15 - CİCİ KIZ VE YAKIŞIKLI

59 4 78
                                    

Bu bölüm yeni bir arkadaşla tanışacağız :) Umarım ona da kalbinizde yer verirsiniz. 🖤

İyi okumalar. 💜

"Ve sen, şu acımasız Dünya'da özgürlük kadar güzelsin."


Geçmiş, aslında hiç geçmemiş olandır.

Geçmiş, hiç geçmiyordu.

Sürekli kendini hatırlatıp duruyordu.

Bazen rüyamdaydı geçmiş. Az ya da çok hatırladığım anılarla çıkıyordu karşıma.

Bazen eşyalarımdaydı geçmiş. Annemin 6. Yaş günümde bana aldığı peluş pandayla çıkıyordu karşıma.

Ve bazen de bir insandı geçmiş.

Geçmişinde iz bırakan insanlar yanı başında oldukça geçmişinden kaçman mümkün değildi.

Geçmişimdeki kimse Sayman ailesi kadar iz bırakmamıştı hayatımda.

Oğuz Sayman, tüm çocukluğumu almıştı benden; Sevincimi, neşemi hastane koridorlarında terk etmeme sebep olmuştu.

Fakat Arel Sayman, tüm benliğimi alıp götürmüştü bende.

Karşısında bambaşka birine dönüşüyordum. Konuşamıyor, aptalca davranıyordum. Tüm bedenim buz gibi oluyor, ruhum titriyordu.

Kalbim bile karşısında ne yapacağını bilemiyordu. Bazen duruyor, bazen deli gibi çarpıyordu.

Gözlerine her baktığımda içimde ki öfkenin daha çok alevlenmesi gerekirken, bakışlarımda ki acımasız ifade yerini bambaşka bir duyguya bırakıyordu.

Daha önce hiç hissetmediğim bir duyguya.

Onunla konuşurken kelimeler bile anlam kazanıyordu. Ağzından çıkan her kelime, bildiğim tüm küfürlerin, hakaretlerin panzehiri gibiydi.

Yanımdayken içimdeki fırtına duruluyor, bulutlarım dağılıyordu.

Arel Sayman, beni darmadağın ediyordu.

Kendisi de en az benim kadar darmadığınken.

Alazların evinden ayrıldığımızdan beri yaptığımız tek şey yürümek olmuştu. Konuşmuyor, birbirimize bakmıyor, sadece yürüyorduk.

Bir parka ve ya sahile kafa dinlemeye gider diye düşündüğümden nereye gidiyoruz diye sormamıştım. O da söylememişti zaten.

Aptal kafam! Neden, ' seninle gelebilir miyim?' diye bir soru sormuştum ki zaten?!

Ne kadar zamandır yürüdüğümüzü bilmiyordum fakat ayaklarım acımaya başlamıştı.

"Arel," diye mırıldandım. "Biz nereye gidiyoruz?" Gözlerimi etrafta gezdirdim, yutkundum. "Daha doğrusu, biz neden buradayız?"

Bir ormandaydık.

Gecenin karanlığında, ağaçların arasında yürüyorduk. Etrafta sadece ara sıra bastığım dalların kırılma sesi vardı.

BEYAZ FREZYA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin