26

116 14 0
                                    

Harry

Ginny'yi kontrol ettikten sonra masanın üzerinden ilerimizdeki kıza bakan Hermione'ye döndüm. Beni yaptığı büyü değil çevikliği şaşırtmıştı. Ama başkasından bunu beklerdim desem de yalan olurdu.

O hala masada omuzları dik bir şekilde kıza bakıyordu. Ne yapacağını kestiremiyordum ama kızın canını yakmayacağını biliyordum.

Ben orada ne yapacağımı düşünürken kızın gözleri titremeye başladı. Önce şok falan geçirdiğini düşündüm ama arkamı döndüğümde Hermione'nin çok da uzun olmayan masada yavaş yavaş yürüdüğünü gördüm. Bize doğru geliyordu. Ve bakışlarından anladığım kadarıyla hal hatır sormaya da gelmiyordu.

Orada Ginny göğsüme yaslanmış şekilde beklerken iki tarafın birinden bir atak geleceğini sezerek dikiliyorduk. Biraz geri çekilmek ve Hermione'ye alan sağlamak istiyordum ama o kızın ne yapacağı hakkında bir fikrim yoktu. Tedbirli davranmak istiyordum.

İkisi arasında geçen sadece birbirlerine baktıkları birkaç saniye içerisinde kız titremeye başladı. Ağzını açıp kapatıyor ama konuşmuyordu. Hareket edecek gücü yok gibiydi.

Sonunda güç bulduğunda geriye doğru küçük bir adım attı. O kadar savunmasız görünüyordu ki bize bir şey yapmayacağından emin oldum. Ginny'ye baktım ve gözlerimle biraz geriyi işaret ettim. Çekilmeyi isteyip istemediğini soruyordum. Başını salladı ve sonra kafasını göğsümden kaldırdı. Birkaç adım geriledik.

Kız da gerilemişti ama ayaklarının hareketlerine bakmayan biri hareket etmediğini söyleyebilirdi.

Ondan sonra masadan fısıltı gibi bir ses duydum. Hermione sözsüz büyü yapıyordu. Ne olduğunu tam anlayamasam da kız onun dudaklarını okumuş gibi ellerini göğüs hizasına kaldırıp sardı. Kollarının arasındaysa asası vardı.

Kız gözlerini kısarak geriledi. O geriledikçe arkasındakiler iki yana ayrılarak ondan uzaklaşıyordu.

O an muhtemelen sadece sinirle yaptığı büyü ile sosyal hayatını mahvettiğini düşündüm. Muhtemelen bundan pişman olacaktı. Çevredekilerin bakışlarından belliydi zaten.

Kız gerilerken bir anda durdu ve oklava yutmuş pozisyonuna geçti. Herkes sessizlikle onu izliyordu. Fısıltı dahi yoktu. İlgi odağı benden çekilmişti ve rahatlamıştım.

Kız durduktan en fazla bir saniye sonra kucağında tuttuğu asasından çıtırdamalar yükseldi. Salonun sessizliğinde gayet net bir şekilde duymuştuk. Herkesin de duyduğunu biliyordum.

Kız önce asasını sıkı sıkı kavramayı bıraktı. Daha sonra kollarını çözdü. Başını asasına eğdiğinde kaşlarını pişman ve umutsuz bir şekilde çatmıştı. Herkesin onu izlemesini fırsat bilip Ginny'yi birkaç adım daha arkama çektim.

Kız daha sonra çıtırtıları gittikçe artan asayı yere fırlattı. Büyük bir kalabalığın ortasında olan asan gelen sesler gittikçe artıyordu ve asa hafif hafif titriyordu. Tedbir olarak omuzlarımla Ginny'yi tamamen örtmeye ve arkama almaya çalıştım ama meraklı kız parmak uçlarında yükselip omuzlarımdan destek alarak olayı görmeue çalışıyordu. Az önce patlatılmak üzere olan o değil gibi.

Kalabalığın ortasındaki asa önce titremeyi sonra çıtırdamayı bıraktı. Ve ikiye ayrıldı.

Dikey olarak ikiye bölünmüş asanın parçalarının birinin kızın ayaklarının dibine fırladığıno gördüm. Bunu da Hermione yapmış olmalıydı.

Asadan hala duman çıkıyordu. Herkes neredeyse nefesini tutmuş izlerken kızın nefesleri gittikçe sıklaşıyor ve derinleşiyor gibiydi.

Göz bebekleri yine titrerken bir omzunu geriye attığı savunma pozisyonunda başıbı kaldırdı. Alnında beliren ter damlaları ile bazı bukleleri alnına yapışmıştı. Ve yanakları kıpkırmızıydı.

Başını kaldırıp Hermione'ye baktı. O asasını bile çıkartmamıştı ama kızın buna şaşırdığını görebiliyordum. Hatta izleyen herkes şaşırmış gibiydi.

Kız Hermione'ye bakarken bir adım daha geriledi. Onu tutacak birileri olsa şu an bayılacağına emindim. Ama o birilerini kendisi yok etmişti.

Attığı adımdan sonra dudaklarını araladı ve kısık sesle konuştu. Ne dediğini ilk seferde ben bike duymamıştım. Dudaklarını neredeyse hiç hareket ettirmeden söylemişti.

İkinci sefer kesinlikle birinciden daha yüksek sesle, daha nefret dolu ve daha hırçın bir tavırla çıktı. Bakışlarına yansıttığı duyguları görebiliyordum. Korkuyordu. Ve korkmakta haklıydı da.

Üçüncü sefer ise tüm salonu inletti. Ne yapmaya çalışıyordu bilmiyordum ama eline bir şey geçmeyeceği ortadaydı.

"Canavar!" Diye bağırdı beni kurtaran arkadaşıma bakarken.

"Ne yaptığını hepiniz gördünüz! O bir canavar!"

Bunu söyledikten sonra gözlerini kapattı ve kendini bilinçli bir şekilde yere bıraktı.

By Mistake | Drarry (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin