ELA GÖZLÜM 23

252 12 1
                                    

Gelinlikti, bindallıydı, düğün yeriydi derken 3 hafta geçti. Bu hafta içinde hem nişan hem kına hem düğün olacak. İşte o güzel günlerden birindeyiz.

Bugün hem istemem hem nişan birlikte var. Fazla heyecanlıyım bir de birkaç gündür Savaş'ı göremiyorum. Arıyorum 1 dakika konuşmadan kapatıyor. En azından sesini duymak yetiyor diye düşünüyorum. Bu kadar kısa süre görmeyince canım yanıyor ayrı olmayı hiç düşünemiyorum. Ayyy yok yok hiç geçirmiyorum aklımdan. Allah korusun, yazdıysa bozsun.

Saat 7 oldu ve Savaşlar birazdan gelecek. Bir an önce kavuşsak. Hem çok özledim hem çok sinirliyim. Ne yani evlenince de hep iş hep iş mi olacak. Ben bu düşüncelerdeyken kapı çaldı.

Açtığımda ilk olarak içeriye Semiha anneyle Fethi baba girdi. Sonra Seda ve birkaç kişi daha. En sona Savaş kalmıştı. Beni baştan aşağı süzdü

"Çok güzel olmuşsun güzelim"

"Teşekkür ederim sen de çok yakışıklı olmuşsun"

"Hmm öyle mi olmuş" deyip bana yaklaşacağı sırada geri çekildim.

"Ya Savaş içerde annenle baban var yaklaşma" dedim

"Tamam yavrum ona da tamam" dedi ve içeri geçti. Ben de elimde çiçeklerle içeri geçtim. Koca bir buket kırmızı gül en ortasında da bir tane beyaz gül var. İşte senin bu ince düşünceni seveyim ben.

Savaşın yanında olan benim için ayrılan sandalyeye oturdum. Sonra amcam konuşmaya başladı

"Eee oğlumuz ne iş yapıyor" hepimiz kahkaha atmaya başladık Savaş cevap verdi.

"Efendim benim bir şirketim var onun başındayım"

"Oo maşallah maşallah" dedi amcam.

Yengem "Kızım sen kahveleri yap istersen"

"Tamamdır. Nasıl içersiniz"

Fethi "Sade"

Selma "şekerli"

Seda "orta" gibi gibi herkese sordum. Savaş dışında onunkini nasıl yapacağımı biliyorum. Malum isteme günü.

Mutfağa geçtik kahveleri yapmaya başladık. Ben savaşınkini yaparken Ece kalan diğer kişilere yapıyordu. Zaten fazla değil toplasan 10 kişi falanız.

Savaşın bardağına kahveyi doldurdum. Tam içeri gidecekken Eylül durdurdu.

"Nereye gidiyorsun Gözde tuz biber atmadık"

"Atmayacağız zaten Eylül"

"Niye ya ne güzel eğlenecektik. Ben bunun hayalini kuruyorum kaç gündür"

"Eylül bu kahveye tuz atma olayı eskiye dayanıyor. Eskiden görücü usulüyle evlendiği için gelin gelen damatı beğenmediyse tuzlu beğendiyse tatlı kahve yaparmış. Bu sonra evrilmiş ve bu hâle gelmiş. Şimdiyse biraz zorlansın diye içiriyorlar. Ama biz zaten yeterince zorlandık o yüzden ben koymayacağım tuz"

İçeri geçtik kahveleri dağıttık ve oturduk.

"Ne var içinde ona göre içicem"

"Ne olması gerekiyorsa o" dediğimde bir anda kafasına dikti ama beklediği gibi çıkmadı.

"E bu tuzlu değil"

"Evet değil çünkü ben seni beğendim"

"Ne kadar beğendin"

"Onu boşver de sen niye benim telefonlarımı açıp 2 dakika dolmadan kapatıyorsun"

"İşler çok yoğundu güzelim"

ELA GÖZLÜM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin