"Bedenimde değil, ruhumda acı."Ertelemeyin. Hayatınızı, sevmeyi, sevilmeyi, o sokağa girmeyi, o çiçeğe dokunmayı ertelemeyin. Günün sonunda üzerinizde -veyahut vicdanınızda- tonlarca beton varken erteleyecek hiçbir şeyiniz kalmadığını fark edebilirsiniz.
Bu bölüm 6 Şubat depreminde hayatını kaybeden Ceylin Duru'ya ithaf edilmiştir. Güzel uyu çiçeğim, yattığın yer hiç incitmesin seni.
Bölümün kitabın gidişatıyla alakası yoktur. Bağımsız kurgudur.
🕯
Hissettiği sarsıntıyla duraksadı Ilgaz. Tedirginlikte az önce konuştuğu Pars'a baktı. Aynı korkuyu gördü onun gözlerinde de. Başını salladı.
"Deprem oluyor." dedi. Sarsıntının devam etmesiyle olduğu yerde kalakaldı. Aklına düşenle emniyetin bahçesinden binanın içine baktı. Deprem devam ederken korkusu onu kendine getirdi.
"Ceylin. Ceylin içerde." dedi zar zor. Pars şaşkınlıkla onu izlerken içeriye seslendi. "Ceylin!"
Dizleri titriyordu, nefesi kesik kesikti Ilgaz'ın. Beş dakika önce içinde olduğu binanın ileri geri gidişini izledi. Sesine karşılık gelmeyince tekrar seslendi.
"Ceylin nerdesin?!"
Yine cevap gelmemişti, binaya doğru attığı adımı Pars'ın kolundan tutmasıyla durdurdu Ilgaz. Adımını atacağı bir yer kalmamıştı. İçinde sevdiği kadının olduğu bina gözlerinin önünde yerle bir olmuştu. Sevdiğinin tonlarca betonun altında kalışını izlemişti Ilgaz.
Nefes alamadığını hissetti, ruhu da Ceylin'le birlikte ezilmişti sanki. Konuşamadı Ilgaz, tek söz bile çıkmadı ağzından. Yanına gelen Eren'e baktı.
"Eren. Ce-Ceylin." dedi güçlükle.
"Ne Ceylin abi? Nerde kraliçe?" diye sordu Eren.
"Ceylin içerdeydi. İçerdeydi Eren." dedi Ilgaz. Şoktaydı, gözlerinden yaşlar süzülüyordu.
"Nası abi ne demek içerdeydi? Pars Savcım?!" dedi idrak edemeyen Eren. Başını sallamakla yetindi Pars.
AFAD ekiplerine haber verdi Eren aceleyle. Emniyet teşkilatına bilgi geçti, ambulansı aradı. Kulaklarına İstanbul'da yıkılan binalar ve enkaz altında kalan insanların haberleri çalınırken moloz yığının başına çöktü Ilgaz. Ceylin'in bulunduğu odanın yerini anlamaya çalıştı. İçerde yalnızca onun olmadığı, emniyet teşkilatından ve vatandaş olarak tanıdığı birçok kişinin de olabileceğini fark etmesiyle ürperdi vücudu.
Ekipleri beklerken Ceylin'in ne hâlde olduğunu düşündükçe kalbi sıkışıyordu. Dört kat çökmüştü üstüne titrediğinin üzerine. Şanslı mıydı acaba? Hayat üçgeni oluşturmayı başarmış mıydı? Lavaboda yakalanmıştı belki de. Durup ölümü mü beklemişti? Kaçmaya mı çalışmıştı yoksa? Üzerine kolonlar mı devrilmişti? Demir saplanmış bile olabilirdi küçücük bedenine. Ceylin'in nefes alamadığını, göğsünün sıkıştığını hissediyordu Ilgaz. Bir yere mi sıkışmıştı? Düşündükçe kafayı yiyecek gibi oldu.
"CEYLİN!" diye seslendi beton yığınına. Ses gelmeyince tekrar bağırdı. Ve tekrar. Tekrar. Kolundan çeken Eren bile durduramıyordu onu. Çöktüğü yerden en yakındaki molozları kazımaya çalıştı elleriyle. Eren, Pars kimse engel olamıyordu. Sinir krizi geçiriyordu Ilgaz. Çabası işe yaramayınca hıçkırarak ağlamaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüzünü Dökme Küçük Kız | IlCey
FanfictionGülümsedi Ceylin çoktan dolan gözleriyle. "Senin gibi gülsün böyle. Her güldüğünde huzur dolsun içime." Elini Ceylin'in kalbine koyup öptü. "Senin gibi çok güzel bi' kalbi olsun." "Çok güçlü olsun annesi gibi." "Sana benzesin." dedi Ceylin'in iki e...