• 2 •
FACİR
~
"Altun ile mîzânda bir gelse dahi zeng Siklette bir olmak ile kıymette bir olmaz."
Kemal Paşazade(Sarı bakır, terazide altınla aynı ağırlıkta olsa bile kıymette ona eşit olmaz; çünkü ağırlıkta aynı olmak, kıymette denk olmak anlamına
gelmez.)
🐺💫Bakışlarımı gözlerimle aynı renk olduğunu iddia ettikleri denize sabitlemiş öylece bakıyorum. Aynı değil ama deniz nasıl da parlıyor, benim feri sönmüş gözlerimin aksine. Huzur veriyormuş insana denizi izlemek. Külliyen yalan. Yarım saattir oturuyorum gram huzur almadım. Ben mi bir şeyleri yanlış yapıyorum acaba diye etrafımda gezdirdim bakışlarımı. Sabahın erken saati olduğu için çok fazla insan yok. Yan tarafımdaki bankta bir adam oturuyor. Kulağında kulaklık başını geriye yaslayıp gözlerini kapatmış.
Cebimden telefonumu çıkarıp kulaklığımı taktım ve listemden rastgele bir şarkı açtım. Başımı geriye yaslayıp gözlerimi kapattım. Sanki ruh halimi bilircesine söylemeye başladı Ali abim.
İyi misin diyorsun ya
İyi değilim, değilim
İyi değilim, değilim
İyi değilimİyi bir dünyanın adamı değilim
İyi yerlerden gelmedim biliyorum
Ayaklarım çamurlu, gözlerim bulutlu
Hayatım iyi değildi uğraştım olmadı
Ben de iyi değilim, iyi değilim, iyi değilimŞarkının sözleri tokat gibi vuruyor beynime. Sabah ki ziyaretimin görüntüleri canlanıyor zihnimde. Annemin gözleri kan çanağına dönmüş, belli ki yine bütün gece ağlamış. Sarılmak istiyorum itiyor beni. Annenizin sizi itmesi ne demek biliyor musunuz? En değerli varlığınızın sizi artık tanımaması ne demek biliyor musunuz? Bilmeyin. Empati yapıp anlamaya falan da çalışmayın. Dünyadaki bütün acılar boktan kalır yanında.
Çığlık çığlığa bağırıp eline ne geçerse fırlatıyor. Sarılmak istediğimde itildiğim kollarını sıkıca tutup yatağa yatırıyorum, iğne vuruluyor koluna. Bu defa öylece bomboş bakıyor etrafına. "İyi değilim anne." diyorum. Yalnızca onun yanında çıkan çaresiz ses tonumla yalvarıyorum. Bir kez eskisi gibi sarılsa sanki kapanacak tüm yaralarım.
Elini uzatıyor halsizce, oturduğum sandalyeden nasıl da fırlayıp koşuyorum yanına. Yatağın ucuna oturup elini sıkıca tutuyorum. Bir kez olsun bana eskisi gibi seslenecek umuduyla bakıyorum gözlerinin içine içine.
"Aktan nerede?" diye fısıldıyor zor duyulan ses tonuyla.
O yok ama ben buradayım anne diyemiyorum. Gelecek diyorum çaresiz. Uyu uyan gelecek Aktan. Gelmeyecek anne... Ne Aktan gelecek ne de eski mutlu günlerimiz. Mutsuzluk kentine sürgün edildik biz. Uyu anne, uyuyunca geçmeyecek ama sen yine de geçecek sanarak uyu.
Gözleri kapanınca alnına hasratle dudaklarımı bastırıp önce odadan ardından klinikten çıkıp buraya kadar koştum.
Şarkının bitmesiyle kulakları çıkarıp öfkeyle fırlattım. Sadece birkaç dakikalık huzur istemiştim. Katlanamıyorum artık onu öyle görmeye. Ne gücümün ne de paramın anneme hiçbir fayda sağlayamıyor olmasına dayanamıyorum artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF / ARA VERİLDİ - DEVAM EDECEK-
Ficción General"Senin yüzünden her gün birilerinin canının yandığını bile bile seninle aynı yolda yürüyemem. Bu kadar günahın içinde devam edemem. Göz göre göre ateşe yürümeni izleyemem. Belli ki birbirimizin nasibi değiliz." Yumruk yaptığı eliyle alnına birkaç de...