7. Bölüm: "Dövme"
🌙
Gece yarısı dışarıda başlayan kar fırtınası hala daha devam ediyordu. Mustafa beyin parçalara ayrılan cesedi dışarıda görünmüyordü, muhtemelen kurtlar cesedini ormanın derinliklerinde bulunan inine götürmüştü. Mustafa beyin parçalara ayrılarak kurtlar tarafından öldürülmesi dehşet vericiydi ama sonuna kadarda hak etmişti. Birileri Mustafa beyin burada olduğunu biliyormuydu bilmiyordum ama yokluğu fark edildiğinde ve onu aramaya çıkacaklarında muhtemel olarak buraya geleceklerdi. Ve ben insanlara nasıl bir açıklama yapacağımı bilmiyordum. Yaşananlar akıl kârı değildi. Kimse bana inanmaz ve suç üzerime kalır diyede ödüm kopuyordu. Bir yandan bu mevzu, diğer yandan ansızın kapımın önünde bulduğum yaralı adam kafamı karıştırmıştı.Zihnim derin düşüncelerle meşgulken oldukça gergindim. Bu gerginliğimin sebebi koltukta uzanan tanımadığım yaralı adamdı. O koltukta uzanmış beni seyrederken bende salonla bir olan mutfakta ona çorba yapıyordum.
Ben gece yarısı onu bulduğumda durumunun daha kötü olduğunu düşünmüştüm, hatta hayati tehlikesi falan var sanıyordum ama şu an gözleri üzerimde olan adam hiçte hayati tehlikesi varmış gibi görünmüyordu.
Bakışları içimde adını bilmediğim yabancısı olduğum hisleri uyandırıyordu.
"Bana neler olduğunu anlatacak mısın? Nasıl bu hale geldiğini merak ediyorum, eğer başında bir bela varsa sana yardım edebilirim ."
"Bana zaten yardım ediyorsun. Beni evine aldın, yaralarımı sardın beni öylece ölüme terk etmedin." Sesinde ki tını sıcaktı. Bana neler olduğunu anlatmak istemediğini ama aynı zamanda beni kırmak istemediğinide anladım. Bu yüzden ne olduğunu merak etsem dahi tekrardan sormadım, belki daha sonra kendisi anlatmak isterdi.
Bir yandan çorabayı karıştırırken diğer yandan bana bakan adama baktım. "Bu arada ben Zeynep, senin adın nedir?"
"Altay." Diye mırıldandı kısık ve durgun bir sesle gözlerimin içine bakmaya devam ederken.
Bakışları bana farklı şeyler hissettirdiği için gözlerimi gözlerinden çekip çorbaya baktım. Aramızda kısa süreli sessizlik yaşandı ve bu sessizlik beni rahatsız ediyordu. "Dışarıda kar fırtınası olmasaydı ve yollar kapanmasaydı seni şehir merkezinde ki hastaneye götürebilirdim. Yada telefonumu kırık kaybetmeseydim birilerini sana yardımcı olması için çağırabilirdim..." Diyerek sessizliği bozdum.
Bakışlarım dalgın bir ifade ile karıştırdığım çorbada gezinirken Altay'ın "Telefon?" Diye sorması ile ona baktım. Yüzünde anlamsız bir ifade vardı.
"Hı-hım, telefonum kırılıp kaybolmasaydı işte o zaman sana yardım-"
"Telefon nedir?" diyerek cümlemi yarıda kestiğinde duraksadım ve Altay'a baktım.
"Ne?" Dedim dumura uğramış şaşkın bir ifade ile. Çorbayı karıştıran elim durdu. "Sen cidden bana telefonun ne olduğunu mu soruyorsun?"
Bir an için yüzümde ki ifadeyi inceledi ve anlamsız bakışlarının üzerinde ki siyah kaşları çatıldı. "Evet. Tam olarak telefonun ne olduğunu sordum sana."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alfa | Kurt Adam
FantasyZeynep 22 yaşında genç bir yazardır. Yeni kitabını yazmak için, artık onu yoran İstanbul gürültüsünden uzakta yazmaya karar verir. İstanbul dışında ormanın arasında gürültüden epey uzakta olan bir eve taşınır. Lakin huzur içinde yaşayacağını tahmin...