Koparılan Çiçekler

1.4K 58 19
                                    


Ahşap kapıya doğru bir adım attı Ilgaz. Kalbi boğazında atıyordu. Günlerdir yana yakıla aradığı karısıyla kavuşmalarının önündeki tek engel bu kapıydı. Aradan geçen bir günün daha ardından katilin Burak olduğu anlaşılmış, arama emri çıkartılıp köşke gelinmişti. Umudunu kaybetmek üzereyken bodrum katından gelen boğuşma seslerini duymuştu Ilgaz. Ceylin'in çığlığını duyar gibi olmuştu.

Kulba uzandı ve kapıyı açtı. Beklediğinin aksine kolayca açılmıştı kapı. Karşısında duvarın dibinde kanlar içindeki Ceylin'i görmesiyle dona kaldı Ilgaz. Ceylin'i kötü bir hâlde görmeyi bekliyordu ama bu kadar kötüsünü beklemiyordu.

"Hayır!" diye bağırdı Ceylin Naz'a.

Üzerinde gördüğü kan lekesiyle Ceylin adamı öldürenin Naz olduğunu anlamış, ikili arasında bir boğuşma çıkmıştı. Tam kızı üstünden atmayı başarmıştı ki kaşla göz arasında eline aldığı bıçağı gördü. Katilin gönderdiği bıçaktı bu, adamı öldürürken kullandığı bıçak. Herkesten beklerdi ama Samet ve Naz'ın böyle bir şey yapacağı aklına gelmezdi Ceylin'in. Aklına gelmeyen, başına geliyordu. Titreyen elleriyle bıçağı kavradı Naz. Ceylin'e bakıyordu.

"Saçmalama." dedi Ceylin yalvarırcasına.

"Senin yüzünden. Sen olmasaydın hiçbirimiz burda olmayacaktık." dedi Naz.

"Ben hiçbir şey yapmadım!" diye çıkıştı Ceylin.

"Bizden öncekileri tanıyormuşsun. Belki sen de içindesin, hatta katili de tanıyorsundur!" dedi Naz histerikçe gülerken.

"Tanıyor olsam neden hepimiz aynı çöplükte olalım? Siz nasıl geldiyseniz ben de öyle geldim buraya!" dedi Ceylin. Sinirleri iyice geriliyordu. Naz'ın bıçağı tutan eline uzandı ve sıkıca kavradı.

"Bırak!" dedi Naz.
"Bırak! Senden kurtulacağız, oyun da bitecek. Hepsi senin yüzünden." dedi Naz bıçak ikisinin arasında gidip gelirken.

"Saçmalıyorsun!"

"Tek başıma yaşıyorum ben. Dört tane köpeğim var şimdi ne hâldelerdir biliyor musun? Ölecekler açlıktan."

"Senin var da benim yok mu sanıyorsun?! Hepimizin var bir bekleyeni. Sakin olmak zorundayız böyle olmaz. Katile tam olarak onun istediğini veriyorsun şu an."

"Katili bu kadar tanıdığına göre belki çok yakınındadır Ceylin." demişti Naz bıçağı Ceylin'in karnına saplamadan önce.

Bir anda kanlar içinde kalırken aklında sadece varlığını bile unuttuğu bebeği vardı Ceylin'in. Öğreneli çok olmamıştı, bir iki hafta kadar. Daha Ilgaz'a bile söylememişti, sürpriz yapacaktı. Onu koruyamama düşüncesi içini yakıyordu. Sımsıkı yumduğu gözlerinden yaşlar süzüldü. Acı içinde sayıkladı Ceylin.

"Bebeğim..." dedi yere yığılırken.

"Ceylin..." dedi kapıdan giren Ilgaz şaşkınlıkla.

Hızlıca koşup yanına vardı. Kucağına aldı Ceylin'i aceleyle. Konuşacak mecali bile kalmamıştı Ceylin'in. Bıçak yarasından oluk oluk kanlar akıyordu. Üstü, elleri her yeri kırmızıya boyanmıştı. Bir şeyler fısıldıyordu ama anlayamıyordu Ilgaz.

Güçlükle gözlerine baktı Ceylin. İyice tutundu Ilgaz'ın boynuna. "Bebeğim..." dedi neredeyse sessiz bir şekilde. "Ilgaz.. Bebeğim..." dedi tekrar.

Beyninden vurulmuşa döndü Ilgaz. Ceylin hamile miydi? Bir süre önce, Ceylin'in doğum gününde midem rahatsız dediği gün aklından geçmişti. Ama devamı gelmediği için unutup gitmişti. Ceylin'in baş dönmelerinin, mide kramplarının sebebini çok çalışması sanıyordu. İstiyorlardı ama aklına bile gelmemişti bu ihtimal. Önce bir balonla havalara uçtuğunu hissetti, sonra da yere çakıldığını. Varlığını, yokluğuyla sınanarak mı öğrenecekti? Bu çok zalimceydi. İçini saran korkuyu ve boğazını yakan acıyı bir kenara bırakıp Ceylin'e döndü. Şu an ilgilenmesi, sakinleştirmesi ve kurtarması gereken kişi Ceylin'di.

Yüzünü Dökme Küçük Kız | IlCeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin