15 • KAHIR

1K 131 65
                                    

• 15 •

KAHIR

~

"Ne zaman ki birine güvendik; Kolumuz, kanadımız,
gönlümüz kırıldı..."

Nazan Bekiroğlu

🐺💫

İçeri girer girmez eşarbımı açıp saçlarımı serbest bıraktım. Başım yerinden kopacak gibi ağrıyor. Yatağıma bağdaş kurup oturdum. Kandemir'in son cümlesi yankılandı zihnimde. Yanlışı yapan kendisi olmasına rağmen beni suçladı utanmadan.

Kalıcı değil kiracı olmakla yargıladı. Oysa ben ona yuva kurmak istiyorum derken samimiydim. Oysa ben her zaman mantığıyla hareket eden biriyken ilk kez onunla duygularımı dinledim.

Odamın kapısının açılmasıyla bakışlarımı çevirmemle Yusuf'u gördüm. Sandalyeyi yatağımın yanına çekip oturdu. Bakışlarına bakılırsa bahçedeki kavgaya şahit olmuş.

"Babam Kandemir abiyle konuştu." Sandalyeye sırtını yaslayıp kollarını göğsünde birleştirdi. "Biraz tartıştığınızı ama aranızda halledeceğinizi söyledi."

Başka bir kelime bilmiyor gibi tutturdu bir hallederiz diye. Bazı şeylerin ciddiyetinin hala farkında değil. "Ayrıldık biz." dedim aniden Yusuf'un sözünü kesip.

"Bundan Kandemir'in abinin pek haberi yok sanırım."

"Ben söyleyeceğimi söyledim gerisi ona kalmış."

Ellerini çözüp bedenini öne doğru eğdi. "Ablam konuşmak ister misin? Ne oldu böyle bir anda. Gece her şey güzeldi."

"Bana bir fotoğraf geldi." diye başlayarak anlattım her şeyi Yusuf'a.
"Ben ondan içkiyi bırakmasını istemedim ki. O kendi bıraktım dedi. Bana yalan değil yalanlar silsilesi söyledi. Önce bıraktım dedi ardından evdeyim uyuyorum dediği sıralarda bir fotoğraf geldi elinde içki bardağıyla."

Saçlarımı yolarcasına arkaya doğru çekiştirip derin bir nefes çektim içime. "Gözlerinin içine bakarak da sordum ama o asla doğruyu söylemeyi seçmedi ısrarla yalanına devam etti."

"Bu yüzden mi ayrıldın Kandemir abiden?" diye şaşkınlık dolu ses tonuyla sordu Yusuf.

Ama ondan çok ben şaşkınım. Gerçekten bu kadar sebep ona ayrılmak için yetersiz mi geliyor? "Ben sana bir saattir ne anlatıyorum Yusuf? Beni dinlediğine emin misin? Kandemir bana yalan..."

"Tamam, tamam, tamam." dedi elini havaya kaldırıp. "Anlattıklarını kelimesi kelimesine anladım abla. Demek istediğim şey şu..." deyip sustu birkaç saniye. Ellerini dizlerinin üzerinde birleştirdi.

"Abla sen bu ilişkiye başlarken çok araftaydın. Sanki o içindeki savaşı tam bitirmeden başlamışsın ilişkiye. Ve şu an o içinde savaşan iki taraftan negatif olanı pozitif olana diyor ki bak haklı çıktım. Bak işte yalan söyledi bak işte güvenilmez. Yani sen aslında Kandemir'in yalan söylemesine değil içindeki o sesi haklı çıkarmasına bu kadar çok öfkelisin."

Yutkunup başımı iki yana doğru salladım. Bu doğru bir çıkarım değil. Gözlerimi kapatıp tekrar açtım. "Ne yani yalan söyleyen Kandemir ama suçlu benim öyle mi?" dedim sesimin yüksek çıkmasına engel olmadan.

"Abla sen harbiden iyi değilsin." dedi Yusuf bu sırada ayaklanmıştı. "Ben sana şöyle güzel bir papatya çayı yapayım. Biraz sakinleş sonra etraflıca düşün yaşadıklarını söylediklerimi." Eğilip başıma öpücük kondurdu.

ARAF / ARA VERİLDİ - DEVAM EDECEK-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin