Tehlikeli Sular BxB (TAMAMLANDI)

Bölüm 3 = Yeni Ortak

Amir'in odasında ikisi de karşılıklı otururlarken Cem sanki Komisere anlatmamış gibi üvey babasına olanları baştan anlattı.

"Uyuşturucu satıcısını etkisiz hale getirmekle iyi akıl etmişsin, aferin" dedi Üvey babası Cem'e.

Selim Komiser "Bir dahakine suçlunun kafasına değil de ensesine filan vurmayı dene bence, bu gidişle adam öldürmekten tutuklanacaksın" dediğinde Cem şakayla karışık "Bir dahakine bizzat seni ararım sen gelir adamı durdurursun bende elimde patlamış mısırımla seni izlerim" yanıtı verdi. Kendisi sanki dört dörtlük iş yapmış gibi gelmiş birde kendisine laf yapıyordu. Gerizekalı.

Selim Komiser dirseklerini dizlerine yaslayarak Cem'e doğru eğilip karşısındaki zibidiyi dikkatle inceledi. Görünüşü kadar dili de sivriydi anlaşılan.

Cem Komiseri umursamadan üvey babasına bakıp anlatmaya devam etti. "Uzun zamandır şüpheleniyordum zaten. Her yere kameralar döşettim, fakat ilk defa yakalama fırsatı elime geçti. Taksimin özellikle LGBT bireylerinin takıldığı barlara dağıtıyorlarmış. Üstelik kullanıcıların yaşları reşit bile değil."

Amir üzüntüyle çık çıkladı "Durumdan haberim var ama bizimkiler bir türlü bu işi beceremediler. İnlerine giremiyorlar şerefsizlerin."

Cem düşünceli bir biçimde "Ekibinizi gördüm, yaşları ve tavırları biraz fazla şey gibi" derken düşüncelerini nasıl söylemesi gerektiğini bilemedi bir an. Üvey babasının bizzat bu durum için kurduğu ekibe laf söylemek istemiyordu ama ekip tamamen yaşı geçmiş kırolardan ibaretti.

"Ney gibi?" diye sordu adam merakla.

"Yaşlı ve yargılayıcı. Girdikleri bir ortamda onlardan olmadıkları bariz belli oluyor."

Komiser Selim "Ne yaşlısı? En büyüğü 35 yaşında ve onlar en iyileri" diyerek itiraz etti hemen. Yeni yetme birinin narkotik şubesinin en iyi ekibine laf etmeye hakkı yoktu.

Cem "Bu işte en iyisine gerek yok, en gözü karalar gerekiyor" derken Selim'in sert ve kendisinden gram ödün vermeyen yüzüne baktı.

"Gözü karadan kastın ne, onlar gibi LPGli olması mı lazım illaki?"

Cem duyduğuna inanamayarak gözlerini devirdi ve tüm ciddiyetiyle "Yok Dizelli olsalar yeter. Gerçi elektrikli araçlara geçiyoruz artık LPG eskide kaldı, bu görev için elektrikli lazım" dedi.

Selim, sarı çıyan'ın dediği hiç bir şeyi anlamadığından sinirle "Ne diyon lan sen?" diye sordu.

Cem bıkkınlıkla "Boş ver senlik bir şey değil bu" diyerek konuyu kapattı. Böyle kör cahillere bir şey anlatacak durumda değildi şuan.

Amir "Tartışmayı bırakın ve biraz düşünmeme izin verin" diyerek çalışma masasına dirseklerini yaslayıp ellerini çenesinin altında birleştirdi.

Cem ile Komiser Selim bir müddet birbirlerine sinirle baktılar. İkisinin de aklından birbirlerine dair hiç güzel şeyler geçmiyorken Amir yani Cem'in üvey babası boğazını temizleyerek "Bence artık araştırmayı özelleştirmeliyiz, bu durumun bizzat içinde olanlardan yardım almalıyız" dedi.

Bu fikri tam evirip çevirip düşünmemişti elbette ama her kaybedilen vakitte dışarıda bir evladın daha geleceği soluyor, yuvalarına ateş düşürüyordu.

Amir, Selim'e düşünceli bir şekilde baktı. "Sen ne düşünüyorsun evladım az çok bu konu hakkında bilgin var, senin düşüncelerini de dinlemeyi çok isterim."

Komiser Selim "Bunun için geçen sene oluşturulan özel bir birlikten daha iyisini oluşturabileceğimizi düşünmüyorum Amirim" dedi tereddütsüz.