17

267 27 39
                                    

Küçük sayılmayacak, zemindeki eğim yüzünden sonu görünmeyen tarlanın köşesinde durup ellerini beline koydu Konon. Koca bir tarla mısırın neredeyse yarısına damlama borularını tek başına döşememişti daha önce. Bir uçtan diğer uca ince boruların yetip yetmediğini kontrol etmek için gidip gelirken herhalde bir kaç kilo vermiştir.

Her yeri ter içinde kalmıştı. Alnını silip tarlanın kenarındaki tek odalı kulübeye gitti. Bunun olacağını biliyordu bu yüzden yanında kıyafetler de getirmişti.

Riki mi? Ne yani gerçekten Riki'nin bu işe yardım edeceğini mi düşündünüz? Yarıya varamadan kaçmıştı o. Çevrede başıboş dolaşıyordur.

Kulübenin kapısını kapatıp sırılsıklam olmuş tişörtünü çıkardı Konon. Siyah atleti de onu hasta etmeye yetecek şekilde ıslaktı ama yenisini getirmeyi unutmuştu.
Kendi kendini azarlarken Riki'nin sesini duydu dışarıdan. Kulübenin kapısını azıcık açıp bağırdı o da,

"NOLDU?!"

Tekrar ses duymayınca getirdiklerini giyinip kulübeden çıktı. Etrafa bakındı biraz.

"Öyle bakınıp durma!"

Sesin geldiği tarafa baktı, tarlanın sınırı görevini gören ağaçların arasından sesleniyordu.

"Fabrikaya gitmeyecek miyiz?!"

Riki'ye 5 dakika beklemesini, ortalığı toparlayıp geleceğini söyledikten sonra tekrar kulübeye girdi.

Riki de yakınlardaki üzüm bağına gitmeye karar verdi. Üzüm yiyecekti. Henüz ekşi olduklarını biliyordu ama macera arıyordu işte kendine.

∆∆∆∆∆∆∆

"Abla sen niye araya girip duruyorsun ya? Bırak Soo-rim'le ben ilgileneyim. Ben başlattım ben bitireyim. Benim kızım o, sen onu tanımıyorsun. En iyi şekilde nasıl düzeltilebilecekse ben yaparım-"

Tekrar ve tekrar Riki'nin ensesine vurdu Konon, "Salak çocuk! Ablanım ben senin, aşk hayatını düzeltmeyip de ne yapacağım?"

Konon'un gerisinden gelmeye başladı Riki. Bu sayede ensesine bir tokat daha yemezdi.

"Sen daha da beter yaparsın."

"Sus!"

Başını geriye atıp bulutlu gökyüzünü izledi Riki. Önüne bakmıyordu, bir şeye takılıp düşmesi an meselesiydi ama gökyüzünü izlemek daha cazip geliyordu işte. Eğer konuşursa ablasının onu dinleyeceğini biliyordu. Ellerini ceplerine soktu.

"Abla?"

"Hm."

"Sence, ya sadece bir ihtimal ama yine de aklımı kurcalıyor. Ya bir şekilde, olamazsak?"

"Ne demek o?"

"Ya benimle değil de başkasıyla olursa? Benden hoşlandığını söyledi ama... Biliyorsun annesinin beni sevdiği söylenemez."

Düşüncesi bile kötüydü. Gelecekteki tek hayali Soo-rim'le olmaktı.  Eğer olur da Soo-rim'le birlikte olamazsa, yaşamak için bir sevinci veya sebebi kalmayacakmış gibi hissediyordu.

"Benimle sevgili olmadan ölüp gidecek diye ödüm kopuyor. İleride benim değil de başka birinin kızı olacak diye korkuyorum."

Sıcak nefesini dışarıya bırakıp yukarı bakmayı bıraktı. Tam olarak nereye geldiklerini anlayabilmek için etrafına bakındı. Bu sırada ablası birkaç metre ötede, kendisine yetişebilsin diye yürümeyi bırakmış Onu izliyordu.

"O kadar mı aşıksın Riki? Beni böyle seven olmadı be, Soo-rim çok şanslı olacak."

Tebessüm etti Riki. "Neyse hadi, romantizm sevmem. Bir an önce şu fabrikaya gidelim bakalım belki cinler falan vardır."

Beginning of the end | Nishimura RikiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin