Kendisini takip eden adamda peşinden geldi. İngilizce bir şeyler söylüyordu. Kıyı adamın konuşmasından bir şey anlamamaktaydı, sonra adam Türkçe konuşmaya başladı.
-Eva niçin kaçıyorsun ben Max.
Kıyı duraksadı.
-Maxxx...?
-Afganistan'da sahada beraber görev aldık, hatta beni ciddi bir yara almaktan kurtarmıştın.
-Evet Max. Afganistan mı?
Kıyı hiçbir şey hatırlamadı ama hatırlamış gibi yaparak konuşmaya devam etti.
-Max, Ben çok ciddi bir kaza geçirdim. Kafama aldığım darbe sonucu hafızamı kayıp ettim. Bazı olayları hatırlayamıyorum. Ama doktorlar geçici diyorlar. Biraz daha bir şeyler anlatırsan belki bir şeyler hatırlaya bilirim?
-Kandahar'daki operasyonda beraberdik bizim ekip pusuya düşürülmüştü. Ağır ateş altındaydık. Terk edilmiş bir eve seninle birlikte sığınmıştık. Çok iyi bir savunma yapıyorduk. Benim bulunduğum pencereye bir roket atar mermisi isabet etti. Patlamanın etkisi ile bacağımdan yaralanmıştım. Beni terk etmedin ya da yardım çağırmak maksadıyla gitmedin. Senden destek alarak ve savuma yaparak, güvenli bölgeye ulaştık. Hayatımı kurtardın dostum.
Max kollarını sarılmak amacıyla açtı.
Kıyı hatırlamış gibi davranarak.
-Evet, orada hayatını kurtarmıştım dostum.
Sonra Max ile sarıldılar.
-Eva sana ne oldu? NSA (Ulusal Güvenlik Ajansı) ile iletişime geçmedin.
-İletişime geçmedim. Çünkü kimliğimin açığa çıkmaması gerekiyordu. Bir müddet daha gizlenip, iletişime geçecektim.
-Her neyse Eva, boş ver bunları bir yerlere gidip oturalım.
-Tamam, olur, gidelim.
Kıyı deponu çıkış kapısına doğru ilerlerken. Max Kıyı'nın hemen arkasından yürüyordu. Ceketinin iç cebinden bir şırınga çıkardı. Elindeki şırıngayı Kıyı'ya enjekte etmeye çalışırken.
-Hey, sen ne yapıyorsun?
Kıyı ani bir refleksle Max'ın bu hamlesini bertaraf etti. Bu beklenmedik hareket karşısında Max Kıyı'ya saldırmaya başladı. Tekmeler, yumruklar havada uçuşuyordu. Fakat Kıyı Max'ın bütün yumruk ve tekmelerini savuşturdu. Kıyı bu duruma çok şaşırmıştı içgüdüsel olarak kendini savunuyordu.
Max soluk soluğa kalmıştı.
-Vay bee... Bu işin kolay olamayacağı belli oldu. Eva sen akademinin en iyi öğrencisiydin.
Max bıçağını çıkardı.
-Hey dostum ne yapamaya çalışıyorsun. Saçmalama bırak o bıçağı, lütfen yalvarıyorum. İmdat... Biri bana yardım etsin. İmdat...
Kıyı çok korkmuştu, depodan kaçmak için etrafına bakıyor fakat çıkış yolu bulamıyordu. Çaresizlik içinde sonunun geldiğini hissediyordu.
-Boşuna nefesini tüketme, kimse sana yardım edemez. Ne o... bıçağı görünce korktun mu? Merak etme işini çabuk bitireceğim.
Max Kıyı'ya bıçak ve yumruk ile saldırdı. Kıyı ise kendisini savunmaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIYI
AventuraÖlmek için güzel bir gün... Hafızasını kayıp eden genç bir kızın geçmişine ait gerçekler denizindeki kendini bulma hikâyesi. Ölmek için güzel bir gün... Kim olduğunu bilmeden, gerçekleri bulma hikâyesi. Ölmek için güzel bir günü kendine armağan eden...