29

162 16 51
                                    


Annesinin bindiği arabanın ardından el salladı son kez Riki. Son vedasında kalbindeki burukluğu tüm vücudunda hissetmişti sanki başında hiç dert yokmuş gibi. Bu kadarı fazla diyordu artık. Ablasına gitmesi gerektiğini söyleyip ellerini cebinde yürümeye başladı.

Önceki hayatında, elini cebine attığında mektubu bulamamıştı ve o korkuyu bir saniyeliğine tekrar yaşamıştı biraz önce. Ama parmaklarına değen kağıdı hissedince oh çekip yürümeye devam etti.

"Hey Riki! Akşam 9'dan önce evde ol!"

Annesi gibi konuşmuştu. Hadi ama Annem gideli saniyeler olmuşken hemen yeni bir annem mi oldu?!

"Çocuk muyum ben?"
Ablası onu duymazlıktan gelerek eve girdi. Riki 9'dan önce evde olacak mıydı? Elbette hayır. Neden olsun ki? En kötü ablası eve almazdı da Sunoo'da kalmaya giderdi. Yapabileceği maksimum şey buydu.

Riki adımlarını sayarak Soo-rim'in evine gitmeye başladı. Ve dakikada bir mektubu yoklamaya söz verdi.

∆∆∆∆∆∆∆

"Salonda sandalye olmalı onu getir de otur ayakta kalma boşuna."

Mutfağın çıkışını göstererek söylemişti Soo-rim bunu. Saçlarında yine kırmızı bandanası vardı ve öndeki birkaç saç tutamı serbest olarak yanaklarına iniyordu.
Normalde giydiklerinden daha kısa bir etek giyiyordu, ve içinde de beyaz bir kazak vardı. Böyle giyinmesinin sebebi sadece bugün evde olacak olmasıydı, yoksa daha sade giyinirdi. Riki onun bu görünüşünü çok seviyordu.

"Gerek yok."

"Pekala..."
Yemek yapacaktı, her zamanki işi. Önce Riki'yle konuşup sonra yapmayı teklif etse de Riki büyük ihtimalle uzun konuşacağını söylediği için şimdi yapıyordu. "Ne yapacaksın bu arada? Belki bende eve götürüm ablam bana yemek vermezse falan."

Güldü Soo-rim. "Jajangmyeon, Annem çok seviyor. İstiyorsan fazla yaparım veririm sana da."

Sırtını arkasındaki dolaba yasladı Riki. "Olur. Yaptığın yemekleri seviyorum."

Soo-rim onu onaylayınca kollarını birbirine dolayıp kızı izlemeye başladı. Sonsuza kadar izleyebilirdi ama söylemesi gereken şeyler vardı.

Soo-rim kabakları küçük küçük doğramayı bitirene kadar izledi Onu. Onu izlediğini bilse de hiç sesini çıkarmamıştı Soo-rim, bekliyordu hala.

Soo-rim etleri doğramaya geçince sırtını dolaptan ayırıp kızın yanına gitti Riki. Kalçasını tezgaha dayayıp kıza baktı.

"Soo-ya?"

"Hm?"

Söylemedi. Yakından onu izlemeye devam etti hiç konuşmamış gibi. Soo-rim, hm'lamasını duymadığını düşünerek tekrar sordu. "Noldu?"

Gözlerini kestiği etlerden ayırarak Riki'nin çekik gözlerine sabitledi. Kabul edelim, Riki'nin gözleri çok güzel.

Çok değil, 10 saniye sonra ciddi kalamayıp Soo-rim'in gülmesine kadar çok romantik bir ortam vardı aslında. Otomatik olarak Riki de gülmeye başlayınca ikiside uzaklaştı biraz birbirlerinden. Soo-rim avuç içi temiz olmadığı için elinin tersiyle saçlarını kenarlara çekti.

"Akşama babam gelecekmiş Niki-ya."

"Yani? Ne yapabilirim?"

"Öylesine, söyleyeyim dedim."

"Ben de bir şey söyleyeyim mi?"

Saçlarını geriye tarayıp başını sağa yatırdı Riki. İşte bu, Soo-rim'e en çok kelebek veren hareketlerden biriydi.

Beginning of the end | Nishimura RikiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin