32

7K 506 122
                                    

Baran'dan

Gergince içeri adımlayıp gözlerimi ona değdirmeden konuştum.

"Beni neden buraya çağırdın?"

Omuz silkti ve yatağa oturdu. Rahat görünüyordu. Gergin değildi. 

"Kafede buluşamayacağımıza göre."

"Evine de çağırabilirdin o zaman."

Tek kaşını kaldırdı.

"Ben burada kalıyorum."

Gözlerimi etrafta gezdirdim. Her şey pahalı duruyordu. Gözlerimiz yeniden buluştuğunda konuştum. "Burada kalacak parayı nereden buluyorsun? Ailenin seni reddettiğini sanıyordum."

Bunu bu kadar rahat bir şekilde söylememem gerekiyordu. Bunu biliyordum ama çenemi tutmak bazen zor oluyordu.

"Bir kadınla evlendiği için büyükbabamlar tarafından reddedilen bir teyzem var. Yanında kalmamı istedi ve 2 yıl kadar onunla yaşadım. Şimdi de onun çocuğu gibi yaşamaya devam ediyorum."

"Anladım."

Onun yüzüne baktığım her an ve sesini duyduğum her saniye pişmanlık çekiyordum. Belki de bu yüzden hayatıma girmişti. Bana bunu yaşatmak için.

"Tekrar soruyorum. Neden buradayım?" dedim çekinerek.

"Bana aşık mısın?" aniden dediği şeyle duraksadım.

"Ne?"

Gözlerimi büyütüp ona baktım. Ne diyordu bu?

"Barda karşılaştığımız günü anlatmıştım sana. Ama tamamını değil."

Tek kaşımı kaldırdım. Alışkanlık olmuştu artık.

"Ne demek istiyorsun?"

"Ağlayarak bir şeyler anlattın."

Kaşlarımı çattım. O geceyi tekrar sorguladım. Ama beynimde hiç yaşanmamış gibiydi. Gelecek cevaptan korkarak sordum, "Ne gibi şeyler?"

"Her şeyi bana aşık olduğun gerçeğinden korktuğun için yaptığın gibi şeyler."

Elimle hızla yüzümü kapattım. "Tanrım!" Benim kadar aptal bir insan olamazdı dünyada.

"Saçmalık. Sana aşık falan değilim ve öyle bir şey söylemedim."

O da tek kaşını kaldırdı ve oturduğu yerden kalktı. Aramızda fazla mesafe yoktu. Birkaç adımda önüme geldi. Aramızda birkaç santimetre kalmıştı ama bana değmemeye özen gösterdiği belliydi. Ama sebebini duyduktan sonra ona hak vermeye çalışıyordum. Haklıydı da.

"Aksini kanıtlamamı ister misin?"

"Ne?"

Ve saniye geçmeden dudaklarını kendiminkilerin üstünde hissettim. Anında gerçeklikten koparken karnıma giren sancı da bana bu anın gerçek olduğunu anlatmaya çalışıyor gibiydi. Sırtım duvara çarptığında kendime engel olamayarak inledim ve ellerimi saçlarına çıkardım. Dudaklarım ve ellerim yanıyor gibi hissediyordum. Zehirleniyordum aynı zamanda. Kalbim boğazımda atıyordu.

Ellerini tişörtümde hissettiğimde bir saniyeliğine ayrılıp ondan kurtulduk. Şu an yaptığımız şeye inanamıyordum. Yüzüme tükürmesi gereken insanın dudaklarını hissettiğime inanamıyordum. Ayrılmam gerekiyor gibi hissediyordum ama kendimi durduramıyordum. Ellerim istemsizce onun tişörtüne gittiğinde Utku bir anda durdu ve benden ayrıldı. Eli ağzına gittiğinde anlamsız bakışlarım altında kendini tuvalete attı ve kusmaya başladı. Bir dakika, ne?  

Arkasından safça bakarken ne olduğunu idrak ettiğimde hızla arkasından koştum ve kıyafeti kirlenmesin diye aşağı çektim. Gerçek anlamda şoka girmiştim. Beynim uyuşmuştu. Neler olduğunu kavrayamıyordum. Utku sonunda durduğunda ayağa kalkmasına yardım ettim.  Dengesiz adımlarla ona dokunmama izin vermeden yüzünü yıkadı. Odaya geri girdiğimizde Utku bir şey demeden yatağa oturdu. Yanına oturmadım ama gitmedim de. Bir süre o öylece yere baktı ben de ona. En sonunda sıkkın bir nefes aldı ve bakışlarını bana kaldırmadan konuştu.

"Özür dilerim."

"Ben de."

Yavaşça yanına oturdum ve komodinin üzerindeki suyu uzattım. Aldı ve bana bakmadan içti.

"Yatmak ister misin?"

"Gitmeni istiyorum," Bana döndü. "Şimdilik."

Kızarmış gözlerinde birkaç saniye oyalanıp bir şey söylemedim ve sadece dediğini yapıp otelden ayrıldım.

Yunan Tanrısı | bxb | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin