Görsel: Kuzey'in bu bölüm giydikleri.
İç çekerek son sandalyeyi de kaldırdım. O olay üzerinden bir hafta geçmişti. Ne bulaşan biri ne de rahatsız eden vardı. Sessiz ve sakin geçiyordu günlerim. Geçmeye de devam etsin.
Son kontrolleri yapıp barın kapısını kapattım. Normalde iki kişi kapıyorduk dükkanı ama yanımda çalışan Beta'nın son anda eşi hastalanmıştı ve ben de onu göndermiştim. Şu an ise barı kapatmıştım sonunda. Kapıyı kitledim. Anahtarı cebime atarken motoruma yöneldim. Ağzıma bir sigara almıştım. Motoru bir gözden geçirirken aldığım feremonlar ile durdum. Kaşlarımı çattım. Boynumu kütlettim. Feremon falan dinlemem şu an. Vita arayışınızı sikiyim.
Yavaşça arkama döndüm. Tanımadığım takım elbiseli bir adam ve arkasında da birkaç adam vardı. Feremonlarından algıladığım kadar bir Delta idi. Piçe bak. Sinirle ona baktım. Ağzımdaki sigarayı yaktım ve derince içime çektim umursamaz gözükürken.
"Ne için gelmiştiniz? Barı kapattım çünkü. Daha da açmam. Sonra gelin ne işiniz varsa."
Sigarayı ağzımdan uzaklaştırıp ağzımdaki dumanı serin havaya gönderdim. Sonrasında ise kaçma planları yapmaya başladım. Vitam huzursuz hissediyordu. Garip... Normalde şu an bir Delta için can atar olurdu ama nedense sinirliydi. Benden mi etkilendi acaba... Aferin kurdum. Seninle gurur duyuyorum artık. Benim sözümü dinle.
"Buralarda bir Vita varmış. Bu barda takılırmış genelde. Kim biliyor musun?"
Yalan atma vakti. Sigaramı geri ağzıma koyup düşünüyormuş gibi yaptım.
"Ha hatırladım. Barın en köşesinde oturan çocuk. Kapşonlu ile hep. Ürkütücü ürkütücü takılıyor ve sadece kırmızı şarap içiyor. Vampir gibi."
Bu her kimse ona selam. Ben de tanımıyorum, uydurdum alt tarafı. Anlayamazlar da. Profesyonelim ben sonuçta. Tiyatrocu olmalıyım ha.
"Onun Vita olduğunu nereden biliyorsun?"
"Bir hafta önce sizin gibi başka bir Delta geldi. Barı neredeyse yıkıyordu. O Vita ile konuşuyordu en son. Zaten o konuşmadan sonra Vita gelmez oldu doğrusu."
Profesyonel bir mükemmelim dostlar. Adam kaşlarını çattı. Sonra sinirle adamlarına döndü. Sinirden feremonlarını salgılarken yutkunum burnumu tıkadım.
"Pamir denen puştu bulun lan. O Vita'yı ondan almalıyız."
Diyerek yürümeye başladı. Teşekkür de etmedi garip. Onlar arabaya binip giderlerken kahkaha atmaya başladım.
"U-Ulan mallar nasıl da kandınız. C-Cidden oyuncu olmalıydım... Salaklar cidden kandı. İnsan bir araştırır bu salak doğru diyor mu diye. Ama d-direkt inandınız. Ahh mükemmeldi."
Gülmekten akan gözlerimi sildim. Sigaramı keyifle bitirip yere attım. Ayağımla ezerken mutlu mutlu kaskımı aldım. Eve gidince Burak ile bunları yemek yerken konuşmalıydık.
"Cidden oyuncu gibisin. Ben bile gerçeği bilmesem inanırdım."
Gülmem donarken bir küfür ettim. Ulan mutluluğuma da taş koymayın be. Biraz mutlu olayım. İç çekerek arkamı döndüm. Elleri cebinde bana bakan Pamir'e baktım.
"Üzgünüm salaklarla konuşmuyorum. Hele feremonları ile bir boklar yapmayı deneyenler ile."
Bunu diyip gülümsedim. Sonra kaskı kafama geçirdim. Tam motora binecekken kolumdan tutulmam ile sinirle Pamir'e döndüm.
"Ne var be!?"
"Karşında bir Delta var biliyorsun değil mi?"
"Imm çokta umrumda? Üzgünüm ama kat sistemini umursamıyorum. Hepimiz aynıyız ırklar farklı diye bir şey değişmiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan'ın Meleği (Bitti)
Fantasía{Barmen bir Vita ile mafya bir Delta'nın hikayesi...} --------- (Haklar Vita'nın kadehinde saklıdır.)