BÖLÜM @MommyTaeDaddyKook a İTHAFEN YAZILMIŞTIR :))
Seokjin sonunda eve varmıştı. Aklı başka yerde başka yerde bir halde... İçeriye girip gerekli ne varsa almıştı ama fazla bir şeye gerek olmadığını da bilerek sadece bir sırt çantasına ne sığarsa o kadar eşya almayı uygun görmüştü. Bir kez kontrol ettikten sonra evden çıktı. Hastaneye geri dönerken sadece ne olacağını düşündü. Bundan sonra hayatlarının nasıl olacağını... Geçen zamanla beraber hastaneye de hemen varmıştı. Kardeşinin yanına gitmeden önce de hemşire ve doktorla da konuşunca kardeşinin düştüğünü ama herhangi bir sorun olmadığını öğrenmişti. Hem endişelenmişti hem de içi rahatlamıştı. Daha fazla beklemeden Taehyung'un kaldığı odaya gitti. Taehyung, Seokjin'i görünce yeniden o rahatlama hissini yaşamış ve Seokjin'e sıkı sıkıya sarılmıştı. Birbirlerinden ayrıldıktan sonra Seokjin evden getirdiklerini gösterip kardeşi ile konuşmaya başladı; ona espiriler yapıp bir nebzecik olsun o negatif enerjiyi uzaklaştırmak istedi. Bu şekilde zaman su gibi aktı, her ne kadar düşünceler su gibi akamamış olsa da. Geçen saatler ile eve gitme vakti de yaklaştı. Taehyung'un son kontrolleri de yapılıp gerekli ilaçlar da verildikten sonra eve gidebileceği kesinleşmişti. Bu şekilde ikisi de rahat bir nefes alıp huzurla çıkmışlardı.
♠️
Hastanede geçmek bilmeyen zaman artık yerini rüzgarda süzülen yapraklar gibi uçuşuyordu. Eve dönüşte Taehyung gelip geçen yolu izliyordu. Bir ara sanki araç duruyor yol ilerliyor gibi hissetmişti. Aklı bulanmıştı; zihni uzaklaşmıştı. Düşüncelerini izliyordu. İçinden buna da alışması gerektiğini söylüyordu. Her şeye alışacağı gibi buna da alışacağını... Birçok düşünce tarafından hem bedeni hem de ruhu esir edilmişken elini camdan dışarıya çıkardı. Parmak uçları rüzgarı hissederken anlam veremediği bir huzur yaklaştı yanına. Hafiften gülümsedi o an. Seokjin ise kardeşinin o tebessümünü görünce o da mutlu olmuş, endişeleri bir anlığına da olsa uçup gitmişti.
Yolculuk sona erirken, sonunda eve gelmişlerdi. Seokjin Taehyung'un eşyalarını almıştı. Eve doğru adımlamaya başlamış olsalar bile Taehyung nedense arabadan inince, o rüzgarı kaybedince yeniden bir huzursuzluğa büründü. Sanki anıların yok olması gibiydi kesilen rüzgarın dokunuşu.
Kapının önüne geldikleri zaman, Seokjin cebinden anahtarı çıkarıp kapı deliğine taktı ve çevirdi. Açılan kapı ile Taehyung, sadece baktı öylece ama fazla uzun sürmedi kendine gelmesi. İçeriye doğru adımladı. Kardeşinin eşyalarını alna Seokjin de içeriye önden girip salona gitti. Elindeki eşyaları bir köşeye bırakıp evde olmanın rahatlığı ile gerindi, üzerindeki ceketi çıkarıp koltuğun üzerine attı. Taehyung'a dönüp bir baktı ve kardeşinin hala yerinde öylece durduğunu görünce yanına gidip onun da üstündeki ceketi çıkarıp koltuğa oturtturdu.
''Tae... Biliyorum ya da seni anlıyorum demem çok saçma gelecek ama... Yani anlayamam seni veya nasıl hissettiğini ama yanında olduğumu bil. Ben hep senin yanında olacağım. Attığın her adımda senin ne önünde ne de arkanda olacağım. ( Seokjin Taehyung'un ellerinden tutar ) Sadece birbirimize güvenirsek bunu da atlatacağız, her şey daha iyi olacak inan bana. "
Taehyung, Seokjin'e doğru gözlerini çevirir ve gözlerinin içine bakıp " Gerçekten mi? " diye sorar. Seokjin ise gülümseyerek "Evet, gerçekten. Dediğim gibi sadece birbirimize güvenelim. Sen bu hayatta benim için en değerli insansın. Benim senden başka kıymet verdiğim kim olabilir ki Taehyung? Sen benim kıymetli kardeşimsin ( Seokjin, Taehyung'a aniden sarılır. ) ve seni korumak benim görevim. "
Taehyung aniden gelen sarılma ile ne yapacağını bilememiş olsa da daha sonrasında kollarını Seokjin'in etrafına sardı. Sarıldıkça sarıldı. Sımsıkı... Ağlayacak gibi hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LIL ♡ TaeKook
FanfictionJungkook hiçbir omeganın istemeyeceği bir alfaydı. Bu yüzden kendisini tüm kurtlardan uzak tutmuş; ormanın derinliklerinde bir ev inşa etmiş; tüm kurtlardan uzak yaşamayı seçmişti. Tâ ki bir omega o ormana girene kadar... Sürüsünden atılan ve orada...