"Odasındaymış..." dedi içinden.
Açık kapıdan başını uzatıp baktı, orada koltukta oturuyordu.
Pencereye doğru dönmüş dışarıya bakıyordu. Gelirken,
"Mehmet amcaya çok iyi bir tedavi uygulamaya başladı." diye düşünmüştü.
Yaşlı adamın uykusu da dahil, birçok yaşamsal hareketi değişmiş, tansiyonu bile düzene girmişti.
Bilgili ve işini iyi yapan bir hekim demişti Selma'ya. Genç kız o gün acaba ailesi nerede diye sorunca onun da kafasına takılmıştı. Hemen hemen günün büyük bölümünü birlikte geçirmelerine rağmen, ailesi ya da evli olup olmadığı hakkında hiç konuşmamıştı. Sadece yazdığı CV de boşanmış olduğu bilgisi vardı.
"Acaba niye boşandı?" sonra ise, "Neyse, kadının özel hayatı bize ne canım." diye geçirdi içinden.
Olduğu yerde bir süre kadını izledi, ağlıyor muydu? Ama anlayamadı. Önce kapıyı tıklattı, arkasından hafifçe öksürdü. Doktor Saliha panikleyerek döndü. Belli ki kapının açık olduğunu unutmuştu.
Ayşe hemşire kadının, kan çanağına dönmüş gözlerini fark etti.
Saliha, ayağa kalkıp, "Ayşe abla..." dedi ve yanaklarını silerek ona doğru geldi.
Yaşlı kadına samimi bir hareketle sarıldı.
"Kaç gündür yoktunuz abla?" dedi ve Ayşe hemşireye gülümsemeye çalıştı.
"Misafirim vardı kızım." ve arkasından,
"Benim akıllı doktorum ağlamış mı, yoksa uykusuz mu kalmış?" diye sordu yaşlı kadın.
Saliha, "İkisi de..." diyerek yanaklarını tekrar sildi.
"Biraz hüzünlüyüm abla."
Ayşe hemşire masaya doğru uzanıp kadının elini tuttu ve,
"Gel bakayım güzel kızım, niye hüzünlüsün sen? Karşıma otur lütfen." dedi müşfik bir sesle.
Sonra Saliha ya baktı, "Selma..." ve içini çektikten sonra,
"Selma ile aranızda bir şey mi geçti?"
Saliha elini hızla ve hararetle sallayıp,
"Hayır abla. Selma hanımla... Yoo hayır düşündüğünüz gibi bir şey yok. O çok iyi bir insan. Bana çok yardımcı oluyor." Dedi.
"Peki sormam da sakınca yoksa, seni ağlatacak kadar hüzünlendiren konu nedir kızım?"
"İç dünyam ile ilgili abla. İç dünyam..."
Ayşe hemşire kadının elini yine tuttu,
"Tamam kızım sanırım üzüntünün sebebi özel, ben işinle ilgili zannettim. Benim yapabileceğim bir şey olursa söylemen yeter." dedi.
Saliha kadının samimiyet ve şefkatli yaklaşımı nedeniyle hüznünün artıp, gözlerinin tekrar yaşarmaya başladığını hissetti. Uzun yıllar geçmişti, omzuna yaslanıp ağlayarak derdini dökeceği hiç kimsesi yoktu. Önceleri eski bir arkadaşı vardı İsviçre'de iken, ona dökerdi içini, onunla paylaşırdı tasasını, ancak Almanya'ya geçince ondan da uzaklaşmıştı.
Genç kızlığında da oldukça içine kapanıktı. Annesi vardı ama onunla hiç ortak noktaları olmadığı için pek konuşmaz ve annesiyle hiçbir şeyini paylaşıp anlatmazdı ona...