Tehlikeli Sular BxB (TAMAMLANDI)

Bölüm 12 = Özel Odalar

Selim ile Aslı beraber masadan uzaklaştıkları an Uğur Cem'e doğru öne eğilerek "Cidden onda ne buldun?" diye sordu ansızın.

Cem omuzlarını silkti "Sevdim" dedi sadece. Anlaşılan Uğur artık Selimi ne zaman onun yanında görse kendisini sorguya çekecekti.

Uğur istemsizce sinirle karışık gülmeye başladı. "O senin tipin bile değil Cem, ne sevmesinden bahsediyorsun. Adam kırolara benziyor Allah aşkına. Doktor olması da cabası zaten."

Cem huzursuzca yerinde kıpırdandı. Kaşlarını çatıp "Biraz sert bir görünüşünün olduğunun farkındayım ama onun öyle durduğuna bakma, aslında melek gibidir" derken bile asabı bozulmuştu. Adamın odun kafalının teki olduğunu biliyordu. Daha ilk tanıştıkları an onu dinlemeden etmeden ters kelepçe takan manyağın tekiydi o. "Ayrıca ne varmış doktor olmasında, ne güzel işte okumuş etmiş adam."

Uğur sinirle "Bunları senin söylediğine inanamıyorum" diyerek sırtını oturduğu koltuğa geri yasladı. "Sen eğlencelisindir. Hayatı seversin, kimsenin diplomasını da sorgulamazsın, bu adam resmen senin ömrünü sömürecekmiş gibi duruyor."

"Bence fazla ön yargılısın, daha onu tanımıyorsun bile."

"Tanımama gerek yok. İkimizde insan sarrafları sayılırız, her gün bin bir çeşit insanlarla karşılaşıyoruz. Kör değiliz Cem. Artık o dün ki çocuklarda değiliz. Ayrıca ona hiç aşıkmış gibi bakmadığını görmüyor muyum sanıyorsun..."

Cem "Of Uğur yeter" diyerek arkadaşının lafını böldü. "Aramızda ne yaşanırsa yaşansın sana ne kadar değer verdiğimi biliyorsun. Her zaman bende yerin çok farklı ve senin de dediğin gibi bizler artık o Üniversiteli küçük çocuklar değiliz. İkimizde büyüdük ve kendi yolumuzu birbirimizden izin almadan çizebiliriz bence" dediğinde ses tonu çok katı ve sertti. Uğurun beklemediği kadar sert.

Uğur kendinden emin bir şekilde "Ama onu sevmiyorsun..." dedi inatla. 4 - 5 yıllık arkadaşını tanıyordu. Selim'in yanında çok gergin ve katı duruyordu. Onun gibi rahat biri, kendisini bu kadar kasan biriyle asla beraber olmazdı.

Cem sinirle iç çekti. "Daha aşkından ölüp bitiyorum demek için çok yeni biliyorum ama seviyorum onu. Sevmek, etkilenmek, bunlar güzel duygular ve şuan içimde benimleler" o bunları söylerken beyninin içinden bir ses külliyen yalaaannnn diye bas bas bağırıyordu.

Uğur şüpheyle "Nerede tanıştın onunla?" diye sordu.

Cem onunla ilk karşılaştığı anı hatırladı yine. Selim elindeki silahı direk yüzüne doğrultmuştu. "Benim barda" deyi verdi birden. Doğruya doğruydu, kendi barında ilk defa karşılaşmışlardı. Ne kadar yüzüne silah dorultmuş ve ters kelepçe takıp kendisine bilinçsizce de olsa dayamış olsa da. "Ama artık sorgu sual istemiyorum. Buraya senin tarafından sorguya çekilebilmek için gelmedim."

"Telefonlarıma cevap vermeye ne dersin o zaman?"

"Uğur," derken artık sesi yorgun çıkıyordu. "Biliyorsun ki bir arkadaşım evlenecek ve onun düğün yemeğiydi, pastasıydı, içkileriydi vs. hepsiyle ben ilgileniyorum. Zaten dolu ve sıkışığım bu aralar, sana fazla dönüş yapamadığımı biliyorum yani kişisel bir şey değil bu, sakın yanlış anlama."

Uğur dikkatlice Cem'i süzdüğünde Cem gayet rahat bir tavırla önündeki içki bardağını alıp içerken çevresine bakındı.

Uğur onun içinde çok farklıydı ama onunla asla bir geleceğinin olmayacağını çok iyi biliyordu. Uğur'un ailesi gibi bir aile ile asla baş edemezdi. Ayrıca bir ömür metres gibi kendisini gizleyecek hali de yoktu. Ya hep ya hiç tarzı bir insan olduğundan kimsenin gizli yatak arkadaşı olarak kalacak değildi.