Baran artık benimle kalmaya başlamıştı. Zaten peşimden ayrıldığı yoktu ama artık resmi olarak da benimle beraber yaşıyordu.
Ona bu teklifi ben yapmıştım. Bu şekilde ona güvendiğimi göstermek istemiştim. Bu kararı almak benim için zor olmamıştı çünkü içimde birçok şeyi aştığımı hissediyordum. Ve Baran da bunu iyice görsün istiyordum. Böylece benden kaçmayı da bırakırdı belki. Yanımda rahat olsun istiyordum.
"Her yerim ağrıyor."
Baran söylene söylene odaya girdiğinde gülüşümü tutamadım. Huysuz suratıyla bana göz devirmesi gülüşümü durduramamıştı. Elini belinden çekmeden topallayarak yanıma geldi ve kendini koltuğa attı.
"Ben sakat kalmak üzereyim sen gülüyorsun."
Evet hala aşamadığım bir şey vardı, aynı yatakta yatmak. Bu yüzden Baran'ı koltuğa atmıştım ve her sabah söylene söylene uyanıyordu. Onun için zor olduğunun farkındaydım ama henüz aynı yatakta yatamazdım. Azgın herifin tekiydi. Ona kendime düşünme süresi bırakmadan ağız işi verdiğimden bu yana onu zor zapt etmeye başlamıştım. İyice kuduruk biri olmuştu. Kendini seme sanıyordu. Ama ona kendimi siktirtmek yapacağım son şey bile olamazdı.
Ölü gibi yattığı yerden aniden doğruldu ve dudaklarını yüzüme doğru uzatıp "Öpsene beni." dedi. Gülümsedim ve çenesinden tutup kendime çektim. Dudaklarına ufak bir öpücük bırakıp çekildiğimde huysuzca kucağıma çıktı.
"O kadarla yetinemem."
"Yetinmelisin."
"Hayır, sev beni. İlgiye ihtiyacım var."
Parmaklarını dudaklarıma götürdü ve hafifçe daireler çizmeye başladı. Bir yandan da kendi hareketlerini dikkatle takip ediyordu. Gözlerinin çizdiği daireyi görebiliyordum.
"Bugün-"
Aralanan ağzımdan parmaklarını içeri yollayınca kucağımda olmasının da verdiği hisle beklemediğim bu hareket karşısında inlememi tutamadım.
İnlemem hoşuma gitmiş olmalı ki yaramazca kıpırdandı ve kucağımda biraz daha öne kaydı.
Ağzımdaki elini çıkardım.
"Sen seme değil miydin? Semeler böyle kucağa oturur mu?"
"Hayır ama sen görevini yapmayınca mecburen benim yapmam gerekiyor."
"Kudurdun yine." Ani bir güç uygulayarak kucağımdan indirdim. "Hazırlan."
Merakla yüzüme baktı. "Nereye?"
"Kahvaltıyı dışarıda yapalım bugün."
Yüzü aniden düşünce derin bir nefes aldım. Yemek konusu açıldığında böyle davranması canımı sıkıyordu. Her seferinde aynısı oluyordu.
Benim de moralim bozulmuştu. Düşük suratımla ayağa kalkıp odadan çıkmaya yeltendiğimde kolumdan tuttu ve küçük bir çocuk gibi sarıldı.
"Tamam gidelim. Üzülme."
Yüzüm yumuşadı. "Üzgün değilim. Sadece neden her seferinde böyle yaptığını anlayamıyorum." dedim sakince.
"Eski konuları açmak istemiyorum."
"Hala devam eden bir konu eskiyemez ki Baran."
Gözlerini kaçırdı. Derin bir nefes aldığında üzerine gitmemek için gülümsedim.
"Tamam sonra konuşuruz. Hadi giyin."
Kafasını sallayıp onaylayınca giyinmesi için odadan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yunan Tanrısı | bxb | Texting
Teen Fiction+90543*******: Bir şey soracağım +90543*******: Siz neden it sürüsü gibi 12 kişi birlikte geziyorsunuz? Baran: İt sürüsü olduğumuz için olabilir? ... 06.08.2020 17.07.2022 yayım