33

152 8 3
                                    

Harry

Bu sefer gözlerimi açtığımda beni karşılayan ve hoşgeldin diyen şey ensemdeki acı oldu. Başımı kaldırmadan hala kırpabildiğimden emin olmak istercesine gözlerimi kırpıştırdım. Gökyüzüne bakıyordum şu an. Ama soluduğum hava kesinlikle büyük bölümü kapalı bir yerin atmosferiydi. Ya da gözlerim bana dönünce bu sefer de koku alma yetkim beni terk etmişti.

Gözlerimi iyice açınca kafamı kaldırmadan başımı dikleştirdim ve elimi acıyan enseme attım. Elimle yoklayınca bir şey hissetmiyordum ama rahatsız bir pozisyonda saatlerce kalmışım gibi yanıyordu canım. Hem ben trenden buraya nasıl gelmiştim ki? Ama illa ki gelmişimdir yani

Elimi ensemden çekerken sert bir şeye çarptım. Ahşap gibiydi. Ama başımı kaldırıp elimi çarptığım şeye bakamayacak kadar yorgun hissediyordum kendimi. Bu yüzden başını tekrar koydum ve gözlerimi kapattım.

Kendime geldikçe duyularım da güçleniyordu. Mesela şu an tren kompartımanının kokusu yoktu havada.

Bunu fark etmemle bir anda gözlerimi açtım ve başımı kaldırmadan omuzlarımı dikleştirdim. Bahçede miydim ben? Şu an açık gökyüzüne bakıyordum. Ama ortamın havası temiz olmasına rağmen açık hava olmaktan çok uzaktı. Bunu anlayabilecek kadar kendime gelmiştim.

Hafifçe doğruldum ve bedenimi dikleştirmeden etrafıma göz gezdirdim. Ortak salondaydım. Başımı kaldırınca yine gökyüzüyle karşılaştım. Eskisi gibiydi.

Sağ elimi kaldırıp gözlerimi ovuşturdum ve esnedim. Az önce gördüklerim rüya mıydı? Yoksa uykuya dalmadan hayal mi görmüştüm? Öğrenmek istemiyordum. Gördüklerimi ve hissettiklerimi kafamda canlandırınca o acıyı tekrar hatırlıyordum. Ve bu da oldukça rahatsız edici bir duyguydu.

Aklımı bir şeyler ile meşgul etmem gerekiyordu. Bunu yapmamın en basit yolu da şu an dönen muhabbete karışmamdı. Eğer uyuduysam muhtemelen beni uyandırmadan sohbetlerine devam etmişlerdi.

Başımı kaldırdım ve oturuşumu sonunda dikleştirdim. Masada oturan kişilere tek tek göz gezdirdim. Ron, Hermione, Neville ve ben. Luna'nın ile arkadaşları ve Ginny kalkmış olmalıydı.

En son salonun dışında bilgilendirme kağıtları dağıtıldığını duymuştum. Almaya gitmiş de olabilirlerdi. Beynim bulanıyordu şu an ve düşünemiyordum.

Uykulu halimle yüksek sesle esnedim. Ağzımı kapatmıştım ama çıkan ses masadaki gözlerin bana dönmesine sebep oldu. Üç çift göz bana bakıyordu ama hiçbirinde sorgulama yoktu.

Solumda oturan Hermione ilk konuşan oldu.

"Uyanmışsın! Biz de uyanmanı bekliyorduk."

Bir şey mi kaçırmıştım? Ben uyurken ciddi bir şey mi olmuştu? Demek ki o yüzden salon bu kadar boştu. Hızlıca etrafıma göz gezdirdim. Masalarda oturan tek tük gruplar vardı. Öğretmenler kürsüsü de boştu. Demek ki öğrenciler gerekli bilgiyi almış ve çıkmıştı.

"Bir şey kaçırmadım umarım?" Kaçırsam da umurumda değildi. Sadece merak etmiştim.

Ron ve Neville zaten kendi halinde bir şey hakkında tartışıyordu. Bana cevap verecek kişi Hermione'ydi yine.

"Hayır. Sadece bilgilendirme broşürlerini aldık. Biz zaten sen uyurken okuduk. İstersen bahçeye çıkalım, sen de yolda okursun?"

Her zamanki yüz ifadesi ile sorduğu şeye başımı salladım ve ikimiz ayaklandık. Biz masaya arkamızı döneceğimiz sırada Ron ve Neville hala konuşuyordu. Hermione masanın etrafından dolaşıp ve onların arkasına geçmek için hareketlendi. Biz masadan kalkarken çıkan sandalye sesini fark etmediler ise bunu da fark etmezlerdi.

Adımlarını gittikçe küçülterek sevgilisinin arkasına geçti ve ellerini yavaşça onun başının iki yanına aldı. Ron hala tepki vermemişti ve gözlerini masaya dikmiş, dinlerken düşünen Neville de bunu fark edemeyecek kadar odaklanmıştı.

Hermione'nin onları korkutacağını az çok tahmin etmiştim ama bunu bu kadar basit bir yolla yapacağı aklımın ucundan bile geçmemişti.

By Mistake | Drarry (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin