KIYI

İhanet

Askerlerden biri Kıyı'ya seslenir.

      -Yeter artık, Sir Albert sizi görmek istiyor.

Kıyı Fırat'tın yanından ayrılmak istemiyordu.

       -Birkaç dakika daha kalmak istiyorum.

       -Kalmanız imkânsız, Sir Albert bekletilmekten hiç hoşlanmaz.

      -Bırakın beni, biraz daha kalmak istiyorum.

       Birkaç asker Kıyı'yı zor kullanarak Fırat'ın kaldığı odadan çıkardılar. Sir Albert'in yanına götürdüler.

       -Gücümüzü ve kudretimizi anlayabiliyor musun Kıyı. Bence anlamazsın hatta hayal bile edemezsin. Senin acı çekmen için elimden gelen her şeyi yapacağım. Komiteye verdiğin zarardan dolayı bunu hakkediyorsun. Seni şuracıkta öldürmek, senin için kurtuluş, benim içinde kolay bir yol olur. Acı çekmenin en kolay yolu sevdiklerinin ölümüne tanıklık etmen bence en etkilisi olacaktır. Şu anda malikânenin bahçesinde Fırat için bir infaz sahnesi hazırlatıyorum. Malikânenin bahçesinde bulunan çınar ağacına Fırat'ı bağlayıp kuşuna dizilecek. Sana bunu engelleme fırsatı veriyorum. Eğer komitenin sadık bir çalışanı olursan ve verdiğimiz emirleri harfiyen uyarsan Fırat ve senin canını bağışlarız.

      -Asla komite için çalışmam. Babamın ve annemin katileri için çalışmam. Asla.

      -O zaman Üç dakikan var. Fırat'ın infazını başlaması için üç dakikalık süre için emir verdim. Biraz acele etsen iyi olur.

      Kıyı malikânenin koridorlarında tüm gücüyle koşmaya başlar. Merdivenlerden uçarcasına iner. Ayağı takılır düşer hemen yerden kalkarak bahçeye açılan kapıyı kırarak açar. Bahçeye çıktığında çınar ağacını görür. Sir Albert'in dediği gibi çınar ağacına bağlanmış Fırat'ı ve Fırat'ın karşısında infaz mangasını görür. Kıyı hızlıca Fırat'a doğru koşmaya başlar. İdam mangası Fırat'ın göğsüne nişan almış ateş etmeye hazır bir şekilde bekliyordu. Kıyı koşabildiği en hızlı biçimde koşmaya başladı. İdam mangasını durdurabilecek miydi acaba? Yada o korkunç düşünceyi bile aklına getirmek bile istemiyordu. Fırat olduğu yere yaklaşmış tiki tüfekler patlar.

      -Hayır olamaz. Fırat. Fırat ölemezsin. Hayır...

Fırat'a sarılır. İdam mangasına dönerek haykırmaya başlar.

     -Alçaklar, köpek sürüleri gücünüz çaresiz insanlara mı yetiyor. Bunu bedelini size en ağır biçimde ödeteceğim.

Kıyı infaz mangasına bağırırken arkasından...

      -Kıyı, ben iyiyim. Diye bir ses duyar.

Kıyı hemen arakasına döner. Fırat ölmemiş ve hiçbir yarası yoktu. Bu sırada...

      -Haa haaa haaa haaaa ...

Sir Albert pis pis kahkahalar atmaktadır.

       -Kıyı senin fedakârlıkta ne kadar ileri gidebileceğini görmek istiyorum. Fırat için ölür müsün?

       -Ölürüm.

       -Duyamadım, ölür müsün bu insan için?

       -Hiç düşünmeden ölürüm.

Sir Albert askerlere komut vererek gerçek mermilerin olduğu şarjörleri takmalarını söyler.

       -Şarjör değiştir, kurma kolunu çek, bırak, hedefe nişan bekle. Askerlere bu kez geçek mermileri takmalarını söyledim.