor pozisyondaydım. Ben bu adamı gerçekten çok seviyorum bundan eminim. Burnunun ucuna öpücük kondurdum ve yataktan kalktım.

Elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa indim. Şimdi güzel bir kahvaltı hazırlamanın zamanı. Madem Trabzon'dayız o zaman kuymak yiyelim.   Yanına ne yapsam diye düşünüyorum ama kuymak olunca benim gözüm başka bir şey görmüyor onun da görmesin.

Dolaptan tereyağı ve mısırununu çıkarttım. Tavaya tereyağını koydum, yanamaması için birazcık da sıvıyağ koyduktan sonra tereyağının erimesini bekledim. Eridikten sonra içine mısırununu da ekleyip kavurmaya başladım. Mısırununun kokusu sardı bütün mutfağı, son şeylerini de hallettikten sonra işim bitmişti. Yukarı Savaşı uyandırmaya çıktım.

"Savaşşş, Savaşşşş, hadi Savaş" diyip seslendim ama hiç tepki vermedi.

"SAVAŞŞŞŞ" diye bağırıp dürtmeye başladım. Yine tepki vermedi. Bu sefer yanına oturup karnını yumruklamaya başladım. Yumruklarken de uyurken nasıl karnının bu kadar sert olduğunu düşünüyordum.

Sonra ne olduğunu idrak edemeden kendimi yatakta Savaşı da üstümde görmem bir oldu.

"Günaydın güzelim, öperek uyandırmanı bekledim ama olsun böyle de olur"

"Öperek uyanacağını bilseydim öperdim merak etme"

"Dur o zaman uyuyayım"

"Hayır hayır dur öpme işini sonra da yaparız ama kahvaltı soğuyacak"

"Bırak soğusun bir şey olmaz"

"Ama o kadar uğraştım Savaş yapma bana bunu"

"Tamam güzelim kalkalım" diyip beni kucaklayıp aşağı indirdi.

"Ooo benim güzelim bize kuymak yapmış"

"Evettt hem deeee yanında benim yaptığım reçel de varr" dedim büyük bir sevinçle

"Senin kadar tatlı mı peki??"

"Hmm bir düşüneyimm......değilmiş" diyip güldüm. Kafamı boynuna gömüp ufak bir öpücük aldım.

"Hadi indir beni de kahvaltı yapalım, daha işim var benim. Düğüne gidicem hatta gidicez"

"Kimin düğünüymüş bakalım" derken beni indirdi masaya oturduk.

"Yakın arkadaşlarımdan birinin düğünü ama ben düğünden önce gidicem hazırlığa. Beni götürür müsün??"

"Bu da soru mu güzelim tabi ki"

"Ayyy canım sevgilim"

"Neyin neyin"

"Sevgilim" dedim utanırcasına

"Söyle bakalım sevgilim ben ne sıfatla gelicem oraya"

"Sevgilim olarak tabi ki"

"Hmm öyle mi" diyip kahvaltıya devam etti.

"En iyisi biz şöyle yapalım, sen düğüne git benim de bir arkadaşıma sözüm vardı onun yanına gideyim"

"Ne yani benimle gelmeyecek misin. Peki sen arkadaşlarınla vakit geçir sevgilinle değil"

"Gözde niye böyle diyorsun, ben ömrümü sana ayırdım sadece bir günümü bir arkadaşıma ayırsam sorun olmaz dimi"

"Tamam olmaz" dedim.

ELA GÖZLÜM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin