Boynumdaki papyonu gevşetmeye çalışırken Sena elime sertçe vurdu.
"Siz ikiniz o papyonları çıkarmıyorsunuz. Pamir Bey önemli bir yemek olduğunu söyledi ve kesinlikle iyi giyinmeliymişiz. Ve sizi uyarmamı da istedi. Saçma saçma davranmak, misafirler ile muhattap olmak ve içmek yok."
Sena'nın dediklerine göz devirdim. Pamir bir yemek düzenliyordu. Ve bu yemek işine bizi de katmıştı. İyi yanı en azından Deniz'de vardı. Üzerimdeki siyah takım elbise ve beyaz gömlek ile dururken pamyonda taktırmışlardı. Burak'da benimle aynı giyinmişti. Bize kıyasla Sena istemese de kavga da çıkarsa siyah dizlerine kadar olan sade bir kalem elbise giyerek saçlarını açmıştı.
"Bu şey boyunca sadece yemek yiyeceğim."
Burak'ın dediğine başımı aşağa yukarı salladım. En iyi plan oydu çünkü. Sonuçta ağzın doluyken kimse seninle konuşmaya çalışmazdı. Denendi ve onaylandı.
"Onu bilmem. Şimdi size planı anlatıyorum. Üçümüz ayrılmıyoruz. Laf atan olursa kısa cevap veriyoruz. Genel olarak planım sakin olacağını düşündüğüm için mutfakta takılmak ve fazla göze batmamak. Davete gelenlerin hepsi zorunlu olarak bastırıcı kullandı. Bu kurallardan biri. Bir diğer kural ise silah getirilmeyecek kuralı. Ondan ötürü güvendeyiz. Kuzey abi bastırıcı kullanamadığın için Pamir bey ne yazık ki seni kokusu ile işaretleyecek. Biliyorum istemiyorsun ama ruh eşi zımpırtısı başkasına izin vermiyor. Her neyse. Sen, ben Beta'yım demeye devam edeceksin. Eğer neden üzerinde Pamir Bey'in kokusu var sen de diyen olursa bir yalan at geç. "
Somurtarak başımı aşağa yukarı sallarken kapı tıklandı. İçeri Pamir girerken ona düşmancıl bakışlarımı attım. O ise bizi süzdü tamamen içeri girerek.
"Üçünüzde hazırsınız. Harika. Sena ve Burak siz aşağıya Kadir ile Deniz'in yanına inin."
İkiside hızlıca onaylayarak odadan çıkarken ben de çıkmaya yeltendim ama o kolumdan tutarak beni geriye doğru çekti. Ona baktım ne var bakışı atarak somurtuyordum.
"Seni işaretlemeliyim Kuzey. Sonra gidersin."
"Deniz yapsa..."
"Ne yazık ki ruh eşin olarak ben yapmalıyım."
Bana iyice yaklaşırken başımı kaldırıp ona baktım. Yüzünü bana yaklaştırırken öylece duruyordum. Vita içinde mutluluk ile kudururken ben ona sakin olmasını diyip durduruyordum. Pamir en sonunda boynuma yaklaştı. Feremonlarını iyice yayarken istemsizce gözlerimi kapadım ve derin bir nefes aldım. Kulağımda onun gülüşü yayılırken koku bezimin olduğu yere yaklaştı ve burnunu sürttü. Bir süre orda durup, mühür yerime yaklaşması ile hırlayarak geri çekildim gözlerimi açıp. Boynumu tuttum. Mor gözlerle ona baktım. O ise bana bakıyordu.
"Sadece yaklaştım."
"Deli misin sen! Ne kadar tehlikeli biliyor musun? Öldüreceksin beni değil mi? Kendinin yapıp mühürleyeceksin sonrasında gözümün önünde beni aldatacaksın ve ben öleceğim. Ya da beni kullanacaksın? Önceki olanlar gibi!"
Nefesim hızlanırken Vita'nın dediklerine anlam veremiyordum. Geçmişte ne olduğunu bilmezken bu tür şeyler bu aralar çok oluyordu.
Bir süre sonra Vita giderken gözlerim normale döndü. Küfür ederek ağrıyan başımı tuttum.
" Kusura bakma... Bu aralar Vita çok hassas. Mühür yeri özel alandı hep ama bu aralar daha da özel... Neyse gidelim.."
Pamir sanki bir şey çözmeye çalışır gibi bana bakıyordu o esnada tabii. Başını iki yana salladı.
"Diğerlerinin yanına git. Ben son bir kontrol yapacağım."
Başımı sallayıp odadan çıktım. Aşağıya indim. Sena ve Burak'ın yanına giderken Burak çoktan küçük keklerden yemeye başlamıştı. Sena da ona eşlik ediyordu. Yanlarına gelince ikiside birden burunlarını tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan'ın Meleği (Bitti)
Fantasy{Barmen bir Vita ile mafya bir Delta'nın hikayesi...} --------- (Haklar Vita'nın kadehinde saklıdır.)