Bölümlerin arasını biraz açtım. Bunun için çok üzgünüm. Geçen bölümü unuttuysanız okumadan önce sonuna kısa bir göz atın. Yeni bölümü sabırla beklediğiniz için teşekkür ederim. <3
"Ben orada can çekişiyordum sen de gülüyordun!"
"Gülmedim!"
"Yalan söyleme gördüm!"
"Halin hoşuma gittiği için gülümsemiştim sadece!"
"Ölüyor olmam hoşuna mı gitti?"
"Gerçekten nefes alamadığını bilmiyordum olayı dramatikleştiriyorsun sandım!"
"Sen bana drama queen mi diyorsun yani!?"
"Ne? Öyle bir şey demedim!"
Baran elinin altındaki yastığı Utku'ya fırlatıp tripli bir şekilde kafasını yana çevirdi. Derin derin soluyordu ve kollarını önüne bağlamıştı. Görenler onların büyük bir kavga ettiğini düşünebilirdi. Ama durum tam olarak öyle değildi.
Baran ve Utku 10 dakikadır hararetli bir şekilde tartışıyorlardı. Tartışma konusu ise Baran heyecandan bayılmak üzereyken - en azından o böyle olduğunu iddia ediyordu - Utku'nun onu gülümseyerek izlemesiydi.
Baran aklına gelen şeyle aniden yumuşadı ve önüne bağladığı kollarını çözdü. Heyecanla Utku'ya döndü ve "Şimdi sen benim sevgilim mi oldun?" diye sordu. Utku onun heyecanlı haline gülümseyip başını salladı. "Sevgilim bir Yunan Tanrısı diyebilir miyim yani şimdi ben?"
"Diyebilirsin."
"Allah tarafından çarpılmam değil mi?" diye sordu ciddiyetle. Sonra başını yukarı doğru kaldırıp "Allahım Yunan Tanrısı diyorum ama gerçekten tanrı olduğu için değil hep Yunanların hırsızlığından dolayı tanrı diyorum. Yani Yunanlar adını çalmışlar ben bir şey yapmadım. Sen affet. Amin." dedi ve elini yüzüne sürdü.
Başını yukarıdan indirdiğinde Utku'yla göz göze geldi.
"Rezil oldum yine."
Başını ellerinin arasına gömdü ve yok olmayı diledi. Utku ise onu utandırmamayı seçerek az önce yaşanan Allah'la olan konuşmasını duymamış gibi yaptı ve konuyu değiştirdi.
"Hadi yemek yiyelim."
Baran yemek lafını duyduğunda endişeyle Utku'ya baktı. Onun yanındayken yemek yiyemezdi. Yemek yedikten sonra kusuyordu ve Utku'nun buna şahit olması istediği en son şey bile değildi. Hatta bunun olmasından korkuyordu.
"Ben çok aç değilim."
"Az önce karnının guruldadığını duydum."
"Ben de duydum o sesi. Senin karnından geldi." dedi Baran Utku'nun karnını işaret ederek.
Utku Baran'ın gösterdiği yere bakarak elini karnına koydu.
"Benim karnımdan gelse hissederdim Baran."
"Ben de hissederdim ama öyle bir şey hissetmedim." dedi o da elini karnına koyarak. Daha sonra aydınlanma yaşamış gibi parlayan gözlerle Utku'ya baktı. "Gaipten ses duymuş olabiliriz. Acaba Allah az önce söylediğim şeye cevap mı verdi?" dediğinde Utku'yla aralarında garip bir bakışma yaşanmaya başladı. Bazen Baran içmeden sarhoş olmuş gibi davranıyordu. Bunun hoşuna gitmediğini söylemezdi ama bazen ne söylemeye çalıştığını anlamaya beyni yetmiyordu.
Utku aralarındaki tuhaf bakışmayı kesip telefonuna uzandı ve arama kısmını açtı.
"Fast food mu tercih edersin ev yemeği mi söyleyeyim?"
"Gerçekten aç değilim. Bir şey yemek istemiyorum."
Utku göz ucuyla ona bakıp tek kaşını kaldırdı sorgularcasına.
"Sabahtan beri bir şey yemediğine yemin edebilirim."
"Evet yememiş olabilirim ama ağır çalışan bir inşaat işçisi değilim. Sabahtan beri oturuyorum acıkmadım."
"Acıkmanın ağır çalışmakla ne alakası var? Seç işte yiyecek bir şey."
Baran pes ederek omzularını düşürdü. "Ev yemeği yiyelim o zaman." Onları kusması daha kolay olurdu.
Utku gülümseyerek internetten bulduğu numarayı aradı ve yemekleri sipariş etti. Her geçen dakika Baran'ı daha da endişelendiriyordu çünkü Utku onun iyice doyacağından emin olmak için çok fazla şey sipariş etmişti ve onları zorla yedireceğinden emindi.
Baran yiyeği şeylerin stresinden konuşmayı unuttuğunu fark ettiğinde garip sessizliği bozmak için tam söylecek bir şey arıyordu ki Utku ondan önce davrandı.
"Bu gece burada kalmak ister misin?"
Baran beklemediği bu teklif karşısında duraksadı. Onunla bir gece, onunla yenecek daha fazla yemek demekti. Bunu istemiyordu ama onunla kalmak reddedemeyeceği bir teklifti.
"Neden bu kadar çok düşündün?"
Baran cevap vermediğini fark etti.
"Gece beni ellemeyeceğinden emin olmaya çalışıyorum."
"Onu benim düşünmem gerekmez mi? Ellekçi olan sensin."
Baran şirince sırıttı. "Hiç öyle şeyler yapar mıyım?" Oturduğu yerden kalktı ve zıplayarak Utku'nun yanına oturdu.
"Sana sarılayım mı?"
Utku'nun yüzü aniden düştü. Birinin - üstelik o biri Baranken- ona dokunacak olmasını kabullenemiyordu. Aklı ve ruhu Baran'ı affetmiş olsa da bedeni hala ondan nefret ediyordu. Yakınlaştığında bile midesi kasılıyor elleri titriyordu.
"Özür dilerim. Özür dilerim."
Baran telaşla geri çekildiğinde Utku gözlerinin dolduğunu fark etti. Ceketinin koluyla gözlerini sildi ve Baran'dan biraz uzaklaştı.
"İyi misin? Özür dilerim."
"İyiyim. İyiyim. İyiyim..."
Kendi kendine söylenerek kalktı ve Baran'ı arkasında bırakarak odadan çıktı.
Baran derin bir nefes alıp omuzlarını düşürdü.
"İki ilerlesek üç geriliyoruz amına koyayım."
Bu arada merak ediyor musunuz bilmiyorum ama yine de bu kitabı yarım bırakmayacağımı söylemek istiyorum. Bölümler geç geliyor olabilir ama mutlaka final yapacağım. Ya 40 ya 50 bilmiyorum ama sizi yarı yolda bırakmayacağıma emin olabilirsiniz. Ayrıca güzel yorumlarınız ve destekleriniz için çok teşekkür ederim. Yorumlarınız ve siz beni için çok değerlisiniz. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yunan Tanrısı | bxb | Texting
Novela Juvenil+90543*******: Bir şey soracağım +90543*******: Siz neden it sürüsü gibi 12 kişi birlikte geziyorsunuz? Baran: İt sürüsü olduğumuz için olabilir? ... 06.08.2020 17.07.2022 yayım