19

155 19 6
                                    

Harry neden saklandığını bilmediği duvarın arkasından yavaşça çıktı ve saçlarını silkelemeye çalıştı. Koşarak gelirken kendisinden kısa olan dalı görmemiş ve dalın üstünde ufak çaplı bir takla atıp gözlerini yaprakların arasında açmıştı.

Elini her saçına attığında eline yeni bir yaprak geliyordu. Başını aşağı eğip silkelemeye başladı. Başını aşağı eğmiş elleri ile saçlarını karıştırırken dengesi bozuluyordu. Hafif önde doğru yalpaladı. Şuan düşerse aynı yaprak yığınına girecekti. Pekala, saçlarını daha sonra temizleyebilirdi. İnsanların görmesi de pek umurunda değildi.

Tam başını kaldıracaktı ki başının üzerinde onu yere bastıran bir ağırlık hissetti.

"Düzgün dur, yoksa yine düşeceksin."

Şaşırmasına rağmen bozuntuya vermemeyi seçti. Tam başını yeniden kaldıracaktı ki aynı el tekrar bastırdı.

"Sakin ol dostum, sadece yardım edeceğim."

Harry zaten yardımı kabul etmeyi düşünüyordu. Ama bu kişiden geleni değil. Başını tekrar kaldırmayı denedi. Bu sefer el canını acıtmayacak şekilde tekrar bastırdı.

"Burnunun dikine gitmeyi mi seviyorsun yoksa anlamadın mı?"

"Dra- Malfoy, teşekkür ederim ama yardımına ihtiyacım yok."

Draco'nun sesi ona gerçekten yardım etmeye istekli gelmişti. O da samimi bir şekilde ve iğneleme yapmadan cevap vermeye çalışmıştı. Ama ona ismiyle seslenmek şuan fazlaydı. Kafasını hala kaldırmamasına rağmen onun güldüğünü duydu. İlk defa bu kadar içten gibiydi ona karşı.

"Peki, anlamamışsın. İki dakika düzgün dur da saçlarını temizleyeyim."

Harry kaşlarını çattı ama hafif eğilip Draco'ya engel olmayacak şekilde başını kaldırdı.

"Tanrım! Potter önümde diz çökmene gerek yok!"

Harry neredeyse dizlerinin üzerindeydi. Bunun Draco'ya kolaylık sağlayacağını düşünmüştü. Ama sadece onu güldürmüştü. Düşününce o gülünce tiksinmediğini fark etti. Galiba şuan tartışmadıkları ya da kavga etmedikleri içindi.

"Peki."

O kıpırdamadan dururken Draco saçındaki yaprakları ayırmayı bitirmişti. Ellerini çekmeden son olarak Harry'nin saçlarını iyice karıştırdı.

"Hey! saçlarımı niye karıştırıyorsun?"

"Güldürme beni Potter. Saçların zaten kuş yuvası gibi. Hem silkelemiş oldum."

Harry onun işinin bittiğini anlayınca başını yavaş yavaş kaldırdı. Çocuğun gözlerinin içine bakamıyordu. Onu takip ettiğini falan düşünmüş olmalıydı. Duvarın arkasından onu izlemiş olması zaten yeterince saçmaydı.

"Tch! Teşekkür bekleyen kim kim zaten?"

Bunları kendi kendine mırıldanan Draco ellerini tekrar cebine sokarak ters yöne döndü ve yürümeye başladı. Harry az çok duymuştu. Ama çocuğun yüzüne boş boş bakmaktansa teşekkür etmeyi o da isterdi. O an onun da teşekküre ihtiyacı var gibi hissetmişti. Sadece yüzüne bakacak kadar cesaretini toplayamamıştı. Normalde onu takip ettikten sonra rahat rahat laf atardı. Bu sefer tuhaf olan şey neydi?

Malfoy'un ona kibar davranması mı?

Onu birine yardım etmeye çalışırken görmesi mi?

Az önce şahit olduklarından sonra ona karşı üzülmüş müydü?

Yoksa takım giymediği ve saçları özenle taranmış gibi görünmediği için az çok görünüşünü yadırgamış gibi hissetmesi mi?

Kafasını bunlara yormak için zamanı çok dardı. Daha arkadaşlarını bulup  binanın içine girmekti. Girmeden Hagrid'e de uğrayabilirlerdi tabi. Hem müdirenin konuşma yapacağını düşünüyordu. Herkesi tekrar okula toplamışlardı. En iyisi gidip teşekkür etmek ve sohbeti uzatmadan oradan ayrılmaktı. Tam onun peşinden gidecekti ki biri onu ensesinden tuttu ve çekti.

By Mistake | Drarry (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin