1. Bölüm: "Dağ Evi"
🌙
Bazen her şeyden sıkılıp bunaldığımız zamanlar olurdu.
Şehrin gürültüsünden, çevremde ki insanların yapmacık hallerinden, her gün aynı monotonluğu yaşamaktan sıkılmıştım. İşte bu yüzden bir süreliğine yaşadığım şehir olan İstanbul'dan uzaklaşma kararı almıştım.
İnsanlardan uzak bir yere gidiyordum.
Tamamen kafamı dinleyebileceğim ve yeni kitabımı rahatça yazabileceğim bir yere gidiyordum.
İstanbul'da ailem ile beraber kalıyordum. Oturduğumuz apartman aile apartmanıydı ve bu çok can sıkıcıydı. Son zamanlarda çok bunaldığım için yazmak istediğim kitabı bir türlü yazamıyordum. Bende bu yüzden bir süreliğine, en azından kitabımı yazıp bitirene kadar İstanbul'dan uzaklaşmaya karar vermiştim.
Bu kararımı annem ve babam ile paylaştığımda pek olumlu yanaşmamışlardı ama onlarla uzun uzun konuştuktan sonra beni anlamışlar ve kararıma saygı duymuşlardı.
Yatağımın üstüne koyduğum bavuluma en kalın kazaklarımı, taytlarımı, yünlü çoraplarımı tek tek yerleştirirken odamın kapısına vuruldu. "Gel,"
Annem içeriye girdi. Bir bana birde yatağın üzerine koyduğum bavuluma baktı. "Yardım ihtiyacın var mı tatlım?" Diye sordu o güzel ses tonuyla.
Gülümsedim. "Hayır bitti bile,"
Ağzına kadar doldurduğum bavulu kapatmaya yeltendiğim sırada annem siyah bir cüzdanı bavulun bir köşesine sıkıştırdı. Ne yaptığını anladığımda direkt olarak itiraz ettim. "Anne buna gerek yok, param var benim yeterince."
"Ne olur, ne olmaz yanında bulunsun..." Tekrar itiraz etmek için dudaklarımı aralayacakken işaret parmağını dudaklarıma bastırarak beni susturdu. "İtiraz istemiyorum."
Kıyafetlerimi doldurduğum bavul ile işim bitince annemin yardımıyla bavulu kapatıp odamın bir köşesine koydum. Kalan kişisel eşyalarımıda büyükçe bir sırt çantasına doldurmaya başladım. Bu sırada annem yatağımın kenarına oturmuş beni izliyordu.
"Bari İstanbul'a yakın bir yerlerde olsaydın." Diyerek konuştu annem. Suratı asıldığında, gözleri aniden yaşlarla doldu. Yapma dermiş gibi baktım anneme. "Özelediğimde yanına gelirdim hem."
Annem aşırı duygusal ve kırılgan biriydi, en ufak bir şeyden dahi etkilenebilirdi. Babam ise soğukkanlı ve daha mantıklı biriydi. Bense babama çekmiştim ve iyi ki de hislerim konusunda anneme değilde babama çekmiştim. Yoksa şu an annemle salya sümük ağlıyor olurduk...
Sırt çantasını doldurmayı bırakarak annemin yanına oturdum ve dizlerinin üzerinde birleştirdiği ellerini tutum. "Anne seni her gün görüntülü arayarak rahatsız edeceğim, yani beni özlemeye fırsatın kalmayacak." Asık suratını güldürmek için sırıtıp tombiş yanaklarını sıktım. "Ağlamaya kalkışma lütfen, görende sanır ki gidişimin dönüşü yok,"
"Ay! Allah korusun kızım ne demek gidişimin dönüşü falan yok..." Kızar gibi kaşlarını çattığında gülümsüyordum. "...Deme öyle şeyler. Bir ay sonra burada yanımda olmazsan bozuşuruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alfa | Kurt Adam
FantasyZeynep 22 yaşında genç bir yazardır. Yeni kitabını yazmak için, artık onu yoran İstanbul gürültüsünden uzakta yazmaya karar verir. İstanbul dışında ormanın arasında gürültüden epey uzakta olan bir eve taşınır. Lakin huzur içinde yaşayacağını tahmin...