Utku kısa bir süre önce otel odasından çıkıp kendine bir ev tutmuştu ama bir haftadır evinde durmuyordu.
Baran onun ne yaptığını, nereye gittiğini veya kimlerle olduğunu bilmiyordu. Pekala kiminle olduğunu biliyordu. Çağatay'dan başka arkadaşı olmadığı için muhtemelen onunlaydı ama nerede ne yaptığını bilmiyordu.
İki günde bir evine uğrayıp geri çıkıyordu. Baran en sonunda evini gözetleyip evden çıktığında da takip etme fikrini denemeye karar vermişti ve şu an evine dönmesini bekliyordu. Tahminine göre bugün bu saatlerde evine uğraması gerekiyordu.
Utku'nun üst-orta segment arabası kapının önünde durduğunda Baran gelen farkındalıkla sessiz bir küfür etti. Utku'yu takip etmeyi planlarlarken onun bir arabasının olduğunu unutmuştu. Nedense otobüsle geziyor gibi düşünüp yaptığı plan için kendini tebrik bile etmişti. Ama Utku araba kullanıyordu ve otobüsle onu takip etmesi imkansızdı.
Başka bir şey düşünmesi gerekiyordu.
Acaba ayakkabısının tekini saklasa onu durdurabilir miydi? Siktir, çok mantıklıydı. Bunu nasıl daha önce düşünememişti?
Camdan takip ettiği Utku arabasından çıkıp binaya doğru yürümeye başladığında Baran birkaç basamak daha yukarı çıkıp diğer merdivene geçti ve kapısının önünü görecek şekilde saklandı.
Utku birkaç saniye sonra geldi ve ayakkabılarını kapının önünde bırakarak içeri girdi. Şimdi daha önceden yaptığı hesaplara göre 20 dk'sı vardı ayakkabıyı çalmak için. 20 dk içinde yakalanmadan çalabileceğine inanıyordu.
Adımlarını sessiz atmaya çalışarak saklandığı yerden çıkıp aşağı indi. Milyon dolarlık tabloyu çalıyor titizliğiyle etrafını kontrol edip ayakkabının tekini aldı ve saklandığı yere geri çıktı.
"Ucuz atlattım ha."
Kendi kendine söylenip köşeye iyice sindi ve Utku'nun çıkmasını beklemeye başladı. Ama bu tahmin ettiğinden daha uzun sürmüştü.
Uyumak üzereydi.
Tam gözleri kapanacakken kapı açılma sesiyle ayıldı ve heyecanla yaslandığı yerden doğruldu. Kapıyı görecek şekilde eğildi ve dikkatlice Utku'nun hareketlerini izlemeye başladı.
Utku ayakkabısını giymek için eğildiğinde tekinin olmadığını fark etti. Derin bir nefes alıp gözlerini bir saniye için kapattı. Acaba ne düşünüyordu?
"Ayakkabımı geri ver Baran."
Pekala öğrenmemiş olsa daha iyi olabilirdi.
Baran şaşkınlıkla gözlerini büyütüp kafasını hızla geri çekti ve saklandığı yere iyice sindi. Burada olduğunu anlamış mıydı gerçekten yoksa yem mi atıyordu?
"Bir haftadır röntgenci gibi evimi dikizliyorsun şimdi de hırsızlığa mı başladın?"
Hayır, yem atmıyordu. Onu görmüş olmalıydı. Ama nasıl görmüştü? Titizlikle gözetlediğine emindi. Derin bir nefes alıp saklandığı yerden önce kafasını uzatıp şirince gülümsedi sonra da bütün bedenini çıkardı.
"Burada olduğumu nereden anladın?"
Sesi içine kaçmış gibi hissediyordu. Utku dikkatli bakışlarıyla aşağı inişini takip etti.
Baran aşağı inip önünde durdu. Utku o kadar dikkatli bakıyordu ki gözlerini kaçırmamak için zor duruyordu. Ona kızmış mıydı?
Sorusunu tekrar etti.
"Nasıl anladın?"
"Kokundan." Utku uzun boyundan faydalanarak eğildi ve temas etmeden boynunu kokladı. "Bütün bina sen kokuyor. Farkında değilsin sadece."
"Siktir." Baran titrek bir nefes aldı ve gözleri kapattı. "Aşırı yükseldim. Yalvarırım öp beni."
Utku seslice gülüp geri çekildi.
"Sapıkları, röntgencileri ve hırsızları öpmüyorum. Prensip meselesi.""Hırsızı kabul etmiyorum." dedi gözlerini kısarak.
"Sapık ve röntgenci olduğunu kabul ediyorsun yani?"
"Sapık olunmayacak gibi değilsin ki."
Utku cevap vermeyip elini uzattı ve gözlerini Baran'ın elindeki ayakkabıya dikti. "Ayakkabımı ver."
Baran gözlerini büyüttü ve ayakkabıya sarılarak arkasını döndü. Şimdi Utku'ya omzunun üzerinden bakıyordu.
"Olmaz."
"Versene Baran. Niye aldığını da anlamadım zaten."
Baran şaşkınlıkla ona döndü.
"Seni haramdan koruyorum!"
"Bunu ayakkabımın tekini çalarak mı yapıyorsun bunu?"
"Nasıl yapacaktım başka? Bir haftadır evde durmuyorsun. Ne günahlar işledin tahmin bile edemiyorum. Aslında ediyorum. Allah bilir beni de aldatmışsındır."
Utku boş boş baktı. "Ne?"
"Aldattın mı beni?"
"Aldatmadım."
Baran durdu ve gözlerini birkaç kere kırpıştırdı. Kalbini boğazında hissetmeye başlamıştı. Kusmak üzereydi.
"Ben senin aldatabileceğin biri miyim yani?"
"Galiba."
"Ama sevgilini aldatabilirsin sadece?" dedi sorgulayarak.
"Biliyorum." dedi Utku sakince
Baran elindeki ayakkabıyı bırakıp elini göğsüne koydu ve eğildi. Tıkanan bir astım hastası gibi nefes almaya çalışıp gözünün ucuyla Utku'ya baktı.
"Biz sevgili miyiz yani?"
Utku, Baran'ın bu haline gülümsedi.
"Öyle görünüyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yunan Tanrısı | bxb | Texting
Teen Fiction+90543*******: Bir şey soracağım +90543*******: Siz neden it sürüsü gibi 12 kişi birlikte geziyorsunuz? Baran: İt sürüsü olduğumuz için olabilir? ... 06.08.2020 17.07.2022 yayım