Siyah gömleğimi altına da siyah pantolonumu giymiş bardakları siliyordum. Bir yandan etrafı gözetliyordum. Pamir'i yanında bir erkek Omega ile görünce istemsizce elimdeki bardağı sıktım ve arkamı döndüm. Bastırıcı almasaydım cidden bu akşam zor olurdu. Her neyse Pamir'den banane canım. Her sonuç onu bana ge- getirmesin. Neden getirsin ki? Ben sap bir Vita olacağım evet.
"Barmen!"
Bana seslenilmesi ile karıştırma bardağımı aldım ve adama yönlendim. Gördüğüm yüz ile gerilirken gülümsedim. Adamamız ben aramadan bana gelmişti. Muhtemelen beni izlediği için beni biliyordu. Saftiriği oynama vakti.
"Merhaba efendim, ne arzu edersiniz?"
Yaşlı beyaz saçlı adam arsızca sırıtırken anlamamış numarası yapmaya devam ediyordum. Ulan o gülüşü götüne monteleyeceğim. O esnada sol kulağımdaki küçük kulaklıktan Pamir'in sesi geldi.
"Sakın ona fazla yaklaşıp kahramancılık yapma Vita. Biz ilgileneceğiz. Sen sadece izle."
Dediklerine uyacak mıydım?
Hayır.
"Bana bir mojito."
Başımı sallarken karıştırma bardağıma rom koydum. Biraz şeker de ekledim. Sonrasına bir misket limonu aldım ve doğrayıp içine biraz sıktım. Ve en sonunda sodayı ile nane de koyup bardağı kapatıp bardağı sallamaya başladım. Biraz showa kaçarken bir kokteyl bardağı alıp içine doldurdum ve kenarına bir dilim normal limon kesip koydum. Bardağı teslim ettim sonrasında.
"Afiyer olsun efendim."
Sonrasında diğer müşteriye gidecekken elimi tuttu. Anlamayarak ona baktım. Sülük müsün ben adam!
"Kusura bakmayın ama... Acaba türünüz ne?"
Foyası çıkarken kulaklıktan sinirli bir hırlama duydum. Kudur lan köpek. Öhöm her neyse. Sahte gülümsememi yüzüme yerleştirdim.
"Hmm Beta. Neden sormuştunuz?"
"Feremon kokunuz yokta... Ondan merak ettim."
Başımı salladım ve tam elimi kurtaracakken daha sıkı tuttu. Kaşlarımı çattım.
"Acaba bir bardak daha alabilir miyim?"
Elimi sertçe çekerek kurtardım ve şeytanice gülümsedim.
"Elbette!"
Arkamı döndüm. Sen şimdi yemedin mi naneyi! Romu koyarken bu sefer içine bol bol tuz ve normal limon sıktım. Sonrasında sodayı koydum biraz naneyi ekleyip. Yine aynı işlemleri yaparak servisi yaptım ve onu izlemeye başladım. Bana arsızca sırıtıp hepsini kafasına dikerken aldığı tat ile bardağı alığ ağzındakini tezgaha boşalttı. Şaşkın rolüne girerken kulaklığımda bir ses yükseldi.
"Yine ne bok yedin?"
Aman aman ne yemedim ki... Adam kırmızı gözleri ile bana bakarken suçsuz rolüne girdim.
"SEN NE HAKLA BÖYLE BİR HATA YAPARSIN!"
"Ö-Özür dilerim e-efendim... Kusura ba-"
"SENİ İŞTEN ATTIRACAĞIM. YANIMA ALIP KÖLE YAPINCA SENİ BAKALIM AYNI BOKU YİYEBİLECEK MİSİN! YAKALAYIN!"
Anan kaç. NEDEN KAŞINIYORUM Kİ. Hayır yani götüm de değerli zaten. Ne uğraştırıyon beni.
