"Canım kızım, kalbine inkar yasaları çıkartanlar her zaman seni diz kapaklarından vuracaktır. Sen hep düş diye. Hep aynı yerden."
Telefonundan belki de yüzüncü kez aradığınız "kişiye şu anda ulaşılamıyor" sesini duyduğunda sıkıntıyla ofladı Ilgaz. Elini alnına koyup makam odasının sandalyesine oturdu.
Ceylin sabah yağmur yağarken kızlarını anaokuluna bırakmak için evden çıkmıştı, üzerinden saatler geçmesine rağmen Ilgaz ona ulaşamıyordu. "Nerdesiniz Ceylin?" dedi sıkıntıyla kendi kendine.
Tam bir kez daha arayacaktı ki, çalmaya başlayan telefonu onu durdurdu. Arayan numarayı tanımıyordu.
"Alo?" dedi. Telefonun karşısından bir kadın, "Ilgaz Bey, değil mi? Ceylin Kaya'nın eşi." diye sordu. "Evet?" dedi Ilgaz. "Ilgaz Bey, eşiniz ve kızınız bir kaza geçirdi."
"Hemen gelmeniz gerekiyor. Çatalca otoyolu kenarında bulduk." dedi tanımadığı kadın.Duyduklarıyla adeta nevri dönen Ilgaz aceleyle telefonu kapattı ve odasını terk ederek koşmaya başladı. Boğazı yanıyor, kalbi sıkışıyor, elleri acıyla titriyordu. Ne hissedeceğini bilemez haldeydi.
Tek düşündüğü karısı ve kızıydı. Gözlerinden ondan bağımsız olarak yaşlar boşalmaya başlamıştı. Kalbinin içinde tarif edilemez bir acı vardı. Zihninde karısının ve kızının sesleri dolaşıyordu.
"Baba"
"Aşkım"
"Seni çok seviyorum."
"Hayır, ben daha çok seviyorum!"Arabasına vardığında artık nefes bile alamaz hâldeydi. Solukları sık ve kesikti. Titreyen elleriyle direksiyonu tuttu ve son hızla gaza bastı.
Ceylin'in gülüşü çalındı kulağına. Ardından da Arya'nın bebek kahkahası. O iki çift yeşil gözü bir daha görememenin düşüncesi bile Ilgaz'ı mahvediyordu.
Ilgaz olay yerine varıp arabadan indiğinde, mavi arabasının ön koltuğunda topuz yaptığı saçları önüne düşmüş, başında kanla baygın bir hâlde yatan Ceylin'i gördü.
"Ceylin!" diye bağırdı uzaktan.
Koşarak yanına geldi.
"Ceylinim, ben geldim sevgilim."
"Neden baygın? Neden çıkartmıyorsunuz arabadan? Neden götürmüyorsunuz ambulansa?" diye çıkıştı dolu gözleriyle yanındaki acil tıp teknisyenlerine.
İçlerinden saçını yukardan bağlamış olan bir kadın yanıtladı Ilgaz'ı.
"Bacakları sıkışmış. Bu hâlde çıkarırsak ampüte etmemiz gerekir. İtfaiyeyi bekliyoruz. Arabacı kesecekler."
Ilgaz'ın gözünden bir damla yaş daha düştü. Tüm vücudu acıyla titriyordu.
Ceylin'e döndü.
"Ceylin'im... Korkma sevgilim, bak ben burdayım. Burdayım... Hiçbir yere gitmiycem. Hep yanında olucam tamam mı? Çıkaracaklar seni. Korkma birtanem."
Yüzüne düşen saçlarını okşadı. Ellerini yanaklarına koydu. Gözlerinden düşen yaşlarla birlikte alnına bir öpücük kondurdu.
Dudaklarını Ceylin'in saçlarından ayırırken duyduğu boğuk bir ağlama sesiyle durdu Ilgaz. Ses uzaktan geliyordu. Sesin geldiği yöne baktı. Sesin sahibi, minik kızından başkası değildi.
Çok korkmuş, yanakları gözyaşlarıyla sırılsıklam olmuştu. Annesinin özenle iki taraflı ördüğü saçları dağılmış, üstü başı toz olmuştu. Bedeninde hafif yaralar ve sıyrıklar vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüzünü Dökme Küçük Kız | IlCey
FanficGülümsedi Ceylin çoktan dolan gözleriyle. "Senin gibi gülsün böyle. Her güldüğünde huzur dolsun içime." Elini Ceylin'in kalbine koyup öptü. "Senin gibi çok güzel bi' kalbi olsun." "Çok güçlü olsun annesi gibi." "Sana benzesin." dedi Ceylin'in iki e...