Şu an ne yaptıklarını görmeniz için kısa bir bölüm <3
"Ulan bir elleşmeden dur."
Utku, Baran'ın ona yapışmak için kullandığı kollardan kurtulmaya çalışıp valize koyduğu eşyaları valiz kapansın diye sıkıştırdı.
"40 yaşına geldin hala 17 yaşındaki çocuklar gibi davranıyorsun."
"Ben hala 17'lik çıtır halimdeyim çünkü yaşlı seni. Ayrıca 40 olan sensin ben gayet gencim."
Utku, yaşının yüzüne vurulmasıyla duraksadığında artık 40 yaşında olduğunu yeni fark ediyor gibiydi. "Ulan be..." Kendi kendine söylenip kapattığı valizi kaldırdı ve arabaya koymak için dışarı yöneldi. Baran da peşinden takip etmişti.
Utku, valizi bagaja yerleştirdi ve ellerindeki hayali tozları silkeleyip başında rahatça dikilen Baran'a döndü.
"Başımda dikileceğine yardım mı etseydin acaba? Belim ağrıdı."
Henüz güçten düşecek kadar yaşlanmamıştı ama ağır kaldırdığında beli ağrımaya başlıyordu. Yaşlanmak kötüydü ama birlikte yaşlandığı kişi Baran olunca o kadar da katlanılmaz değildi.
"Nereye gittiğimizi söyleyecek misin artık? İki gündür bana valiz hazırlatıyorsun ama ağzını bıçak açmıyor."
Baran sinsi bir şekilde sırıttığında Utku şüpheyle gözlerini kıstı. Bu gülüşün ardından uçuk bir şey çıkmaması mümkün değildi. Merakla Baran'ın dudakları arasından çıkacak şeyi beklerken duyduğu şeyle donakaldı.
"Evlenmeye gidiyoruz."
"Ha?"
İşte ne kadar yaşlanırlarsa yaşlansınlar Baran sayesinde sürprizler asla bitmiyordu. Hatta gençliklerinden daha dinamik bir hayatları vardı.
Baran yüzündeki sırıtışı kesmeden arabanın kapısını açtı ve içine binmeden önce devam etti. "Biliyorsun evlenmeden sevişmek günah. Bu yaştan sonra daha fazla günaha girmeyelim dedim." Kapıyı kapattığında Utku da şoktan çıkmış, peşinden arabaya binmişti.
Baran onun bir şey sormasına fırsat vermeden konuşmak devam etti.
"Havalimanına gidiyoruz. Amerika biletlerimizi aldım ve her şeyi ayarladım. Sadece damatlıklarımız yok. Sen biraz göbeklendin ama yine de ikimiz de hala gayet boylu poslu insanlarız. Damatlıkları kolayca hallederiz diye düşündüm."
Utku ilk şaşkınlığını atıp arabayı çalıştırdı. "Anlamıyorum her şeyi nasıl ben fark etmeden hallettin? Onlarca evrak işi olması lazımdı."
"Sana şirket için topluca imzalattığım evrakları hatırlıyor musun?"
"Evet?"
"Hah! Önüne konan şeyi okumadan imzalarsan kendini nikah masasında bulursun işte."
Utku başını iki yana salladı. Baran'dan bu hamleyi beklemiyordu. Neredeyse 20 yılı beraber geçirmişlerdi ve evlilik üzerine konuşma yaptıklarını doğru düzgün hatırlamıyordu. Ama demek ki belli etmese de Baran'ın aklında bu vardı.
"Şaka yapmıyorsun değil mi?"
"İnanamaman çok normal ama merak etme damatlıklarımızı denerken iyice idrak edersin."
Baran gevşek bir insandı ama bu konuda şaka yapmazdı. Utku, içinde hissetmeye başladığı heyecanla gülümsemesini tutamaz hale gelmişti. Aklına gelen şeyle gülümsemesi sırıtmaya döndüğünde "Beyaz damatlık giymezsen evlenmem." dedi ve Baran'a dönüp göz kırptı. Baran'ın kaşları aniden çatıldığında huysuzca konuştu. "Niye ben beyaz giyiyorum sen giy!?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yunan Tanrısı | bxb | Texting
Teen Fiction+90543*******: Bir şey soracağım +90543*******: Siz neden it sürüsü gibi 12 kişi birlikte geziyorsunuz? Baran: İt sürüsü olduğumuz için olabilir? ... 06.08.2020 17.07.2022 yayım