Yükseklere Topuklular - 2

628 28 12
                                    

"Dışarda kornolar ötüşürken kuş gibi, senle ben kafeste yine. Ama dur, bahar öyle bir günde gelmez ki."

Gülümsedi Deniz burukça.

"Doğru söylemişsin. Şimdi anladım, küçük olmayı özlüyorum." dedi.

Ceylin de gülümsedi.

"Zaman dursa da hiç büyümeseniz diyorum bazen."

"Başliyim mi?" diye sordu.

"Dur." dedi Deniz.

"N'oldu?"

"Eve gidebilir miyiz?" dedi Deniz. Başını çevirip ona baktı Ceylin.

"Hepinizi birlikte dinlemek istiyorum. Böyle teker teker, kafam karışıyor." diye isyan etti Deniz.

Hep bir arada olmaya çok alışmıştı ve şimdi herkesin bir yana dağılmış olması ona kötü hissettiriyordu.

Başıyla onayladı Ceylin.

"Gideriz tabi ki."

Kalkarken elini tutmak için bir an Deniz'e bakacak oldu ama sonra içinde bulundukları durumu hatırladı. Kendi kendine kalkmasını bekledi ve yürümeye başladılar.

"Anne." dedi Deniz.

Ceylin gözleri dolu bir şekilde ona dönüp gülümsedi.

Deniz ağzından çıkanı fark edip gözlerini yere indirdi.

"Bahar'la yalnız kalabilir miyim? Bir iki saat. Lütfen." dedi.

Gözlerini ondan kaçıran kızının güneşte parlayan altın sarısı saçlarına baktı Ceylin. Usulca başını salladı.

"Olur." dedi. Deniz'le birlikte arabaya binip eve doğru sürmeye başladı.

Dikiz aynasından parmaklarıyla oynayan kızına baktı. Aklında binlerce düşünce vardı. Bu zamana kadar onlarca kez düşünmüş, ezberlemişti ona nasıl açıklayacağını ama şimdi hepsini unutmuştu sanki. Ağzından çıkacak herhangi bir kelimenin onu incitebileceğinden korkuyordu, bu yüzden de yol boyunca konuşmamıştı.

Arkayı görmek için aynaya tekrar baktığında kızının mavileriyle karşılaştı. Okyanus mavisi gözleri annesinin yeşilleriyle birleştiğinde gözlerini kaçırmadı Deniz. Aksine uzun uzun baktı. Ondan kaçarken bile huzuru, güveni onun gözlerinde buluyordu çünkü. En kızgın olduğu kişi Ceylin olsa bile saklanmak için onun ormanına koşuyordu.

Eve vardıklarında arabayı durdurdu Ceylin. Park eder etmez Deniz inip eve doğru koşmuştu. Ceylin arabadan inerken kızının babasının yanından geçip Bahar'ı almak için alt kata girdiğini gördü.

Gücü tükenmiş bir şekilde Ilgaz'ın yanına geldi. Kendini onun kollarına bırakıp sımsıkı sarıldı. Patlayacakmış gibi atan kalbi onun güvenli limanında biraz duruldu. Saçından öpüp sırtını sevdi Ilgaz.

"Nasıl geçti?" dedi. İç çekti Ceylin.

"Bilmiyorum." dedi.

"Hem deli gibi dinlemek istiyor hem de hiçbir şey duymak istemiyor." diye ekledi.

"Kaybetmekten korkuyor Ceylin.." dedi Ilgaz yüzüne gelen saçlarını severken.

Yüzünü Dökme Küçük Kız | IlCeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin