Baş Alfa derin bir nefes aldı ve anlatmaya başladı.
"Öncelikle bunu nasıl söylemeliyim bilmiyorum ama artık bilmelisin. Bunca yıldır baban olarak tanıdığın adam aslında baban değildi. Gerçek baban... Gerçek baban aslında benim. "
♤
Bir anda parçalanan o cam ile Jungkook da o an hayatının yalanlar üzerine kurulduğunu hissetti. Baş Alfa ise oğlunun gözündeki kırılmış cam parçalarını görmesine rağmen anlatmaya devam etti.
"Annen... Senin annendi. Gerçek annendi. Baban sandığın o adam ise benim arkadaşımdı. Annen ve ben birbirimizi gerçekten çok sevdik. Ama ailem hiçbir zaman ne anneni ne de seni kabullendi. Bir karar vermem lazımdı. Ya annenle seni kurtaracaktım ya da ölmenize izin verecektim. Bunu yapamazdım. Ölmenize izin veremezdim. Bu yüzden arkadaşımdan yardım istedim. Kendisi başka bir sürüdendi. O beni anlayabilecek tek insandı. Eşini ve çocuğunu kaybetmişti. Babasının izin vermediği bir birliktelikti. Sadece... Sadece ondan bunu isteyebilirdim. O da kabul etmişti. Sonrasında yıllar bu şekilde geçti. Ama her zaman bir gözüm senin üzerindeydi oğlum. Seni sadece uzaktan izleme şansım olmuştu. "
Baş Alfa devam edecekken Jungkook çoktan ağlamaya başlamıştı. Duyduğu sesler ile ağlamak istedi yaşlı kurt. Ama Jungkook daha fazla dayanamadı. Birden, hiddetle ayağa kalktı.
"YALAN SÖYLÜYORSUN!! BENİM... BENİM BABAM SEN OLAMAZSIN!! HER ŞEY YALAN!!! "
Yaşlı kurt da ayağa kalktı.
"Yalan değil!! Bak!! Sen ve ben aynıyız. Sadece... Sadece gözlerin annene çekmiş. Onun gibi bakıyorsun. Oğlum... "
Jungkook gözleri yaş ile dolmuşken duyduğu hıçkırık sesi ile o yöne çevirdi başını. Taehyung... O, gözyaşları içinde kulaklarını kapatmış, seslerin bir an önce kesilmesini bekliyordu. Jungkook hızla eşinin yanına gelip sarıldı. Taehyung, o an seslerin kesildiğini anlamıştı kendisine sarılan ve kokusunu hissettiği eşi ile. Kendisi de kollarını sardı eşine.
"Ju-Jungkook... D-dur... Lütfen... Kor... Korkuyorum. "
Jungkook omzunu ıslatan gözyaşları ile Taehyung'u sakinleştirmek için feromon salgılamaya başladı. Kucağına aldı onu. Kucağında sakinleşmeye çalışan eşi ile koltuğa oturmak zorunda kalan Jungkook, Baş Alfa'ya dönüp "Devam et; bitir; git. " dedi. Baş Alfa yerine oturup tekrardan anlatmaya devam etti.
"Dediğim gibi bunca zamandır seni ancak bu şekilde görebildim. Sonrasında işler istediğim gibi gitmedi. Arkadaşımın ailesi sizi buldu. Ben... Sadece... Üzgün olduğumu söylemek istedim. Zamanında gelmedim. Ne sevdiğim kadını ne de arkadaşımı kurtarabildim. İkisini de kaybettim. O gün senin önüne birisi geçti. Hatırlıyor musun? "
Yaşlı kurt ayağa kalktı ve üzerindeki kıyafeti çıkarıp sırtını gösterdi. Jungkook gördüğü izle sanki başından kaynar sular dökülmüş gibi hissetti. O anın verdiği şokla kendisini kurtaran adamın yüzünü unutmuştu. Ama izi gördüğü an... Her şey sanki kayıp yapboz parçalarının bulunması gibi birleşiyordu ve tablo tamamlanıyordu.
"Jungkook, o gün verdiğim karar seni biraz daha uzun görmemi sağladı. Annen konusunda hâlâ acı çekiyorum. Onun gidişiyle kalbim de bedenim de yarım kaldı. Bu yüzden fazla zamanım olmadığını biliyorum. Elimde kalan tek şey sensin. Ne daha fazlası ne de azı... O aileyi tanıyorum. Buraya gelecekler. Sizin için... Bu yüzden olabildiğince uzağa gitmelisiniz. Ama senden sadece bunu istemiyorum. Yanıma gel, Jungkook. Eşini al ve yanıma gel. Nefes aldığım sürece ikinizi de koruyacağım. "
Jungkook, kucağındaki titreyen eşi ile düşündü. En doğru kararı vermeliydi. Gururunu bit kenara bırakıp Taehyung'un hayatta kalmasını sağlamalıydı. Bu yüzden de cevabını verdi.
"Beni korumana ihtiyacım yok. Sadece eşimi koru. Onun yanında ol. Ve hayatta kalmasını sağla. O zaman seninle geleceğim. "
Taehyung parmak uçları ile sıktığı kıyafeti çekiştirdi.
"J-Jungkook... Lütfen... Böyle konuşma. "
Genç kurt, eşinin yanaklarını ıslatan gözyaşlarına öpücükler kondurdu ve öptü onu.
"Ben iyi olacağım Tae. Şuan için düşünmem gereken tek şey senin hayatın. Anlıyor musun beni?
"E-evet. "
Jungkook eşine bir kez daha sarıldıktan sonra ayağa kalktı. Kucağındaki eşi ile babasına baktı.
"En geç ne zamana kadar burada olurlar? "
Yaşlı kurt kıyafetini üzerine geçirdi ve ciddiyetle bakıp Jungkook'un sorusunu cevapladı.
"En geç iki gün sonra. "
Aynı bakışlara sahip iki kurttan genç olan "Tamam o zaman. Geliyoruz. " dedi. Eşini kucağından indirmeden evlerinden çıkan ve hemen onların arkasında olan Baş Alfa ile üç kurt yalnız kurdun ormanı olan Jeon Jungkook'un ormanını terk etmişlerdi.
◇●◇●◇●◇●◇●◇●◇●◇●◇●◇●◇●
Merhaba. Nasılsınız? Ben iyiyim. Umarım sizler de iyisinizdir. Bölüm nasıldı? Umarım beğenmişsinizdir. Kısa, evet kabul ediyorum. Bunun için sorry. Fazla zamanım yok. Haftada beş günü yedi güne çıkarttım çalışma saatlerimi. Bu yüzden bölümler geç gelebilir.
Hepinizi seviyorum ve öpüyorum 😘😘
Kendinize iyi bakın 😊😊
Haydin sağlıcakla kalın 👋👋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LIL ♡ TaeKook
FanfictionJungkook hiçbir omeganın istemeyeceği bir alfaydı. Bu yüzden kendisini tüm kurtlardan uzak tutmuş; ormanın derinliklerinde bir ev inşa etmiş; tüm kurtlardan uzak yaşamayı seçmişti. Tâ ki bir omega o ormana girene kadar... Sürüsünden atılan ve orada...