Chapter five

1.1K 130 55
                                    

2 hafta sonra

Bavullarımı alıp bekleme alanına doğru ilerlemeye başladım. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi ve çok tuhaf hissediyordum.

Özlemiştim... her şeyi, herkesi ve...

İki yılınn sonunda tekrar beraber olacağım arkadaşlarımı gördüğümde gözlerimin dolmasını engelleyemedim.

"Hyung!"

Üçü birden dönüp bana baktıklarında Changbin hyungun ağladığını gördüm, çok komik duruyordu.

"Hyunjinnie! Hyung görüyor  musunuz geldi!"

"Kör mü demeye çalışıyorsun bize amk evladı? Hosş geldim lan yarr-"

"Minho!"

"İlk ben sarılıcam!"

"Dur lan ben sarılıcam!"

Birbirlerini itekleyerek yanıma geldiklerinde ikisi de yere düşmüştü... onları geride bırakıp bana iyice yaklaşan Chan hyung sıkıca sarılmıştı. Onun sarılması herkesten farklıydı. Güvende hissettiriyordu, her şeui unutturabilecek bir sarılmaydı. En çok özlediğim şeylerden biriydi bu sarılma.

Sonra Minho hyung birden üstüme atladı ve az kalsın yere düşüp rezil oluyorduk... onunla da sarıldıktann sonra benimle uğraşmaya başladı. Beni bu kadar özlemesi çok şaşırtıcıydı...

Ve Changbin hyung...

Ağlıyordu. Bu adam dıştan çok sert gözüküyordu ama çok yumuşak  ve kırılgandı.

"Hyung ağlıyor  musun sen?"

"Ne ağlayacağım be senin için!" Kızdıktan sonra bana sıkıca sarılmıştı. Bu üç sarılma için her şeyimi verebilirdim.

Hepsini o kadar çok özlemiştim ki sonsuza kadar sarılmak istedim.

Birlikte arabaya geçerken Changbin hyung ve Minho hyung tartışmaya başlamışlardı bile.

Arabayı Minho hyung kullandığı için ona bulaşmamıştım çünkü ağzımıza sıçabilirdi.  Bu yüzden Chan hyung zor olsada Changbin hyungu bir şekilde susturmuştu...

Apartmanın önüne geldiğimizde hepsi bana bakmaya başladı.

"Ne var be?"

"Jeonginler karşı dairemizde kalıyorlar eğer yakalanmamak istiyorsan çok sessiz ol ve özellille sen Changbin sakın ağzını açma."

"Anlaşıldı komutanım!"

"Lan geri zekalı angut sessiz ol dedi."

"Pardon."

"Tamam Chan hyung. Hadi bavullarımı yukarı çıkartın ben çok yorgunum."

Bavulları onlara çıkarttırmaya  çalışırken yukarıdan  bir ses geldi.

"Lan bunlar-"

"Oha lan Hyunjin değil mi bu?!"

Yukarıdan bizi görüp konuşmaya başlayan Jisung ile şok olmuştuk.

"Hassiktir bro sıçtık."

"Gerçekten tam adamına yakalandık amk"

Jisung'un çığlığına koşan felix  beni incelemeye başlamıştı.

"Oha lan harbiden Hyunjin!"

Onlar şaşkınca bana bakıp duruken arkadan bir ses geldi...

"Hyung kahveleri getirdim nereye koyayım?"

"Hyung?"

"Hyung?! Nereye bakıyorsunuz siz? Duymuyor musunuz beni?"

Jeongin'in milyon defa seslenişini hala fark etmeyip bana mal mal bakmaya devam ediyorlardı...

This i love- HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin