2

725 48 38
                                    

"KOŞ KOŞ KOŞ!"
Ri-ki'nin emriyle ikiside son hız kasabanın içine doğru koşmaya başladı.

Soo-rim'in eteği uçuşmasın diye Riki'nin biraz daha arkasından geliyordu ama çok da geride sayılmazdı. Yetişebilirdi.

Büyük, güzel süt verdiği görünüşünden belli olan bir ineği saklamış, çobanı yaklaşınca da ortadan kaybolmuşlardı. Yaklaşık 10-15 dakika nereye gittiklerini bakmadan koştular. Zaten kasabayı karış karış biliyorlardı. Az ev olan kasabanın sol tarafındaki kenarlarında küçük bahçeler olan bir yerdeydiler. Soo-rim Riki-yi takip etmişti, neden buraya geldiklerini bilmiyordu.

"Beni de düşün biraz! Buradan eve en kısa zamanda gitmem lazım ve evimden çok uzağız!" Soo-rim isyan ediyordu.

Durup dizlerinden destek alarak nefeslendiler ikiside. Riki sadece çobanın onları arasa bile bulamayacağı bir yerlere gitmek istemişti ama sanki biraz yolu uzatmış olabilirdi.

"Üzgünüm... Çobanı yakınlarda olduğu için... olabildiğince saklanmak istemiştim."

Hala nefes nefese olduğu için duraklayarak konuşmuştu. Soo-rim yanlarına düşen saçlarını geriye taradı. Yaptığı şey aklına gelince gülümsedi. Bu tür haylazlıklar çok eğlenceli oluyordu bu yüzden ne kadar azar yeseler bile en sonunda ikiside kahkaha atarak bunları hatırlıyorlardı.

"Bulur, değil mi?"

"İneğini mi?" Omuz silkti Riki.  "Bulur canım çok da uzak değildi zaten." çok uzağa saklamamışlardı.

Soo-rim doğrulup ellerini beline koyup belini sıktı. Ellerini beline koyunca istemsiz olan birşeydi bu. Bunu yaparken de etrafına bakındı.

Yaramazlık da yaptıklarına göre rahatça ve gülerek evlerine dönebilirlerdi. Günün görevini tamamlamak gibiydi.

"Evine bahçelerden geçerek gidebiliriz. İstersen yolu gösteririm. İstemezsen uzun yoldan gidersin." Riki'nin onu Babası gelmeden eve yetiştirmesi gerekiyordu çünkü aksi takdirde Soo-rim'in hiç iyi şeyler yaşamayacağını biliyordu.

Evlerin arka bahçeleri, çitle örülü küçük alanlar... Kendi köyünüz varsa bilirsiniz zaten. İçinden geçebileceğiniz bir sürü bahçe vardır. Soo-rim için fena fikir değildi. Ne kadar erken o kadar iyi.

Riki de soluklanıp kalkınca sokağın ortasında oldukları için biraz daha sessiz konuşmaları gerektiğini söyledi Soo-rim. Evlerdeki insanlar duymasa iyi olurdu.

"Aslında güzel fikir, ama bizi yakalatmaman lazım. Başarabilir misin?"

Riki bunu "evet" olarak algılamış ve Soo-rim'in yüzüne odaklanarak geçeceklerini bahçelerin ve gitmeleri gereken hızın taslağını kafasında kurmaya başlamıştı. Bir yandan da onu dinlemeye devam ediyordu.

"Bilirsin kasaba halkının çoğunun en sinirli olduğu konudur bu. Kedi görseler kıyameti koparırlar."

Birkaç saniye daha Riki Soo-rim'in yüzüne baktıktan sonra hemen sol tarafındaki evin merdivenle inilen bahçesine gidip baktı. Bahçede kimse yoktu. Soo-rim'e eliyle gelip bakmasını işaret etti. Soo-rim gelip yarısı fasulye bitkisiyle dolu bahçeye bakınca anlatmaya başladı Riki.

"Şimdi başlıyorum anlatmaya çünkü az zamanınız var. Bu bahçenin alt kısmında Kim Jae-bin var. Oranın köşesinden girip bahçede kenardan kenardan gidersek köşede bu sefer Nam-gyu var bizim mahallede bilirsin…?"

"Hm hm evet, sarışın bir çocuk."

"Evet, onun Teyzesi var ismini hatırlamıyorum. İşte o kadının kocası her gün bu saatlerde bahçeyi suluyor. O bahçeye çıkmadan önce orayı geçmemiz lazım. Ondan sonra bir evin bahçe duvarından ilerleyeceğiz merdiven falan çıkacağız oralar sakin geçer… Orasından sonra da iki evin arasındaki küçük aralık var kediler falan oluyor sürekli, oradan geçince sizin sokağın sonundaki evin yanında olacağız."

Beginning of the end | Nishimura RikiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin