*Draco'nun telefonundan*
Panne, "Drayin home Azkaban" olan grup ismini "Hogwarts'ın Gümüş Madenleri" olarak değiştirdi.
Blaiseman : Yeter Pansy değiştirip durma şu grup ismini
Panne : kes asko
Odaya döndün mü
Panne : ne
Odanda mısın şuan
Panne : evet hep odamdaydım
Blaiseman : Nasıl çıktın tuvaletten
Panne : a iftira ben tuvalete girmedim
Biz daha kapının önündeyiz güzelim
Panne : kimi bekliyorsunuz ki
Seni
Panne : a neden ben odamdayım
Blaiseman : Pans yalan söyleme iki saati geçti kapının önünde bekliyoruz
Yürü blaise odaya
Panne : a hayır gelemezsiniz
Daha makyajını bitirmedin mi
Panne : ne makyajı ya
Blaiseman : Koşarak tuvalete girdiğinde yanındaydık şuan aşağı inmeye başladık
Panne : makyajım bitti ama odaya indiğimi nasıl anladın draco
Bilgisayardan giriş yapmışsın
Panne : of tamam gelirken mutfağa uğrayın
Blaiseman: Daha diğer öğrenciler girmedi zaten beş dakkaya ordayız
Panne : hmmmok
-telefondan çıkış-
Pansy bilgisayarın ekranını kapattığında eline telefonunu alaraksiyah ekranın yansımasından yarım saatte şişen gözlerine bakarak burukça gülümsedi. Sahip olduğu iki arkadaşın Allah tarafından (burda herkes Müslüman kardeş) kendisine verilen bir lütuf olduğunu düşünüyordu ve düşüncesini değiştirecek bir davranışın asla olmamasını dileyerek yatağının karşısındaki masasına doğru ilerledi.
Yeşil renkte ve üzerinde küçük papatyalar olan kılıflı telefonu masaya bıraktığında sandalyesine oturdu. Ani ama içten bir dürtü ile üstündeki kahverengi bol kazağı çıkartıp katlayarak çekmecesine koydu ve Draco'nun ona geçen sene doğum gününde aldığı koyu yeşil sol kolunun üzerinde adının gümüş renkli işlenmiş olduğu sweatshirtünü üzerine geçirdi.
O şekilde aynaya baktıktan sonra derin bir nefes aldı ve kısa bir duraksamanın ardından telefonunu ekranı masaya gelecek şekilde çevirerek geri koydu. Aynı şekilde kılıf da ona Blaise'den hediyeydi. Üzgün, sinirli yada bir krizde olduğunda arkadaşlarının ona verdiği şeylerin duygularını dindirip huzurun ruhuna ulaştığını bu sene fark etmişti.
İki arkadaşına bundan bahsettiğinde ona gülmemiş ve yine duygu patlaması yaşarlarsa ikisinin ortak kullandığı odaya gidip onların eşyalarını kullanabileceğini söylemişti.
Üstündeki sweate bir kez sıkıca sarındıktan sonra tekrar masasının yanındaki sandalyesine oturdu ve makyaj malzemelerini koyduğu çekmeceyi açtı. Ve fondötenini eline aldı.
-beş dakika sonra-
Blaise ve Draco odaya girmek için kapıyı çaldıklarında kapıyı açan olmadı. Oda sadece Pansy'nin olsaydı direkt girerlerdi. Ama Pansy onlara hufflepuff bir kızla kaldığını söylemişti.
Kızın çok tatlı olduğunu ve onunla arkadaş olmak istediğini söylüyordu ama siyah saçlı arkadaşlarının dediğine göre kız onla her konuşmaya çalıştığında kız ona nefret dolu bir bakış gönderip (Pansy onun kendisine öyle baktığını görmüş ama anlamamıştı, bunu fark eden Draco ve Blaise'di ve Pansy sizce neden benimle konuşmuyor sorularına da hep bilmem gibi sade cevaplar vermelerinin nedeni buydu) şuan işi olduğunu ama ilk fırsatta kendisi ile konuşacağını söylüyordu.
Ama bugün yani bir haftalık süre bittiğinde* kız kendisini bırakıp hemen özlemle arkadaşlarına koşmuştu. Kız onlara birşeyler fısıldayıp başıyla Pansy'yi işaret ettiğinde tüm kızlar önce Pansy'ye iğrenerek ardından karşılarındaki kıza acıyarak bakmış ve onu hep birlikte kolları altına almışlardı.
Draco ve Blaise etraflarındaki değişimi fark etse de Pansy sadece hayatını değiştirmeye odaklanmıştı. Tabi ki arkadaşları da değişmek istiyordu ama çevreye dikkat ederek.
Herneyse. Draco ve Blaise odayı ne kadar tıklatmalarına rağmen açılmayınca Blaise (sonunda akıl edip) kulağını kapıya dayadı. Draco o yüzünü yaklaştırdığı için kendisi de yapmaya gerek duymasa da arkadaşının kulağını dayar dayamaz gözlerinin büyümesi ile şaşırdı ve kendisi de başını kapıya yaklaştırdı.
İçerden gelen ses yine kızın ağzını muhtemelen birşey ile kapatıp hıçkırış sesiydi. Blaise bir anda kapıyı omuzlayarak yere yıktığında (kas da yaparmış ömrüm benim) Pansy sanki bilinci kapalıymış gibi sesi görmezden gelerek elindeki koyu yeşil şeye sarılmış ve yatağa cenin pozisyonunda uzanmış ve hıçkırmaya devam ediyordu.
*Açıklamayı diğer bölümde yapacağım.
Öncelikle bir buçuk ay olmuş. Bölüm atmadığım için çok özür dilerim. Önce telefonum kırıldı. Tatilin ortalarındaydık. Sonra da sağlık durumları yüzünden şehir dışına çıkmak zorunda kaldık orada da kağıda vb yazacak zamanım olmadı. Farklı cihazlardan giriş yaptım ama hiçbiri benim değildi o yüzden yazamadım.
Şimdi telefon değiştirdim ve yazdığım bölümler silinmiş. Hazırladığım bölümlerin aktarılmadığını görünce sinir krizi geçirdim diyebilirim. Yeni telefonum da eski telefonumla aynı kaderi paylaşacaktı :')
Herneyse tekrardan özür dilerim. Bu süreçte kurguya yazmaya başlama amacımın bir listesini yaptım ve her bölümü yazmadan önce listemi gözden geçirmeye çalışacağım. Liste diğer kurgularda bulduğum hatalar ve bu hataları kendi kitabımda nasıl düzeltmek istediğim ile alâkalı. Belki kitabımı bitirince gerçekten okurları olan bir yazar olurum ve bunu yeni başlayan kişilerle paylaşabilirim. Kim bilir belki bununla alakalı yeni bir kitaba başlarım.
Tekrardan özür dilerim. Her fırsatta gelecek bölüm hakkında düşünmeye çalışacağım. Ayrıca bugün çoğu okulun ilk günüydü. Umarım istediğiniz gibi bir ilk gün geçirmişsinizdir. Benim de yeni okulumda ilk günümdü ve şahsen benimki pek istediğim gibi geçmedi. Eğer kötü bir olay yaşarsanız yada anlatmak istediğiniz herhangi birşey olursa sizi tüm samimiyetimle dinlerim ve yardımcı olmaya çalışırım. İsterseniz burada yazabilirsiniz ama hakkında kısmında Instagram hesabım var.
Bunun dışında okul açıldı okulum tam gün. Ailesel olaylar da araya giriyor ve aktifliğim korkup kaçıyor. Ama en geç iki haftada bir bölüm atmaya çalışacağım.
Ve gördüğünüz mantık yada yazım yanlışlarını bana atabilir misiniz? Ama şimdiye kadar olan her bölüm için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
By Mistake | Drarry (ASKIDA)
Fanfiction"Bana bak Potter. Bunu aramızda anlaşmazlık olmasını istediğim için veya art niyetle söylemiyorum. Sen beni bozdun ben de seni? Sadece iyileşene kadar..."