Elime bir tepsi ve bir bıçak aldım. Sonrasında ile tezgahın üzerinden atlayarak hızla kaçmaya başladım. Siyah takımlı adamlar önüme çıkarlarken birinin yüzüne sertçe tepsiyi vurdum. Adam sendelerken aradan sıvıştım ve otelin en üst katına çıkmaya başladım. Aşağa inersem bekleyen daha çok adam olacaktı çünkü.
"Geri zekalısın! Ben de kabahat. Seni bulaştırmayacaktım. Mallığın ile iyi bok yedin Kuzey!"
Pamir'in dediklerine göz devirirken yangın merdivenlerinden en üst kata çıkıyordum. Nefes nefese kalırken çatının kapısını açtım. Demirlere yöneldim. Aşağa bakarken arkamdan silah patlama sesi geldi. Yerimde küfür ederek sıçrarken arkamı döndüm. Adam bana sırıtarak bakıyordu.
"Vita olduğunu biliyordum Kuzey. Bana gel. Seninle harika bir sürü yapabiliriz."
Yüzümü anınında ekşittim. Demirlere yaslandım ve ciddi bir şekilde ona baktım.
"Alooo amca bilmem haberin var mı ama sugar daddy istemiyorum. Bunun yanında küçük aletinin işlevi çoktan bitmiştir. Ay sen de boşalma sorunu da vardır."
Bunları demem ile silahını bana doğrulttu. Götümü koruyamadım arkadaşlar. Ay durun havalı bir şey yapacağım.
"Sen beni öldüremezsin ben kendimi öldürürüm."
Dediğim şeye kaşlarını çatarken demirlerin arkasına geçtim hemen. Arkama baktım. ÇOK YÜKSEKMİŞ E BU! İlla havalı bir şey yapacaksın ölürken de. Zaten kulaklıkdan da ses yok...
"Aklından bile geçirme Vita."
Burukça gülümsedim ona bakarak.
"Aklından tam da bu geçiyor yaşlı bunak."
Silahını kaldırırken en sonunda Pamir'in gelmeyeceğini çoktan anlamıştım ben de. Gözlerim dolarken iç çektim. Gözlerimi kapadım ve ellerimi demirlerden çekerken geriye doğru düşmeye başladım. Ağzımdan bir haykırış kaçarken o haykırışta her türlü acı vardı. Sanırım ölümüm cidden gelmişti... İstediğin bir nevi oldu Vita...
O esnada biri bileğimden sertçe tuttu. Ben sertçe savrulup binaya geri çarparken boşlukta duran ayaklarıma sonrada elimi tutana baktım. Pamir gri gözleri ile bana bakıyordu. Garip olan gözlerinin dolu olmasıydı. Fazlasıyla terlemiştide.
"O bastırıcıları bir daha kullanmamalısın..."
Diyerek beni sertçe yukarı çekti. Ellerini belime koyarken ben olayları anlamdırmaya çalışıyordum. Ondan hafif uzaklaştım. Kısık sesle.
"Sana daha da gıcık olmaya başladım. Ölmeme izin vermiyorsun resmen..."
Bu dediğime göz devirirken ben yerde yatan adama baktım. İç çektim ve anlımı ovaladım.
"Yemin ederim zengin olup Hawai adalarına taşınacağım. Bok bulurlar o zaman. Elizabeth ve Wendy'i deh yanıma alırım hem!"
"Elizabeth ve Wendy k-"
"Pitpul köpeklerim!"
Homurdanırken o an gözlerim karardı. Kaşlarımı çatarken Pamir'e tutundum. Nefesim kesilirken öksürmeye başladım. Vita'ya ulaşmaya çalışırken kaşlarımı çattım. Hayır hayır hayır... Gözlerim anında dolarken Pamir beni sıkı sıkı tutuyordu. Ağlamaya başladım içimdeki boşluk ile.
"V-Vita cevap vermiyor..."
O an ben de Pamir de olayın ciddiyetini anlamıştık işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan'ın Meleği (Bitti)
Fantasy{Barmen bir Vita ile mafya bir Delta'nın hikayesi...} --------- (Haklar Vita'nın kadehinde saklıdır.)