-4. BÖLÜM-

46 15 8
                                    

Yeni bölüm geldiiii umarım beğenirsiniz)))


Birinin beni şiddetli bir şekilde dürtüklemesiyle gözlerimi karanlık depo gibi bir yerde sandalyeye bağlı şekilde açtım. Adam beni dürtüklerken "Hadi ama sen böyle baygınken senle oynayamayız küçüğüm" diye bağırıyordu. Adamın sesinde bir alay vardı. Gözlerimi zar zor bir şekilde açtığımda katlanılmaz bir şekilde başım ağrıyordu. Kafamı yavaşça yukarı doğru kaldırıp adama doğru baktığımda telefonu bana gösterip "Gülümse" demişti. Ben daha ne olduğunu anlamadan telefonun flaşı patlamıştı bile. "Şimdi bu fotoğrafı seni arayan polislere mi yoksa Azer'e gönderip ona acımı çektirmeliyim?" dediğinde gözlerimi adamdan kaçırıyordum. Buradan biran önce kaçıp kurtulmam gerekiyordu. Bir süre sonra kafamı kaldırıp etrafta olan adamlara baktığımda arkalarda olan adam dikkatimi çekmişti. Bu oydu ellerimi ve gözlerimi bağlarken kulağıma fısıldayan adamdı. Pür dikkat beni izliyordu elleriyle sakin olmamı gerektiren bir hareket yaptığında bana gerçekten yardım edeceğini düşünüyordum. Umarım düşündüğüm gibi olurdu.

Aradan uzun bir süre geçmesine rağmen odada bulunan kimsenin ağzından tek bir çıt bile çıkmamıştı. Sandalyenin arkasına bağlanmış ellerime birinin dokunup bağı çözmeye başlamasıyla ürkmüştüm. Bu oydu "Sana yardım edeceğim korkma" dediğinde kafamı kaldırdım ve odada ikimizden başka kimse olmadığını gördüğümde şaşkınlığımı gizleyememiştim. Ne zaman gitmişlerdi? Ellerimi çözdüğünde "Adım Mert bana güvenebilirsin" dediğinde bana neden yardım ettiğini sormak istemiştim ama soramamıştım. Ayaklarımı da çözdüğünde sandalyeden kalkmıştım. "Şimdi sana planı anlatıyorum" dediğinde tüm dikkatim Mert'e dönmüştü. "Şimdi seninle birlikte dışardaki tuvaletlere gideceğiz sırf bunun için içerdekileri bozdum neyse" dediğinde gülüyordu ama bu gülüş fazla uzun ömürlü olamamıştı. Yüzü az önceki ciddiyetine geri dönmüştü. "Beni süzmen bittiyse plana geçelim ne dersin?" dediğinde onu süzdüğümü daha yeni fark etmiştim. Kafamı olumlu anlamda sallayarak devam etmesini söyledim. "Seninle birlikte dışardaki tuvaletlere gideceğiz sen tuvalete gireceksin orda sifonun kapağını açacaksın orda bir silah var onu alıp çıkacaksın. Tuvaletin arkasında bir çıkış kapısı var oraya da bir araba fark ettim anahtarı kontağın üzerinde arabaya binmek üzere olduğun esnada elindeki silahla beni vurmanı ve kaçmanı istiyorum" dediğinde plan ilk başta garip gelmiş olsa da sonradan kabul ettim.

Mertle birlikte dışardaki tuvalete doğru giderken karşımızda bir kaç tane adam çıkmıştı ama bizi durdurmamaları dikkatimi çekmişti. Galiba Mert burada birçok kişinin güvenini kazanmış biriydi. Mert'in beni dürtüklemesiyle düşüncelerden sıyrılmış ve kafamı kaldırıp ona doğru baktığımda bana tam karşımızdaki yeri göstererek "Çabuk git işini hallet" dediğinde sesi bana emir verir gibiydi. Hatta gibi değil bana emir veriyordu. Ağzını konuşmak için yeniden açtığını fark ettiğimde lafını tekrarlamasına izin vermeden içeriye girmiştim. İçeriye girdikten sonra derin bir iç çektim ve plana hatırladım. Sifonun kapağını açmamı ve orda bir silah olacağını söylemişti. Sifonun kapağını kaldırdığımda gerçekten de orada bir silah olduğunu gördüğümde gülümsemiştim. Artık Mert'e güvenmeye başlamıştım. Benim buradan kaçış biletim oydu tabi ki beni yüz üstü bırakmazsa. Şüphe çekmemek için sifona basıp suyu açtığımda aynadan kendime son bir kez baktım. Hala berbat haldeydim. Tuvaletten çıkarken silahı belime sokarak saklamıştım. Çıktığımda Mert'in bakışlarıyla karşılaşmıştım. "Hazır mısın?" dediğinde evet manasında kafamı salladığımda gülümsedi ve hadi o zaman dedi. Bir eliyle gösterdiği tarafa baktığımda planda bahsettiği gibi bir araba orda duruyordu. Artık bende gülümsüyordum arabaya doğru koşar adımlarla ilerlemeye başladım. Sonunda arabanın yanına vardığımda Mert'e doğru baktım eliyle başladığımıza dair bir hareket gösterdi ve bağırmaya başladı. "Neva buraya gel" dediğinde adamlar bu yöne doğru gelmeye başlamıştı belimde sakladığım silahımı çıkararak Mert'i hedef alarak karnından vurdum. Onu vururken içim acımıştı bana yardım eden birini gözümü kırpmadan vurmuştum ne kadar vicdansızdım? Ama hayır değildim ilk kez birini vurduğum için pişman olmuştum.


SES YOKTUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin