Arkadaşlar ben daha da eksin istiyorum, dram istiyorum ya. Ondan olay yapıcam çünkü nedeb olmasın.
********
Bugün nöbet bendeyken sıkılmış bir şekilde duruyordum. Olaylar başlayalı iki hafta olmuştu. Çoğu yoldaşımızı kaybetmistik adeta. Şimdi siz diyorsunuz bu bir barmen bir Vita ile mafya bir Delta'nın hikayesiydi ne ara böyle şeyler oldu. Doğrusu Vita ve Delta'ların olduğu bir evrende buna ben şaşıramıyordum. Eski kafa herkes adeta.
Sessizce etrafı izlerken o esnada telsizden ses gelmişti. Dikkatimi oraya vermiştim.
"Merhaba Vita. Orada olduğunu biliyorum. Bence her şey bitmeli artık değil mi?"
Duyduklarım ile kaşlarım çatılırken bi yutkundum. Bu frekansı sadece ben ve Pamir kullanıyorduk raporlar icin. O zaman bu konuşan kimdi? Yakalanmışlar mıydı yoksa?
"Eşin ve onun tatlı yol arkadaşları yanımızda doğrusu. Sonunda iç kuleyi feth etmeye adım adim yaklaştık. Adamlarınızı çekmeniz icin size üç saat veriyorum. Yoksa eşine veda et."
Diyerek telsiz konuşması biterken o esnada kalbimde büyük bir acı hissettim. Adeta nefessiz kalacak gibiyken başımı iki sana salladım. Hayır Kuzey onca yol geldiniz. Pamir düşse de ikinci komuta artık sen de. Artık Alfa'lar ve Beta'lar olmayabilirdi ama benim de sürüm vardı.
Elim göğsümde iken ana yere gittim. Boğazımı temizledim.
"Herkes uyansın! Ve hemen buraya gelsin çabuk!"
Bir yandan yavaş yavaş çocukları uyandırıyordum. Onlar saf saf bakarken en çokta onlara üzülüyordum. Ama ben Kuzey isem onlara bu savaşta asla zarar gelmesine izin vermezdim.
Bir yandan herkes yavaş yavaş uyanırken Burak ve Gaye abla anlamayarak bana bakıyordu.
"Herkesi buraya toplayın çabuk. Hemen hem de. Çocuklarıda."
İkisi işlerin ters gittiğini anca anlarken hemen herkesi kaldırmaya koyuldular. Bir süre sonra herkes kalkarken alandakilere baktım. Sonra ortakadako yemek masasın üzerine çıktım. Herkes bana bakıyordu. Derin bir nefes aldım.
"Pekala açık olacağım. İşler boka sardı. Savaşan Alfa ve Beta'ların hepsini aldılar. Bunlara lider Pamir'de dahil. Öldürmediklerini biliyoruz şimdilik. Muhtemelen bizden ötürü tutuyorlar. Bizi ele geçirirlerse sürülerimizin hepsi onların olur. Bize iyi davranacaklarını da sanmam."
Dediklerime biraz mola verirken kollarımda yanmalar hissediyordum. İşkence ediyorlardı. Mühürlenmesek de ruh eşi olduğumuzdan hissediyordum. O esnada ortamda uğultular başladı. Hayır Kuzey kendini toparla ve bırakma.
"Yani kendimizi onlara mı vericez?"
"Bizi öldurücekler... cocuklarımızıda."
"Anne ölmek istemiyorum."
Bu tür cümleleri duyarken içimdeki Vita ise sinirden yerinde duramıyordu. Eşi bu haldeyken sessizce oturmayacaktı. Ben de oturmayacaktım. Birden gözlerim mora dönerken istemesem de feremonlarımı yaydım.
"Sakin olun ve beni dinleyin!"
Herkes mesajı alırken gözlerim insanlar üzerinde gezdi. İç çektim. İçimdeki Vita'ya uymaya karar verdim.
"Bizi öldürmelerine izin vermeyeceğiz! Eşlerimiz savaştı sıra bizde. Türümüz düşük diye bizi zayıf sanan bir avuç cahilden başka şey değil onlar. Biliyorum korkularnız var ama bilin ki korkunun ecele faydası yok. Bu savaşı onlar değil biz bitireceğiz!"
Sözlerim biterken herkeste az da olsa endişe kırıntısı gitmişti. Pekala plan vakti. Hadi Kuzey harika aklını kullan.
"Doktor olan türler çocuklarla birlikte burada kalacak. Savaşabilecek olanlar bizimle geliyor. Eşlerimiz zaten acı çekerken daha da acı çekmesinler. Burak ve Sena depolanmış silahları getirin. Çocukları bu isten geri tutun. Bu savaş daha bitmedi!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan'ın Meleği (Bitti)
Fantasy{Barmen bir Vita ile mafya bir Delta'nın hikayesi...} --------- (Haklar Vita'nın kadehinde saklıdır.)