-3.BÖLÜM-

67 17 3
                                    

O kadar uğraşmama rağmen okunmam çok düşük ama olsun pes etmeyeceğim)

Yeni bölümü umarım beğenirsiniz canlarım iyi okumalarr

Kitabı yazarken hem ilham veren hem de bölümü düzenlememde yardımcı olan Beyzaanez 'e teşekkür ederim

Gözlerimi açtığımda omzumda ve başımın arkasında şiddetli bir ağrı vardı. Ama o adamları hatırlayınca gözlerim hemen açılmış, etrafı incelemeye koyulmuştu bile. Burası Ege'yle beraber kaldığımız odaydı. Ama nasıl olur? Ben buraya nasıl gelmiştim? En son başıma darbe alıp yere yığıldığımı hatırlıyorum. Gerisi koca bir karanlık... Kalkıp bu işi sorgulamam gerektiğinin farkındaydım ama bastıran uykum beni etkisi altına almıştı çoktan. Daha faza dayanamayarak kendimi uykunun kollarına bırakmıştım. Hem ne de olsa Azer'in olduğu yerde güvende sayılırdım.

Yerde kanlar içinde yatan insanlar ama yüzleri görünmüyor. Yaşlı bir adam, üstü kanlar içinde bana yaklaşıyor. Korkuyorum geri doğru kaçmaya çalışıyorum ama olmuyor. Bir kaç saniye önceye kadar yerde yatan insanlar artık benim etrafımı sarmışlardı. Kaçacak yerim yoktu tüm vücudum zangır zangır titrerken kan içinde olan herkes yere yığıldı. Karşımda Azer'i gördüğümde "Bu insanları bu hale sen getirdin Neva" korkum tam dinmek üzereyken yeniden harlanmıştı. Azer'in arkasında Ege ve Kaan'ı gördüğümde tam onlara doğru ilerleyecekken hepsi bir ağızdan "Burası senin karanlığın kendi karanlığında kaybolmaya ne dersin?" diye bağırdıklarında artık ayakta duramıyordum. Yere dizlerimin üstüne çökmüştüm. Birinin bana seslendiğini duyuyordum "Neva kalk sadece bir kabus görüyorsun" Azer'in sesini yeniden duyduğumda nefes nefese bir halde doğrulduğumda bakışlarım yanıma oturmuş Azer'e kaydı ve hiç düşünmeden ona sarıldım. Kalp atışı çok hızlıydı. Benim için mi korkmuştu? Bana karşılık vermeyeceğine hatta beni kendinden uzaklaştıracağına o kadar emindim ki. Ama öyle olmadı Azer kollarını bana dolamış çenesini kafamın üzerine koymuştu. Bir süre öyle durduktan sonra kulağıma yaklaşarak "Daha iyi misin Neva? Seni o halde görünce çok korktum vücudun terden sırılsıklamdın, titriyordun ve çığlık atıyordun" dediğinde rüyamdaki insanlar aklıma gelince Azer'e daha da sokuldum. "Anlatmak zorunda değilsin sadece sakinleş" dediğinde artık titremem durmuştu. Yavaşça ondan uzaklaştım.

Kabusun etkisinden çıkmayı başarabilmiştim. Azer uyurken başımda nöbet tuttuğunu söyleyerek yatağıma yatmıştı bende puflardan birine atmıştım kendimi. Tamamen kendime geldikten sonra Azer'i uyandırıp  ondan sorularımın cevaplarını alma kararını vermiştim. Oturduğum yerden kalkarak yatağa doğru ilerleyip yatağın köşesine oturdum. Ve bir süre boyunca onu uyurken izledim. Uyurken çok savunmasız duruyordu ama uyanıkken asla savunmasız değildi. Elim istemsizce onun saçlarına doğru gitti ve aniden onu saçlarından çekip kaldırdım. Azer neye uğradığını şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu. Konuşmuyordu ama gözleri... Gözleri bana korku içinde bakıyordu sanki ona zarar verebilecekmişim gibi. Ama kim bilir belki ona zarar vermek o kadar da zor olamazdı. Bir süre daha o şekilde birbirimize baktıktan sonra odanın kapısının aniden açılmasıyla o yöne döndüm. Tabi ki de Azer dönememişti. İçeri giren Ege'ydi "Hayrola Neva seni o adamlarından elinden kurtaran adamı öldürme kararı mı aldın?" dediğinde Azer'e döndüm ve "Hayır" deyip Ege'ye geri döndüm. Ben sözümü kestikten bir süre sonra  Azer "Ege dışarıya çık" diye bağırdı. Ege ilk başta ona anlamayan gözlerle baktıktan sonra "Neva seni öldürmeye kalkışırsa bizi çağırma o zaman" dediğinde Azer saçlarını elimden kurtararak "Bu evdeki tek katil Neva değil Ege" dediğinde Ege dışarı çıkıp kapıyı kapatmıştı. Bense içimden Azer'in dediğini tekrar edip duruyordum. Bu evdeki tek katil Neva değil. Ne demekti bu? Düşüncelerden Azer'in sesiyle çıktığımda Azer bana bakıyordu. Ama az önce Ege'ye bağırırken ki öfkesinden eser bile yoktu.

SES YOKTUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin