7

345 30 10
                                    

İyi okumalar<3❤️

∆∆∆∆∆∆∆

Soo-rim, Sunghoon Hyung'la konuşurken el hareketleri kullanıyordu. Demek ki gerçekten önemli birşey. Hani heyecanlı bir şeyler anlatırken ellerimiz de olaya dahil olur ya, onun gibiydi.

"Riki-ya? Gözlerini dikip öyle bakmasana, rahatsız olacaklar."

Sunoo Hyung aşağıdan bana fısıldayınca ona baktım. Onları ne zamandır izliyordum ben? Kendimi sorguladığımı farketmişti Sunoo Hyung.

"Deminden beri yedin bitirdin gözlerinle. Rahatsız olurlar." gülerek söylemişti. Bense yerdeki küçük küçük çıkan otları ezmeye başladım bu sefer.

"Soo-rim benden rahatsız olmaz bir kere."

Çok emin bir ses tonuyla söylemiştim. Çünkü biliyorum, Soo-rim benden asla rahatsız olmaz, her ne olursa olsun.

Sunoo Hyung anladım der gibi mırıldanıp ellerini ceplerine soktu. Sıkıntıyla oflayıp yüzünü gökyüzüne çevirdi. Yanlış birşey mi demiştim ben?

İleride hâlâ konuşan Sunghoon Hyung'la Soo-rim'e baktım. Onlara bakmamak için kendimi tutamıyormuş gibi hissediyorum çünkü Sunoo beni uyaralı en fazla 10 saniye geçmişti.

Soo-rim ellerini saçlarında gezdiriyordu, yanakları şişiyordu ofladığı için. Başını eğmiş yere bakıyordu. Saçlarını geriye sıyırıp ellerini çekti. Bu sefer beline koydu ellerini. Sunghoon Hyung'a çok da olmasa başını kaldırarak bakıyordu. Sunghoon Hyung iki kelime bir şeyler daha söyledi. Ardından Soo-rim onu başıyla onaylayıp bize doğru gelmeye başladılar. Bize gelirken yüzü yine hiçbir sıkıntı yokmuş gibiydi. Neden? Sunghoon Hyung'un yanında ofluyordu ama?

Yanıma gelip koluma girdi yine. Gülümseyip başını omzuma yasladı. "Seni özlemiştim kaç gündür!"

"O zaman ilk olarak bana gelmen gerekmez miydi?" tersledim.

Sunoo ve Sunghoon Hyung önden yürümüştü bile. Geride kalmamak adına bizde onlardan birkaç adım arkalarından gittik.

"Ben varken neden Sunghoon Hyung'a gittin ki? Ayrıca..." Çenesini tutup bana bakmasını sağladım, "...sen neden korktun ki?"

Gözlerini kırpıştırdı birkaç kez. Ardından yine gözlerini benden çekti, "Ben? Korkmadım ki. Neyden korkacakmışım? Sadece, Sunghoon'un annesi eve gitmesi gerektiğini söylemişti bana, onu haber verdim."

Sunghoon Hyung'un evi Soo-rim'inkine yakın bile değildi...? Soo-rim benden ne saklıyorsun? Aptal değilim!

"Sen niye haber verdin ki?"

Dudaklarını ıslattı, "Teyzem, ondan geliyordum. Annesi beni görünce balkondan söyledi. Görürsen çağır diye."

O zaman niye oflayıp duruyordu ki?  "Son bir soru..."

Hm hm'layınca devam ettim, "Niye sıkıntılı gibiydin?"

Cevabını beklerken elim saçlarına gitti.
Parmaklarım saçlarının arasına girip ardından aşağı inerken yani birnevi saçlarını elimle tararken Soo-rim kaşlarını havalandırdı.

"Ne sıkıntısı? Bir şeyim yok ki? Sen varken ne sıkıntım olacakmış?"

Gülümseyerek yukarı, bana baktı. Ona karşılık verdim ama benden bir şey sakladığı belliydi. Onu ondan iyi tanırdım ben, benden birşey saklaması imkansızdı.

"Streslisin, son zamanlarda."

Kaşlarını çattı birden. Bunu nereden bildiğimi sorguluyor. Başını geriye atıp, "Ne stresi ya? Hem, kaç gündür yüzümü bile görmedin nasıl bilebilirsin ki?"
dedi sessizce.

Beginning of the end | Nishimura RikiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin