13. Bölüm: "Hisler"

17.6K 1.2K 215
                                    

13. Bölüm: "Hisler"

🌙

Yaşananlar o kadar karma karışıktı ki zihnim hiçbir şeyi algılamıyordu.

Altay ne demek istemişti bilmiyorum. İçimde ki adını henüz bilmediğim hislerle beraber kucağında oturuyor ve ona bakıyordum. Onu anlamaya çalışıyor ama zorlanıyordum. Altay kapalı bir kutu gibiydi ve o kutu açılmadığı sürece her şey bir sır olarak kalacaktı. O kutuyu bana kendisinin açması gerekiyordu, ama o benim açmamı bekliyor gibiydi...

"Altay seni anlamıyorum." Sesim isyan edercesine çıkmıştı. "Hiçbiri şeyi anlamıyorum. Buraya geldiğimden beri zihnim karmakarışık."

"Sana anlatmak isterdim." Sesi acı çekiyor gibiydi. Sıcak nefesi tatlı bir meltem şeklinde yüzüme vuruyordu. Bir elinin baş parmağı yanağımı okşadı.

Altay'ın bildiği ama bana anlatmadığı şeyler olduğunu anladığım da ihtiyaçla, "Lütfen." Diye fısıldadım.

Tutkunun siyahına bürünen gözlerinde acı çekiyormuşcasına bir ifade belirdi. Bana anlatmak istediğini ama anlatamadığını anladım. Yenilgiyle gözlerimi kapatıp başımı omzuna gömdüm. Altay çenesini saçlarıma arasına bastırıp kollarıyla beni sıkıca sardı. "Üzgünüm." Sesinde ki tondan hisettiği üzünütüyü hissedebildim.

Yaşadığımız yakınlık sanki aniden oluşmamış da, uzun bir süredir böylemişiz gibi geldi. Aslında bakarsam Altay'a dair hiçbir şey bana yabancı hissettirmiyordu. Sanki onu tanıyor gibiydim. Nasıl böyle hissedebiliyordum bilmiyordum ama ona karşı kalbimde karşı konulamaz bir his vardı ve ben o hissi az önce anlamıştım.

O his aşktı.

Ona aşık olmuştum. Bunu dudakları dudaklarıma dokunduğunda dünyanın durduğunu hissettiğimde anlamıştım. Bu kadar kısa sürede, henüz tam olarak tanımadığım birine nasıl aşık olmuştum bilmiyordum. Bildiğim tek şey içimde oluşan karşı konulmaz o aşktı.

Ben o gece Altay'a olan aşkımı kabul ettim. Gözlerimi yumup teninde dakikalarca huzuru bulurken gerçekleri umursamadım. Sadece Altay ve ben vardık o an. Sanki her şey bizi çevreleyen bir kalkanın dışında kalmışta biz o kalkanın içinde huzurla beraberdik. Güzel kokusu ve kollarında ki sıcaklıkta, uykuya yenik düşmem uzun sürmemişti.

Altay'ın kollarında uykuya dalmadan önce beni kucaklayıp yatağıma yatırdığını hatırlıyordum. Kollarını bana sıkıca doladığını ve saçlarımın üstünden öpüp bana, 'iyi geceler.' dediğinide anımsıyordum. Huzurlu bir şekilde kollarında uyuduğum uyku güzeldi.

Gözlerim yavaşça aralandığında ilk olarak bakışlarımın odağında arka tarafa bakan pencere vardı. Gün henüz tam olarak aymamıştı ama soluk bir ışık pencereden içeriye süzülmüş ve karanlığı kırmıştı.

Dışarıda dingin ve sessiz bir hava vardı. Ama bu sessizlik yaklaşan fırtına öncesi oluşan bir sessizlik gibi hissettirmişti. Günlerdir bizim bu evde rehin olmamıza neden olan o kar fırtınası şu an için dinmiş gibiydi. Fırtına dinmiş olsa bile hala soğuk ve karlı bir hava dışarıda hakimdi. Salonda ki şöminenin sıcaklığı kaldığımız odaya ulaşmasa bile üşümüyordum. Çünkü beni sıkıca saran kolların sahibi o kadar sıcaktı ki bana tıpkı bir soba ile uyuyormuşum hissi veriyordu.

Alfa | Kurt AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin