40

4.9K 313 49
                                    

Utku, hayatının en zor sınavını veriyor gibi terlemiş ve Baran'a sardığı kollarını çekmemek için savaş vermişti. Hatta öyle sıkı sarılmıştı ki Baran'ın kalp atışlarını kendi göğsünün üzerinde hissediyordu. Hızlı ve düzensizdi.

Kalbi öyle güzel atıyordu ki Utku onun ritimlerini değiştiren kişi olmaktan gurur duymuştu. Ama beyni bulunduğu durumda kendini o kadar tehdit altında hissediyordu ki sakinleşemiyordu. Telaştan başka bir duygu hissetmesi mümkün değil gibiydi.

Baran onun iyice titremeye başladığını fark ettiğinde ona sardığı kollarının arasından çıkmaya çalışıp "Bunu yapmak zorunda değilsin." dedi anlayışlı bir sesle.

Utku ise "Yapmak zorunda olduğum için değil yapmak istediğim için yapıyorum." dedi ve bir elini Baran'ın yanağına götürüp ıslaklığı sildi.

Parmak uçları ona değdiği için yanıyordu.

Belki de vücudunun verdiği tepkileri tehdit altında hissettiği için değil de hoşlandığı çocukla temasa girdiği için verdiğini hayal ederse her şey daha kolay olurdu. Hem kim bilir belki de beyni buna kendi bile ikna olurdu.

Utku, Baran'a zar zor yemeğin yarısını yedirmeyi başardığında Baran kusma korkusuyla nefes bile almadan oturup mutfağa giden Utku'nun ona su getirmesini bekliyordu.

Utku elinde bir bardak suyla geldiğine onu nazikçe Baran'a uzattı ve içmesi için bekledi.

Baran suyu bitirip Utku'ya geri uzattığında Utku "Bana neden böyle olduğunu anlatacaksın sonra. Tamam mı?" dedi itiraz kabul etmeyen bir sesle. Baran gözlerini kaçırıp başını salladı onayladığını belli ederek.

Utku yeniden mutfağa yöneldiğinde Baran oldukça masum çıkan sesiyle arkasından seslendi.

"Şey... Ne zaman öpeceksin?"

Utku duraksadı ve onun tarafına dönmeden gülümsedi. "Birazdan." dedi ve gülümsemesinin bozulmasına izin vermeden mutfağa adımladı.

Baran'ın görüş açısından çıktığında düşen yüzünü saklama gereği duymadan lavaboya eğildi ve alev almış yüzüne soğuk su çarptı. Ellerinin titrediği fark ettiğinde derin bir nefes alıp gözlerini kapattı ve ellerini tezgahın sivri köşelerine bastırdı. Kendine zarar vermezdi ama böyle anlarda bunun gibi küçük uyarıcılar onun anda kalmasına yardım edebiliyordu.

Baran'ı öpmek istemiyordu.

Daha doğrusu isteyip istememe durumu 1 dakika içinde onlarca kez değişebiliyordu. Onunla sarılırken onu öpebileceğinden emindi mesela ama şimdi balkondan kaçmak için camdan bile atlayabilirdi.

Gözünün cama kaydığını fark ettiğinde başını iki yana salladı ve "Abartma Utku." diye kendi kendine söylenip içeri doğru yürüdü.

Koltukta sakince oturmuş mutfak tarafına bakarak kendini bekleyen Baran'ı gördüğünde karnında garip bir kıpırdanma hissetti. Sürekli hissettiği kıpırdanmalardan farklı olarak kötü hissettirmemişti ama alışık olduğu bir şey olmadığı için garipsemişti.

Baran nedensizce şu an gözüne fazla masum gelmişti. Ellerini iki dizinin arasına sıkıştırmış sıkıldığı için olsa gerek hafifçe ileri geri sallanıyordu.

Göz göze geldiklerinde Baran çekingence gülümsedi ve yerinde kıpırdandı. Gözleri beklentiyle bakıyordu ama ısrarcı değildi. Bu Utku'nun hoşuna gitti. Cesareti yavaşça yerine geliyor gibiydi. Düşüncelerinin bu kadar hızlı değişiyor olmasına ayak uydurmakta zorlanıyordu.

Baran'ın hemen yanındaki boşluğa oturup aralarına mesafe koymak için hafifçe yana kaydı. Baran başını çevirip ona bakınca da gülümsedi.

Baran'ın aniden kaşları çatıldığında Utku daha anlam veremeden Baran başını iki yana salladı ve kendi kendine söylendi.

"Bak yine bir sakinlik bir olgunluk geldi üzerime." dedi ve üzerindeki bir şeyi silkeler gibi yapıp "Kış kış." dedi.

"Ay Utku aşkm senin yanında kimlik karmaşası yaşıyorum arada." Utku'nun biraz önce açtığı boşluğu ona doğru kayarak azalttı ve koltukta yan dönerek yüzünü Utku'ya çevirdi. "Hadi öpüşelim."

Utku vücudunu hafifçe arkaya kaçırarak sorgular bakışlarla Baran'ın aniden değişen tavrını idrak etmeye çalıştı. Yemek yerken, mutfaktan döndüğünde ve şimdiki Baran aynı kişi olamazdı. Baran'ın günlük hayatta da dengesiz biri olduğunu biliyordu ama onun yakınlarındayken daha da dengesizleşiyor ve günlük hayatında saçmalamadığı kadar saçmalıyordu. Bazen Utku'ya karşı kimseye yapmadığı kadar düşünceli yaklaşırken bazen de hassasiyetini bilmesine rağmen tacize giden davranışları oluyordu.

Ne yaptığını bilmiyor gibiydi.

Baran'ın iyice dibine girdiğini fark ettiğinde oturduğu yerden geriye doğru kaydı ve "Sonra." dedi işaret parmağıyla Baran'ın alnını kendinden uzaklaştırmak için iterek.

"Ama birazdan demiştin." dedi mızmızlanarak Baran.

"Fikrimi değiştirdim." dediğinde Baran itiraz etmek için hazırlanmıştı ki çalan telefonuyla durdu ve telefonu cebinden çıkararak arayana baktı.

Betül arıyordu.

Baran'ın gözleri anında Utku'ya döndüğünde Utku gözlerini ekrandan çekerek rastgele bir yere çevirdi ve Baran'la göz göze gelmeyi reddetti. Baran, Utku'nun ona bakmayacağını anladığında boğazını temizledi ve kısaca "Cevaplasam iyi olur." dedi ve yanından kalkarak hızlı adımlarla odadan çıktı.

Utku, Baran'ın gidişinin ardından kapıya uzun uzun baktı ifadesizce.

Betül'e de Baran'a da lanetler okumak istiyordu.

Betül'ü hatırlamayanlar için

Utku'nun eski sevgilisiydi. Baran'ın da ablasıydı aynı zamanda. Baran ona iftira attığında Utku'ya inanmamıştı ve ihanet etmişti.

Hatırlamışsınızdır umarım.

Beklediğiniz için teşekkür ederim <3

Hepinizi seviyorum

Yunan Tanrısı | bxb | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin