Jungkook bırakılan kolu sayesinde eşine sımsıkı sarıldı. Son bir cümle söyledi.
"Seni asla bırakmayacağım. "
Ve bir darbe daha...
Düşmanları, birbirine sarılmış iki genç kurdu gördü ve elindeki bıçağı yere attıktan sonra da oradan uzaklaştı.
♤♡♤♡♤♡♤♡♤♡♤♡♤♡♤♡♤♡♤♡♤♡
Sabahın erken saatlerinde güneşin parlayan ışıkları ile çevre aydınlatılıyordu. Taehyung erkenden kalktığı için güneşin doğuşunu izlemişti ve çizim defterine bu güzelliği çizmişti. Parlayan çevre ile tüm canlılar uyanmıştı. Saat yediye doğru yaklaşırken Taehyung odasına dönmüş; hemencecik kıyafetlerini değiştirmiş ve yatağının karşısında olan duvarda asılı olan ders programına bakıp gerekli şeyleri de almıştı. Odasında yapılacak her şeyi hallettikten sonra banyoya girip işlerini halletmiş; dişlerini de fırçalayıp saçlarını düzelttikten sonra gerekli eşyalarını yerleştiği çantasını alıp aşağıya indi. Fakat sonradan unuttuğu çizim defteri için hemen bir u dönüşü yapıp aldı onu. Evden çıkmadan önce ayakkabılarını giyip aldığı anahtarları ile dışarıya çıktı. Kapıyı kilitleyip hızla merdivenlere doğru yöneldi. Hızla indikten sonra da dış kapıyı açıp bedenini dışarıya attı. Temiz havayı ciğerlerine çekti. Sonrasında başlayacak dersini hatırladığı için hızla üniversiteye doğru yol aldı
:
:
:Öğrenci kartıyla giriş yaptıktan sonra hâlâ vakti olduğunu hatırlayan Taehyung biraz vakit geçirmeye karar vermişti. Kahve almak için bir kafeye doğru gitti. İçeriye girdiğinde hissettiği soğuk hava ile serinlediğini hissediyordu. Fazla vakit kaybetmeden tezgaha doğru yöneldi. Gelen Taehyung'u gören barista yüzüne bir gülümseme yerleştirdi.
Barista:
"Merhaba, hoşgeldiniz. Ne istersiniz? "
Taehyung şöyle bir menüye bakıp Tekrardan tezgahta bekleyen adama döndü ve "Filtre kahve, lütfen. " dedi. Siparişini verdikten sonra da tezgahın diğer yanına geçti kahvesini beklerken.
Aradan geçen beş dakika kadar süreden sonra barista kahvesini teslim etti ve Taehyung ücreti ödeyip çıktı. Yavaşça yürüyerek kahvesini içiyordu. Ama sonradan yönünü değiştirip park alanına doğru yürümeye başladı. Sonunda oraya vardığında ise gördüğü ilk boş banka oturdu. Çantasından çizim defterini çıkarıp çizebileceği bir şeyler aradı. Ardından gözüne ilişen bir kedi ile hemen kalemlerini çıkarıp karalamaya başladı. Kabataslak çizimini yaptıktan sonra ayrıntılara geçti. Bitirmeye yakın olduğu zaman ise kediye tekrar bakmak için başını kaldırdı. Fakat kedinin orada olmadığını görünce çevresine baktı. Hiçbir yerde göremediği kedi için üzülürken bacağında bir hareket hissetti. Kedinin aslında yanına geldiğini görünce yüzünde bir gülümseme oluştu.
"Sen nasıl hemencecik geliverdin bakayım? Gel bakalım buraya. "
Kucağına aldığı kedi yüzünden defterini ve kalemlerini hemen yana bıraktı. Kucağında olan kedi sıcak havanın verdiği hissiyat ile mayışmıştı. Taehyung'un kucağında sırt üstü yatmış olan kedi kendisini sevdirmeye ve oyun oynamaya çalışıyordu. Taehyung ise kedinin yaptığı şirinlikler ile ona ayak uydurdu.
Bir süre kediyle oyun oynadıktan sonra, Taehyung kedinin birkaç fotoğrafını çekti ve kucağından indirip çantasının içine kalemlerini ve defterini yerleştirdi. Kahvesini aldı eline. Sonrasında ise oradan uzaklaştı.
:
:
:(Derste ne olmuş ne bitmiş yazmayacağım. Skksjsjj.)
Sıkıcı geçen ders ile bitkin olarak çıkan Taehyung bir sonraki ders için ne yapacağını bilemez hâlde dolanırken birden karşısına çıkan kedi ile şaşırdı. Sabah oynadığı kedi karşısında öylece durmuş kendisine bakıyordu. Ardından pençelerini pantolonuna geçiren kedi sımsıkı kavradı.
Taehyung:
"Hey! Dur bakalım! Ne yapıyorsun sen? Pantolonum! "
Eğilip kediyi kucağına aldığında ise kedi pençelerini havaya kaldırıp oyun oynamak ister gibi davranıyordu. Oradan çıkan birkaç kız da Taehyung'a bakıp kıkırdadılar. Sonrasında yanına gelip kediye baktılar. İçlerinden birisi "Ne kadar tatlı! Sanırım seni çok sevdi Taehyung. " dedi. Taehyung ise başıyla onayladı ve ardından "Sanırım haklısın. Sabahta yanıma gelmişti. Herhalde dediğin gibi... " dedikten sonra kucağında kedi ile yürümeye başladı. Tekrar sabahki yere geldiğindeyse bu sefer farklı bir banka oturdu. Kucağındaki kedi ise hâla oyun oynama peşindeydi. Taehyung onun bu hareketlerine gülmekten başka tepki veremiyordu. Ardından da sessiz bir şekilde konuştu.
"Sanırım... Bugün güzel bir gün olabilir. "
🐈 🐈 🐈 🐈 🐈 🐈 🐈
Merhabalar. Part II kısmının ilk bölümüne hoşgeldiniz ve kusura bakmayın derim. Fazla zamanım olmadığı için anca bu kadar oldu. Dersler, o, bu, şu derken zaman ayarlamak zor oldu şuan benim için. Ve başka bir sorun olarak da bu kısmın nasıl ilerleyeceğini bilmiyorum. Aklımda bir şey yok ve diğer kurgum için de çalışıyorum. Kapak, kurgu, tarih vs vs vs...
Neyse... Bölüm nasıldı? Bence tatlı. Ama sizin düşünceleriniz de önemli.
Bence bu kadar muhabbet yeter. Ben gideyim. Hepinizi öpüyorum ve seviyorum. Kendinize iyi bakın. Haydin sağlıcakla kalın 👋👋
Not: Bu kısım çok çok uzun yıllar sonrasını ele alıyor. Yani Taehyung'un ve Jungkook'un ruhları reenkarne oldu. seul_minie e teşekkür ediyorum. Yoksa bu açıklamayı yapmazdım ofkdjdiduduc.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LIL ♡ TaeKook
FanfictionJungkook hiçbir omeganın istemeyeceği bir alfaydı. Bu yüzden kendisini tüm kurtlardan uzak tutmuş; ormanın derinliklerinde bir ev inşa etmiş; tüm kurtlardan uzak yaşamayı seçmişti. Tâ ki bir omega o ormana girene kadar... Sürüsünden atılan ve orada...