Bu bir bağımsız bölümdür. Kitabın akışıyla alakası olmayıp Yargı'nın 32. bölümünün devamıdır.
"Bazı şeyler var ki söylenmiyor, biz senle sözleri susarak aştık."
"Evet." diye cevapladı Ilgaz hakime hanımın sorusunu. "Eminim." Kelimeler ağzından dökülüyordu ama zihninden geçip kalbini atlıyordu sanki. Tutmaya çalıştığı gözyaşları ve gururundan söyleyemediği kelimeler, boğazına dolmuş batıyordu adeta. Ceylin'in bırak gözlerine bakmayı, başını ondan yana çeviremiyordu bile. Ceylin'e döndü Duygu Hakim.
Başını salladı Ceylin. "Evet." dedi. Kirpiğinden bir damla yaş süzülüp yanaklarına değdi. Titriyordu tüm vücudu. Nikah masasında ilk kez kanat çırpan kalbinin kuşu bu seferki "Evet" kelimesinde can verip ölmüştü sanki.
Yumruğunu sıktı Ilgaz, kendine yenilip Ceylin'in o güzel yanaklarını ıslatan gözyaşlarını silmemek için. Ağzından onay kelimesi çıkmıştı ama, kalbi bambaşka şeyler söylüyordu. Hadi durma, vazgeçtim de, tut Ceylin'in elini çık odadan. Aklının değil kalbinin ona emrettiği sözlerdi bunlar. İçinde çok kanlı bir savaş veriyordu üstelik, bu savaşın kazananı yoktu.
"Hadi o zaman, sizi tekrar iki bekar insan yapalım." dedi Duygu Hakim. İki bekar insan. İkisinin de duymak istediği son şeydi bu. Aralarındaki bağın resmi olarak bittiğini, pamuk ipliğinin koptuğunu belgeliyordu.
Ceylin belgeyi imzalayıp çıktı odadan. Arkasından da Ilgaz. Her adımında ağlaması daha da şiddetlendi Ceylin'in. Gözyaşları artık yanaklarında kuru yer bırakmamışken aklından tıpkı arabadaki gibi Ilgaz'la yaşadıkları eski güzel anıları geçiyor, kendinde bir sonraki adımı atacak gücü bulamıyordu. Alamadığı nefes ciğerlerine batıyordu.
Engin'in tutuklandığı mahkeme çıkışında Ilgaz'ı tıpkı bugünkü gibi ağlayarak ardında bıraktığı gün geldi gözünün önüne. Düşecek gibi oldu. O günün ertesi günü Ceylin Ilgaz'a aşk itirafı yapmış, barışmışlardı. Acaba bu sefer de barışırlar mıydı? Boşanmalarına rağmen pişman olup gelir miydi Ilgaz yine Ceylin'in arkasından? Bunları düşünürken Ilgaz'ın sesini duydu.
"Ceylin." diye seslendi Ilgaz gidişini dolu gözleriyle izlediği sevgilisinin ardından. Gururunu bir yana bıraksın, Ceylin ona dönsün istedi o an. Az önce boşanmış olmalarının ikisinin de hislerini değiştirmediğini çok iyi biliyordu çünkü.
Duyduğu sesle her şeye rağmen Ilgaz'a döndü Ceylin. Başını ve elini iki yana salladı, dokunma bana der gibi. Yapamazdı; seni asla bırakmayacağım, ben yerimden gayet memnunum diyip ondan ilk depremde vazgeçen adamın yavru köpek bakışlarına yenilemezdi. Sahi, madem tutmayacaktı neden vermişti Ilgaz bu sözleri? Yaralarını sarıp ona iyi geliyorken neden babası gibi bırakıp gitmişti Ilgaz Ceylin'i? Hani yara değil merhem olacaktı kalbine?
Arkasını döndü ve emin adımlarla koridorda ilerlemeye devam etti Ceylin. Bir süre arkasından bakıp öylece sevdiği kadının gidişini izledi Ilgaz. Gözünden yaşlar süzülürken başını iki yana salladı. Ne olursa olsun böyle bitmesine, Ceylin'in ondan gitmesine izin veremezdi.
İkisini mahveden gururunu bir kenara bıraktı ve hiç düşünmeden Ceylin'in arkasından koşmaya başladı. Ceylin'e yetişip beline sımsıkı sarıldı. Ceylin debelenip kurtulmaya çalıştıkça daha sıkı sardı onu Ilgaz.
"Bırak." dedi Ceylin çabalamayı bırakıp Ilgaz'ın kollarına teslim olmuşken. "Bırak n'olur..." diye yalvardı Ilgaz'a. Ama Ilgaz'ın bırakmaya niyeti yoktu. Eliyle arkadan Ceylin'in yüzüne gelen saçlarını çekti. Boynundan öptü. "Bırakmam. Bu sefer değil." dedi Ilgaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüzünü Dökme Küçük Kız | IlCey
Fiksi PenggemarGülümsedi Ceylin çoktan dolan gözleriyle. "Senin gibi gülsün böyle. Her güldüğünde huzur dolsun içime." Elini Ceylin'in kalbine koyup öptü. "Senin gibi çok güzel bi' kalbi olsun." "Çok güçlü olsun annesi gibi." "Sana benzesin." dedi Ceylin'in iki e...