"Bu bir haftalık tatilde sizden istediğim sunumları hazırlamanız gerekiyor. Tek bir konunun bile eksik olmasını istemiyorum ona göre düzgün hazırlayın. Sunumlarınızda hata bulursam dersimden kalırsınız iyi günler."
Hocanın son söyledikleriyle oflayıp başımı masaya yasladım. Üniversite hayalim böyle değildi. Sadece eğlenip biraz çalışmak istiyordum. Günlerce aptal bir sunum için uğraşmayı değil.
Derin bir nefes alarak ayağa kalktım sınıftan çıkarak bizimkilerin yanına ilerledim. Yine her zaman olduğu gibi arka bahçede buluşacaktık.
Aniden birinin kolumdan tutup boş bir sınıfa çekmesiyle panikleyerek ve küçük bir çığlık attım. Karşımda bana sırıtarak bakan Hyunjini görünce kızmak yerine gülümseyerek sarıldım.
"Aptal korktum."
"Özür dilerim güzelim sadece seni çok özledim biraz vakit geçirelim istedim."
Kıkırdayıp parmak uçlarımda yükselerek yanağına bir öpücük bıraktım.
"Bizimkilerin yanına gideceğim gelmek ister misin?"
"Hayır ben seninle vakit geçirmek istiyorum. Sadece seninle."
Hyunjin'in ellerini tutup konuşmaya başladım. "Dersin var mı?" Sorduğum soruya cevap vermek yerine ellerinin arasındaki ellerime bakıyordu. Kıkırdayıp bir elimi çenesine yerleştirip bana bakmasının sağladım. Sonunda bana cevap vermişti. "Hayır güzelim bugün dersim yok."
"Güzel benimde yok, dışarı çıkabiliriz."
__________
Yazarın ağzından
Hyunjin ve Jeongin okuldan çıktıktan sonra birlikte bir restorana gidip yemek yemişlerdi. Uzun zaman sonra karşılıklı oturup güzel şeyler konuşarak yemek yemek ikisi içinde garip ve heyecan vericiydi.
Hyunjin'in içinde ayrı bir mutluluk vardı. Jeongin'in kendisini affettiğini gerçekten hissedebiliyordu artık. Jeongin ona yine güzel bakıyordu... tanımayan biri bile Jeongin'in gözlerinden anlayabilirdi Hyunjine ne kadar aşık olduğunu.
Yemeklerini yedikten sonra bir avm ye giderek sinemaya girmeye karar verdiler. Bir film seçmişlerdi, seçmek pek kolay olmamıştı elbette. Jeongin bir korku filmine gitmek istemişti ancak Hyunjin bunu hemen reddetmişti. Daha sonrasında gösterdiği bilim kurgu filmini de Jeongin beğenmemişti ve en sonunda bir animasyon filmine girmeye karar vermişlerdi.
Jeongin elinde biletlerle kendilerine içecek ve mısır alan Hyunjini izliyordu. Olabildiğince gülümsüyordu. İmkansız gelmişti ona... bir daha onu görmek, onu öpmek, ona bakmak, onunla olmak imkansız gelmişti. İmkansız sadece biraz zaman alır sözü gerçekmiş diye geçirdi içinden. Öyleydi biraz zaman lazımdı, zor olsa da geçiyordu ve en sonunda mutlu oluyorlardı.
Daldığı düşüncelerden Hyunjin'in kendisine yaklaşıp seslenmesiyle kurtulmuştu. "Nereye daldın sen öyle?"
"Hiç... hadi içeri girelim."
"Girelim bebeğim."
Jeongin içeri girdiğinde Hyunjin de ardından geldi. Bir süre karanlık salonda koltuklarını aradıktan sonra buldukları koltuklara oturup filmin başlamasını beklemeye başladılar.
Hyunjin aldığı mısırı ortalarına koyduktan sonra içeceğini jeongine uzattı. Bir kolunu Jeongin'in omzuna atarak kendisine çekti. Jeongin başını Hyunjin'in omzuna yaslayarak içeceğinden içmeye başladı.
Hyunjin, Jeongin'in saçlarını koklayıp minik öpücükler kondururken başlayan film ile dikkatlerini filme verdiler. Animasyondu ama onlar animasyon severdi zaten....
Saçma olaylara dakikalarca gülerek filmi izlediler. Filmin en gergin kısmında arkadan gelen Kurtlar Vadisi jenerik müziğiyle Jeongin ağzındaki mısırlardan dolayı, Hyunjin ise kafasına diklediği içecek yüzünden tıkanmıştı.
Koca salonda iki genç sessizce gülmeye çalışıyorlardı anca bu mümkün değildi. Birbirlerinin sırtına vurarak sakin kalmaya çalışıyorlardı. Bir süre sonra toparlanıp kendilerine geldiklerinde filmin kalan kısmını izlemeye devam ettiler.
____________________________________
Çok kısa bir bölüm farkındayım ama uzun zamandır doğru düzgğn yazamadım. Şimdi de gerçekten çok hasta olduğum içimin kısa bir bölüm yazabildim. Yazmakta ilk defa bu kadar zorlandım sanırım ben güzel şeyler yazamıyorum...
Ger neyse en kısa sürede yeni bölüm yazmaya çalışacağım 🫶🏻