Ablamın da Selma'nın da haberi olmazsa iyi olur...

7 0 0
                                    


Kapıya uzandı, yavaşça çaldı.

"Girin..."

Kendine, "Hoş geldiniz" diyen kadının masasına doğru yaklaştı.

"Buyurun oturun, ben de Ayşe ablanın reçetesini hazırlıyordum."

Durgundu, yorgun olduğu için konuşmak dahi istemiyordu adam. Selma gelip anlatmıştı, Ayşe ninesi nefessiz kalıp kısa bir baygınlık geçirmişti. Tomografi çekildi sonuçları Saliha abla inceliyor demişti. Zeliha abla ile seni merak etmiş, size bakmak için bahçeye çıkınca olmuş ama şu an gayet iyi demişti arkasından.

Uyuyamamış aklına olumsuz şeyler de getirmemeye çalışmıştı. Saliha'ya masumca bakarak.

"Ablamın nesi var doktor hanım?" diye sordu.

Saliha yazdığı reçeteye bakıyordu.

"Bildiğiniz gibi tansiyonu başına dert, kalp verileri iyi ancak akciğerlerde problem var."

Sessizce aldığı nefesten sonra Ali Hakan, pencerenin önüne doğru gitti. Bir süre manzarayı seyretti, rüzgârın sallayıp titrettiği dalların ve yeşil yapraklar dan bakışlarını çevirmeden kesik kesik,

"Otuz yıldan fazla oldu doktor hanım. Bunca zaman Zeliha ve benim için gözyaşı döktü. Sıkıntı üzüntü ve ızdırap yükledi hep kendine. Zeliha'ya ve bana sahip çıktı, beni ise hiç bırakmadı. Siz benim evlatlarımsınız dedi yıllardır. Neler duyabileceğime kendimi ne zamandır hazırlıyorum. Ona ait olan her şey benim için çok önemli doktor hanım. Lütfen benden bir şey gizlemeyin." dedi

Saliha masadan kalkıp oturma grubunun önüne, Ali Hakan'ın arkasına geldi. Adam yüzünü ona dönünce üzgün ve kederli bir sesle,

"Kesin teşhis de olsa biliyorsunuz ki bir şey söylemek mümkün değil, oldukça yaşlı. O çok hassas biri."

Kadın nasıl söylenmesi gerektiğini biliyordu ama birbirini çok seven insanların, hele Zeliha ve Ali'nin böyle yıkıcı haberlerin altında kalacaklarını da çok iyi biliyordu. Adam yaşlı kadına anne diyordu ve annesi gibi seviyordu. Zordu söylemesi, çok zordu.

"Allah'ım" diye inledi içinden.

Hiç evirip çevirmeden söylemesi gerekiyordu, ikisi de perişan olacak Zeliha da çok seviyor Ayşe ablayı dedi kendi kendine.

Adamın, "Doktor Hanım, doktor abla." dediğini duydu. Başını kaldırdı, Ali Hakan hüzünle bakıyordu ve yüzü çok solgundu.

"Akciğerlerin fonksiyonları çok az birçok yerde kitle var. Pankreas ise tamamen kapanmış, hastalık birçok yere dallanıp budaklanmış." dedi hicranla.

O an bakışlarını Ali Hakan'dan kaçırdı.

Adam yavaşça,

" Benim anlamsız gururum onu çok üzdü biliyorum üzüntüden oldu her şey, çok sevdiğim iki kadını da ömrüm boyunca üzdüm hep."

"Gurur her insanın, hele hele genç bir delikanlının sahip olduğu bir duygu. Ancak..."

Saliha önünde durduğu koltuğa çöktü, Ali Hakan kadına hâlâ hüzünle bakıyordu.

"Ancak keşke o gün Zeliha'yı İzmir'e getirseydiniz Ali Bey."

"Annenize rağmen nasıl yapardım doktor hanım? Annenizin duygularına ve değerlerine vuramadım o zincirleri. Sevdama vurmak zorunda kaldım. Anneniz beni de Zeliha'yı da aldattı, ben öfkeyle hareket ettim. Öfkem gururumun hapsindeymiş. Zeliha acı çekti, ablam; hele ablam ikimiz için de çok acı çekti."

Sesli KahveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin