39

5.2K 374 51
                                    

Baran, kapı çaldığında söylene söylene açtı ve Utku'nun yarım saat önce sipariş ettiği yemeklerin parasını ödeyip aldı. Utku ondan kaçtıktan sonra bir daha yanına gelmemişti. Baran da ona kendine gelmesi için fırsat tanımak için hiç rahatsız etmemişti.

"Utku!" diye bağırdı koridora doğru. "Yemekler geldi!"

Baran salona girdikten birkaç saniye sonra ayak sesleri duyulmaya başladı ve hemen ardından Utku odaya girdi. Baran yemek kutularını açarken göz ucuyla Utku'ya baktı. Saçları ıslaktı. Duş almış olmalıydı.

Kısa kollu giydiğini fark edince "Üzerine ceket giy." dedi Baran. 

Utku duraksadı ve üzerine baktı. İnce bir tişört giymişti. Üşümüyor aksine yanıyordu. 

"Üşümüyorum." 

Baran ısrar etmeyip açtığı kutuları orta sehpanın üzerine dizdi.

"Kıtlıktan çıkmış gibi yemek söylemişsin bir de parasını bana kilitledin."

Utku sırıtıp eline kaşık aldı ve kutuların birini önüne çekti.

"Barda üzerime kilitlediğin hesapları da unutmadım hepsinin fişi duruyor. Haciz koyacağım evine. Anca ödersin." dedi Baran ve Utku gelmeden önce boşaltıp hiç açılmamış gibi geri kapattığı kutuyu eline alıp koltuğa oturdu. 

Utku'ya fark ettirmeden yemekten kaçmasının en iyi yolu buydu. Elindeki kutudaki yemeği yiyor gibi yapacak ve boş kutuyu -o bitirmiş gibi- sehpaya koyacaktı. En azından planı bu yöndeydi.

İlk boş kaşığı ağzına götürdüğünde Utku bakışlarını kendi kutusundan çekmeden konuştu.

"Boş yemek kutusuyla karnını doyuramazsın Baran."

Baran'ın kaşık tuttuğu eli dondu. Nefessiz kaldığını hissettiğinde boğuluyormuş gibi derin bir nefes alıp gözlerini kapattı. Utku bunu nasıl fark etmişti? 

Utku aniden kalkıp Baran'ın elindeki kutuyu sertçe çekti ve fırlatırcasına sehpaya koydu. Dolu kutulardan birini alıp Baran'ın eline zorla tutuşturdu.

Baran burnuna gelen yemek kokusuyla öğürecek gibi olsa da kendini tuttu ve Utku'yla göz göze gelmemek için bakışlarını ondan ve yemekten başka her yerde dolaştırdı.

"Ye şimdi."

Baran başını iki yana sallayıp kutuyu bırakmaya çalışsa da Utku onu göğsünden geriye doğru ittirdi. Baran yememeye ısrar ettiğinde "Ye şunu." dedi tekrar.

"Yemekleri beğenmedim."

"Yenisini söyleyelim."

"Aç olmadığımı söyledim."

Utku derin bir nefes alıp başını iki yana salladı. İşi kendinin halletmesi gerekecekti.

Baran'ın elindeki kutuyu ve kaşığı alıp dizlerinin üzerine oturdu. Baran ona bakmayı reddediyordu. Ellerini çenesine koyup yüzünü kendine çevirdi.

"Yemeğini ben yedireceğim ve sen de uslu uslu yiyeceksin. Tamam mı?"

Baran başını iki yana salladıyıp reddedince Utku gözlerini kıstı ve bakışlarını kaçıran çocukla göz göze gelmek için tuttuğu yanaklarını sarstı.

"Eğer bu kutunun hepsini bitirirsen seni öpeceğim."

Baran gözlerinin içine bakıp ciddi olup olmadığını anlamaya çalıştı. Ciddi olduğunu fark ettiğinde gözlerini kapattı ve bunu yapıp yapamayacağını düşündü. Yemek yemek ucunda ne olursa olsun onun için hiç kolay değildi. Utku ise onu bu kadar düşündüren şeyin ne olduğunu anlayamıyordu.

"Yarısı olsun."

Utku, Baran'ın yüzünü inceledi. Stresli ve zorda görünüyordu. Gerçekten anlamıyordu. Yeme bozukluğu olsa anoreksiya gibi bir şey olmaz mıydı? Ama Baran gayet kaslıydı.

Anlam verememesi normaldi. Nereden bilebilirdi ki Baran'ın evde ağlaya ağlaya yemeğini yutmaya çalıştığını?

"Tamam yarısı olsun."

"Dudağımdan öpeceksin ama değil mi?"

"Evet, dudağından öpeceğim."

Baran'ın midesi heyecanla kasıldı. Bunun Utku için ne kadar büyük bir şey olduğunu biliyordu.

Utku kaşığı yemeğe daldırdı ve Baran'a doğru kaldırdı. Baran, yemeğin kokusu burnuna geldiğinde kusmamak için elini ağzına kapattı ve gözlerini yumdu.

Utku, Baran'ın ağzına kapattığı elini tuttu ve nazikçe indirdi.

Ona kendi rızasıyla hiç dokunmamış olan Utku yaptığı bu hareketlerle onu heyecanlandırıyordu. Bu da midesinin daha da kasılmasına sebep oluyordu.

Baran gözlerini açmadan kaşığın ağzına girmesine izin verdi.

Yutma refleksi devre dışı kalmış gibiydi. Yemek ağzında öylece bekliyordu. Gözleri hala kapalıydı ve Utku'nun elleri gitmişti. Bütün gücünü buna vererek yutkundu ve kusmak üzere olan midesi yüzünden nefes bile almadan gözlerini açtı.

Utku, onun saklamaya çalışmadığı ıslak gözlerini gördüğünde duraksadı. Ne yapması gerekiyordu? Beyni alarm vermiş gibiydi.

Ne Baran ne Utku hareket ediyordu.

Utku tereddütle hareketlendi ve Baran'ı kendine çekip sarıldı. Şimdi de zorlanma sorası Utku'daydı. Bütün kasları alarm vermişti. Kan akışı hızlanmış, bütün vücudu titremeye başlamıştı.

Baran onun bu ani hareketiyle donakaldı. Onun için sarılmanın ne kadar zor bir şey olduğunun farkındaydı. Ona sarılan kolların titreyişini hissediyordu. Onu daha fazla zorlamamak için sarılışına karşılık vermeden öylece durdu.

İkisi de kusmak üzereydi.


Gördüğünüz gibi bu kitaba anca ayda yılda bir bölüm yazabiliyorum... Bu yüzden eğer isterseniz bir sonraki bölümü final yapacağım. Yok bölümler ayda bir bile gelse fark etmez derseniz biraz daha devam ederim. Kararı size bırakıyorum <3

Yunan Tanrısı | bxb | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin