10

8.4K 591 26
                                    

Çağatay'a gülerek bir şeyler anlatırken masamıza doğru gelen kişiyi gördüğümde yüzümdeki bütün ifadeleri sildim ve kaşlarımı çattım. Betül malı masamıza yaklaşıyordu ve onu gördüğüm yerde boğma planları yaparken şimdi kendi kendine yanıma gelmesi salaklıktı. İfademin değiştiğini gören Çağatay da baktığım yere bakıp ne olduğunu anlamaya çalışmıştı. Ama anlayamazdı. Betülü tanımıyordu ve hiçbir şey kaybetmediğine emin olabilirdi.

"Konuşmamız lazım Utku."

Tek kaşımı kaldırdım.

"Konu?"

"Önemli bir şey."

Sahte bir heyecanla konuştum.

"İntihar mı ediyorsun?"

Bi anda durdu ve bana baktı. Gözlerini devirmemek için zor tutuyordu kendini. 4 yıldır onunla konuşmamış da olsam yıllarımı onunla geçirmenin verdiği tecrübeyle her haltını anlayabiliyordum hala. Onu tanımak hoşuma gitmiyordu ama yılanlıklarına karşı kendimi ve çevremi korumak için bu baya işime yarayacaktı. Çevrem dediğim tek kişinin Çağatay olması da işimi kolaylaştırıyordu tabii.

"Dalga geçme Utku!"

"Dalga geçmedim zaten."

Ayağa kalktım. Benden hemen sonra Çağatay da kalkmıştı. Başka bir şey demeden uzaklaşmaya başladığımda Betül arkamdan bağırdı.

"Yapmaya çalıştığın açıklamayı dinlemeye karar verdim Utku."

Adımlarım durdu. Dalga geçiyor olmalıydı. Çağatay olanları sonunda anlamış gibiydi. Yavaşça arkamı döndüm ve boş bakışlarla konuştum.

"Açıklayacak bir şeyim yok Betül. Siktir git."

Başka bir şey demesine izin vermeden yanından ayrıldım.

Gerçekten şerefsizdi.

Yunan Tanrısı | bxb | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin