13

260 29 26
                                    

İyi okumalar <3 ❤️

∆∆∆∆∆∆∆

Sadece ama sadece 4 günü kalmıştı. Tam tarihi bilmediği için Soo-rim bunu 1 hafta sanıyordu o ayrı bir şey de neyse.

O gece gün geçtikçe aklında daha da yer ediniyordu ve bu da daha çok stres yapmasına neden oluyordu. Riki bunu farkedecek...

Çok da belirgin olmayan elmacık kemiğinin üstünde ve ellerinde bir-iki sivilcesi vardı iki gündür. İştahı yoktu günlerdir. Eskisi gibi hala saçları dökülüyordu, bu yüzden artık saçlarını salık bırakmıyordu. Bunu sevmediğini Riki Onu her gördüğünde sızlanarak dile getiriyordu; "Saçını toplayınca onlarla oynayamam! Hem öbür türlü daha çok yakışıyor."

Acaba bunu Riki için yaptığını söylese de toplamasına karşı çıkar mıydı?

Geceleri bir türlü uykusu tutmuyordu bu yüzden bulduğu her boş zamanda başını bir yere yaslanarak bunu telafi etmeye çalışıyordu.

Arada sırada Jake ve Sunghoon'u kenar köşede onu izlerken görüyordu, sorduğunda ise kendisini onlardan başka birisinin izlemediğinden emin olmak istediklerini söylemişlerdi. Son zamanlarda bu sıklaşmıştı. Onlar da tarihi takip ediyorlardı herhalde.

Başına ne gelebileceğini her gece düşünüyordu. Bir sürü ihtimal vardı: öldürülebilir, kaçırılabilir, taciz edilebilir, parayla tehdit edilebilir, işkence görebilir ve daha aklına gelmeyecek kadar çok şeye mazur kalabilirdi. Şimdiye kadar iyi olmayan ama katlanılamaz da olmayan bir hayatı vardı. Ve birkaç gün içerisinde hayatının kimsenin haberi olmayan şekilde tepetaklak olacağını düşünmek onu mahvediyordu.

Düşünsenize... Öleceğinizi biliyorsunuz..
Son anlarınız olduğunu biliyorsunuz ve bunu en yakın arkadaşınız olarak isimlendirdiğiniz aşık olduğunuz insan bilmiyor. Ona söyleyemiyorsunuz. Size sadece onun iyi geleceğini bildiğiniz halde, sizi sadece onun kurtarabileceğini bildiğiniz halde her şeyi saklayıp güzel gülüşünü izlemeye devam ediyorsunuz.

Sevdiğinize, hayatınızdaki en büyük yalanı gözlerinin içine baka baka oynamaya devam ediyorsunuz.

∆∆∆∆∆∆∆

Titreyen ellerine bakmayı kesip ellerini yumruk yaptı Soo-rim. Kucağında masumca elindeki eriği sıkarak neredeyse ezme derecesine getiren bebeği koltuk altlarından tutup sol bacağına oturttu.
Kenardaki mendili alıp bebeğin ağzını sildikten sonra elindeki eriği aldı.

Birkaç metre ötedeki, içinde biraz önce sobayı tutuşturmak için kullandıkları ince dalların olduğu leğenin içine attı. Yenilecek durumda değildi çünkü artık.

Bebeğin biraz önce attığı bez bebeği tekrar eline verirken bir yandan da evden çıkmak için bahane arıyordu. Annesi 1 saat kadar önce yan komşuya gitmişti ve büyük ihtimalle ortamda yine o arsa meselesini açmıştı. Çok lazım(!). Ve yan komşunun bebeğini Soo-rim'e bırakıp pek de yakın olmayan o arsaya gitmişlerdi. Hayır yani elalemin hiç mi işi olmaz ya? O kadar mı işsizler yani? diye düşünüyordu Soo-rim.

"Annenin bir an önce gelmesi lazım. Benim de Niki'ye gitmem lazım."

Biraz onunla vakit geçirse iyi olurdu. Çünkü ona tek iyi gelen Riki'ydi.

"Kucağımda rahat mısın? Alışkınsındır gerçi." Sıkıntıdan çareyi bebekle konuşmakta bulmuştu. "Ben en son ne zaman, kimin kucağına oturdum hatırlamıyorum... Evet, bencede birinin kucağında olmak için fazlaca büyüğüm."

Bebeğin tepesinden toplanmış horoz ibiğini andıran saçlarını parmağına doladı. Şirin görünüyordu. Sarışın bebeğin önüne gelen tüm saçlarını geriye tarayıp rahat ettiğini düşünerek gülümsedi ve bebeğin tombiş yanaklarına öpücükler bıraktı bir sürü.
Bebek kokusu ayrı bir güzeldir, bilirsiniz. Soo-rim de bunu çok seviyordu.

Beginning of the end | Nishimura RikiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin