KIYI

Madalyon

        Etraf aydınlanmış sabah olmuştu. Kıyı erkenden kalktı, Fırat hala uyuyordu. Kıyı hemen evden çıkarak Büyük postaneye doğru yola çıktı. Bir taksiye binerek, Büyük postaneye yakın bir yerde indi. Postaneye doğru yürümeye başladı. Postanenin ana giriş kapısına doğru yaklaştı, hemen içeri girmedi. Önündeki caddeden geçerek etrafını kontrol etti. İçeri girip posta kutusunun içindekini bir an önce almak istiyordu. Fakat içgüdüsel olarak bunu bir tuzak olabileceğini hissediyordu. Temkinli olarak Postaneden içeri girmeliydi.

        Tekrar Postanenin önüne geldi. Bina dışında afişler vardı. PTT'nin kuruluş yıldönümü nedeniyle içeride mini bir konser verilecekti. Konser sırasında kalabalıktan yaralanarak içeri girmek ve posta kutusuna ulaşmak güzel bir fikir gibi gözükse de, alternatif bir plan hazırlamalıydı. Büyük postaneni önündeki, giyim mağazaların bulunduğu caddeden geçerek, postanenin arka sokağına yürüdü. Postanenin arka tarafta bir giriş kapısına baktı, ama yoktu. Arka tarafta postaneye bitişik bir Tarihi Cami vardı. Cami'nin yanındaki yan yoldan geçerek tekrar Büyük postane önüne geldi. Etrafını incelemeye devam etti. Büyük postanenin yanında birkaç küçük büfe vardı. Büfelerin bulunduğu yerde Büyük Postanenin servis kapısı bulunuyordu. Kapının yanında bulunan büfeye, ait olan bir masada oturdu, beklemeye başladı. Kapıdaki güvenlik görevlilerini içeriden çağırmasını fırsat bilen Kıyı kapıdan içeri hızlıca girdi. Çalışma ofislerinin bulunduğu binadan biri, Kıyını içeri girdiğini fark etmiş. Yanına giderek, Kıyı'ya seslendi.

        -Hey bayan! Ne arıyorsun burada. Temizlik şirketinin gönderdiği eleman mısınız?

       Kıyı duraksamadan.

       -Evet.

       -Temizlik işleriyle ilgilenen Çiçek Hanım hastalanmış, yerine bu işleri yapacak bir eleman istemiştim. Adınız Ne?

      -Kıyı.

      -Kıyı Hanım bugün önemli bir gün. PTT'nin kuruluş yıl dönümü nedeniyle içeride birazdan mini bir konser verilecek. Konser öncesi içerinin genel bir temizlik yapılması gerekecek, bilirsiniz işte yerler silinecek, kirlenmiş yerler temizlenecek. Bu arada Üniformanız var mı?

      -Maalesef yok.

      -Neyse önemli değil. Temizlik deposunda yedek üniforma ve temizlik malzemeleri mevcut, sizi oraya götüreyim de bir an önce görevinize başlayın.

     -Tamam.

      Kıyı temizlik üniformasını giydi saçlarını bir bone ile kapattı. Temizlik malzemelerini ve araçlarını alarak, ana salona girdi. Bir yandan temizlik yaparken bir yandan etrafını etrafı kontrol ediyordu. Salonda mini konser öncesi hazırlık yapan müzisyenler ve gişe memurları vardı. Herhangi gibi şüpheli birini görmemişti. Yavaş yavaş 33 numaralı posta kutusuna giderken, birden duraksadı. Etrafını daha dikkatli bir şekilde baktığında, kulaklıklı bir adam dikkatini çekti. Tek kulaklıkla müzik dinliyor gibi gözükmüyordu. Kıyı adamı uzakta izlemeye başladı. Adam etrafı gözetliyor ve kulaklıkla birileriyle ile konuşuyordu. Kıyı emin olmak için, temizlik yapıyormuş gibi adamın yanına yaklaştı. Evet, adam bir ajandı etrafı gözetliyordu. Etrafına daha da dikkatli inceleyen Kıyı kulaklıklı üç adam daha gördü. Bu bir tuzaktı. Kıyı salondan sakince ayrıldı, temizlik odasına gitti. Bir plan yapmalıydı. Aklına bir şeyler de geliyordu. Etrafına baktı, çeşit çeşit temizlik malzemeleri ağzı kapaklı boş bir plastik küçük kova vardı. Kovanı içine amonyak ile çamaşır suyunu döküp karıştırdı ve kovanın üst kısmına karışım sıvısının içine çok az batacak şekilde akkor flamalı bir ampul yerleştirdi. Sonra lambanın fişi dışarı çıkacak şekilde kovayı kapağını sıkıca kapattı.