Ardından da sessiz bir şekilde konuştu.
"Sanırım... Bugün güzel bir gün olabilir. "
🐈 🐈 🐈 🐈 🐈 🐈 🐈
Taehyung hâlâ kediyi sevmeye devam ederken saate bakmak için telefonunu açtı. Biraz daha zamanı olduğu için orada oyalanmaya karar verdi. Geçen zamanla beraber tatlı bir esinti esti. Esen o hafif rüzgarla kedi birden kucağından atlayıp başka bir yöne yöneldi.
"Hey! Nereye gidiyorsun? "
Taehyung, kucağından kaçan kedinin gittiği yöne bakınca kedinin başka birinin yanına gittiğini gördü. Uzun boylu, siyah saçlı ve hafif kalıplı bir erkeğin yanındaydı. Taehyung da yerinden kalktı ve kedinin gittiği yöne gitti. O an da ise genç erkek elindekileri kediye veriyor ve bir yandan da seviyordu kediyi. Yanına birinin geldiğini fark edince de odağını kediden çekip Taehyung'a dikti. Koyu renkli gözleri Taehyung'a baktı bir süre ve sonra da konuşmaya başladı.
"Sanırım kendini sevdirmek için senin yanına gelmiş. "
Taehyung gelen cümle ile birden afallayınca ağzından bir "Ha? " cevabı çıktı sadece. Genç erkek ise onun bu tepkisine sadece gülümsedi.
"Kediden bahsediyorum. Bu arada benim adım Jungkook. "
Taehyung:
"Ha? Evet evet. Şey... Ben de Taehyung. "
Jungkook:
"Tanıştığıma memnun oldum Taehyung. "
Taehyung:
"Ben de. Şey... Sanırım sen onu sürekli besliyorsun. Birden sana doğru gelince... Ben biraz şaşırdım. "
Jungkook tekrardan gülümseyince Taehyung da gülümsedi. Ve ardından Jungkook "Evet. Genelde başka bir yerlerde olurdu. Ama bugün de canı buraya gelmek istemiş sanırım. " dedi. Taehyung da Jungkook'u başıyla onaylayınca Jungkook olduğu yerden doğruldu ve Taehyung ile göz göze geldi. O an Taehyung'un kalbi birden çarpmaya başladı. Ne olduğunu anlayamamıştı. Sadece kalbi, olduğundan daha hızlı atıyordu ve sesini Jungkook da duyabiliyordu. Ardından Taehyung bir ses duydu. Kendi sesi gibiydi.
'Artık sana aidim. '
Duyduğu o ses yüzünden gördüğü koyu renkli gözler ve o yüz ona o kadar tanıdık gelmişti ki... Sanki... Bu yabancıyı çok yakından tanıyor gibi hissetti. O an yaşadığı duygu karmaşası ile birden uzaklaşmaya çalıştı. Arkasını dönmüş gidecekken bileğini tutan el ile ona baktı.
Jungkook ne yaptığını bilemez bir şekilde Taehyung'un bileğini tutmuşken "Şey... Hangi bölümdesin? " diye sormuştu. Taehyung ise hemen oradan uzaklaşmak için "Psikoloji. " demişti ve bileğini kurtarıp oradan uzaklaşırken arkasından o tanıdık sesi duydu.
"Ben de!! "
:
:
:Taehyung o anki yaşadığı karmaşa yüzünden derslere girmek yerine evine gelmişti. Bedeni farklı hissediyordu. Her saniye sıcakladığını hissediyordu. Arkasında bir ıslaklık hissediyordu. Korkuyordu.
"Hayır... Bu... Olamaz. Ben betayım. Omega değilim. "
Sürekli kendisine bir beta olduğunu söylemeye devam ederken birden dizleri üstüne düştü. Hâlâ evin girişindeydi. Hemen kendisine yardımcı olacak birini bulma umudu ile telefonunu aramaya başladı. Ceplerini yokladı. Ama yoktu. Sonrasında çantasına baktı. Bulduğu telefonu ile hemen birini aradı.
"Hyung... Lütfen eve gel! Ben iyi hissetmiyorum. "
....
"Evet, eve geldim! Lütfen acele et! "
....
Taehyung telefonu kapattıktan sonra telefonunu bir yere bıraktı ve elini kalbine götürdü. Hâlâ aynıydı. O an kendisine tek bir soru sordu.
"Bana neler oluyor? "
🐈
Selamlar!!! Ben geldim diye yalan söylemek olmaz. Ama bu kadarcık da olsa bir bölüm yazabilirim diye düşündüm Ve yazdım.
Eee... Nasılsınız? Ben heç iyi değilim. Bu arada, arada bir dm ye gelin de konuşak canım. Kendimi iyicene yalnız hissetmeye başladım. Sizlerle tanışmak, konuşmak isterim.
Bu arada beni takip ederseniz sizi de gelişmelerden haberdar da edeceğim.
Neyse... Lafı çok uzatmamak da lazım. Hepinizi öpüyorum ve seviyorum 😘😘😘
Kendinize iyi bakın 😊😊
Haydin sağlıcakla kalın 👋👋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LIL ♡ TaeKook
FanfictionJungkook hiçbir omeganın istemeyeceği bir alfaydı. Bu yüzden kendisini tüm kurtlardan uzak tutmuş; ormanın derinliklerinde bir ev inşa etmiş; tüm kurtlardan uzak yaşamayı seçmişti. Tâ ki bir omega o ormana girene kadar... Sürüsünden atılan ve orada...