16

255 23 33
                                    

"E gece demiştik ya? Sabah sabah nerde bu?"

"Jungwon bir şey demiş olmasın?" Sunghoon'un teorsine bir süre cevapsız kaldı Jake. Etrafına tekrar bakındı. Bildiği halde bakıyordu ve yine aynı sonucu alıyordu: Ne Soo-rim ne de başka birisi vardı.

"Yok be, Jungwon ne diyecek. O daha bebek korkar bir kere. Jungwon öyle şeylere karışmaz."

Sunghoon bunu elbette biliyordu ama Jungwon bir şey demediyse Soo-rim şuan neden burada değildi? Soo-rim kendi başına gidecek kadar cesur ve gözükara değildi, en azından ikili böyle biliyordu. Soo-rim'i oraya tek başına götürecek olan tek şey Riki'ydi, bunu da biliyorlardı. Ama Riki'nin tüm bunlardan haberi bile yoktu.

Bilinen şeyler kadar cevapsız sorular da vardı.

Soo-rim'in buluşma yeri olarak ayarladıkları yerde,  kasabanın çıkışına doğru diğer evlerden uzak bir evin arkasında, uzun çalıların arkasında olması gerekiyordu, saat 5'de. Yani şuan. Ama yoktu işte.

"Riki'ye sorsak kesin biliyordur bu arada. Ama soramıyoruz."

"Soo-rim'le ne işiniz var neden soruyorsunuz, konulu en az 100 soruya cevap verebileceksen sor Sunghoon seni tutan ne?" Omuz silkmişti sonlarda.

"Jake, sus ve ara."

Jake'den uzak köşelere bakmaya gitti Sunghoon. Evi kasabanın çıkış yoluna bağlayan patikadan başlamaya karar verdi.

"Aman sana da bir laf edilmiyor hemen zırla." Sunghoon onu duymazlıktan gelerek oraya buraya bakmaya devam etti.

"Terbiyesiz. Hyung'unum ben senin!"

"BANA BAK HYUNG(!) SADEDE SUS VE KIZI ARA! ONU BULMAMIZ LAZIM, bir şekilde."

"Bir sen akıllısın zaten."

Tck Tck'layarak Sunghoon'dan ters tarafa gitmeye başladı Jake de. "Soo-rim umarım düşündüğüm şeyi yapmamışsındır."

Ayakkabı tabanlarını yere sürterek birilerinin onu görüp görmediğine bakmaya gitti.

∆∆∆∆∆∆∆

[Ri-ki]

Öğlenden beri odasından çıkmamıştı. Kötü bir ruh halinde de değildi ama canı istememişti işte. Ablası diğer odalarda kendi halinde dolaşıyordu ve arada gelip Riki'ye çekişiyordu, Annesi gibi. Arada şarkı söyleyeceği tutuyordu. Bu dakikalarda Riki ya kulaklarını kapatıyordu ya da ablasınınkini bastırsın diye radyoyu açıyordu.

Bir kez daha Annesinin burada olmasını istedi. O zaman bu gürültüye katlanmak zorunda kalmazdı.

"RİKİ-YAA!!"

Bu 3 dakika içindeki 7. seslenişiydi. Sinirle yattığı yataktan yuvarlanarak indi. Ceket niyetine giydiği gömleğinin omzundan inen kısmını yukarı çekip omzunu kapattı.

Odadan çıkıp kapısını rüzgar yaptırarak kapattı sertçe. Sesin geldiği yeri tahmin etmeye çalışırken bir daha duydu ablasını.

"RİKİ-"

"SENİN RİKİ'Nİ KEDİLER ÇİMÇİĞ YESİN ABLA!" Salondaydı. Evde ayak sesleri yankılanıyordu salona giderken.

"Yavaş lan yavaş evi yıkacaksın."

Salonun kapısında durup yerdeki halının ipleriyle oynayan ablasına baktı. Saçları toplu değildi, bu da uzun bir süre işi olmadığı anlamına geliyordu. İki bacağını kırmış birbirinin üzerine yaslamış bir halde oturuyordu. Hatırlıyordu Riki, küçükken akşamları uykusu geldiği zaman ablası aynı bu şekilde oturup kısık sesle sohbet ede ede uyuturdu Onu, bunu az yapmamıştı.

Beginning of the end | Nishimura RikiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin